Şeker hastalığı yada obezite için net bir altın standart yada en iyi ve en kötü diye nitelendirilen bir ameliyat tekniği yoktur. Bu tamamen hastanın metabolik durumunun değerlendirilmesine göre cerrahın ve hastanın tüm artı ve eksileri birlikte değerlendirip buna göre hangi ameliyat tekniğini uygulamaya karar vermesi ile sağlanır.
En etkili ve en önemli ameliyat hasta için en güvenli olan, hastanın fizyolojisini en az bozan ve sonraki yaşamında hastaya en az sorun açan yöntem olmalıdır.
Şeker hastalarında da beraberinde obezite de varsa ilk tercih edilecek ameliyat yöntemi, çoğu hasta için en güvenli ameliyat yöntemlerinden biri olduğu için, tüp mide ameliyatı hastaların % 75 inde özellikle de obez hastalarda problemi ancak % 25 hasta sonrasında yeni bir ameliyata ihtiyaç duyar.
En masum obezite ameliyatlarından biridir. Ameliyat daha kısa sürdüğünden kişinin aldığı genel anestezi daha az olmaktadır. Sadece hacim kısıtlayıcı bir yöntem olduğundan ve mide çıkışındaki boşalmayı kontrol eden pylor kası korunduğundan gastrik by-pass gibi daha ileri obezite ameliyatları ile birlikte görülen dumping sendromu görülmez. Hasta daha çabuk mobilize olur diğer bir çok obezite ameliyatına göre daha az maliyetlidir. Gastrointestinal sistem fizyolojisini çok bozmaz. İstendiğinde ve uyum gösterdiğinde fazla kilosunun %70'ine kadar ki kısmını verebilmektedir. En önemli avantajlarından bir tanesi yetersizliği halinde daha etkili bir çok obezite ameliyatına dönüştürülebilmesidir. Bu nedenle bazı süperobez hastalarda 2 aşamalı operasyonların 1.basamağında yapılıp yeterli bir kilo kaybı sağlanması amacıyla kullanılabilir.