Travma Sonrası Oyun Terapisi Müdahaleleri


1. Travmanın Çocuk Zihnindeki Temsili:
Çocuklar travmatik olayları genellikle sözel olarak ifade edemezler. Bu nedenle olay, çocuğun zihninde semboller, imgeler ve duyusal izlerle yer eder. Oyun terapisi bu temsilleri yüzeye çıkarmak için eşsiz bir araçtır. Kuklalar, figürler, çizimler ya da hikâyeler yoluyla çocuk yaşadığı olayı tekrarlayarak ya da dönüştürerek anlatır.
2. Tekrarlayan Oyunlar ve Travmatik Döngü:
Travma sonrası çocuklar belirli oyunları tekrar tekrar oynayabilir. Bu tekrarlar hem olayın zihinde işlenmemiş olduğunu gösterir hem de bu işlenmeyi destekler. Terapistin burada görevi bu tekrarlarda çocuğun güvenlik ihtiyacını fark etmek ve müdahale etmeden şefkatli bir tanıklık sunmaktır.
3. Regülasyon Önceliği:
Travma yaşayan çocuklarda sıklıkla sinir sistemi regülasyonu bozulmuştur. Bu nedenle oyun terapisinde ilk hedef, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamak ve bedensel farkındalık kazandırmaktır. Duyusal materyaller, rahatlatıcı oyunlar, ritmik aktiviteler bu noktada oldukça etkilidir.
4. Güçlendirme Temalı Oyunlar:
Travma çocuğun kontrol duygusunu kaybetmesine yol açar. Bu nedenle oyun terapide kontrolü çocuğa vermek, kendi kararlarını almasına izin vermek ve güçlü olduğu rolleri oynamasına fırsat tanımak iyileştirici etkiler sağlar. Süper kahramanlar, cesur karakterler, kurtarıcı figürler bu süreçte sıkça kullanılır.
5. Hikâyeleştirme ve Anlamlandırma:
Travma sonrası yaşantının hikâyeleştirilmesi, çocuğun zihinsel bütünlük oluşturmasına yardımcı olur. Terapi sürecinde çocuğun travmayı içeren ama sonu güvenli biten hikâyeler üretmesi, onun deneyimi anlamlandırmasına ve yeniden kontrol algısı geliştirmesine olanak tanır.
6. Oyun Terapisinde Sessizlik ve Duygusal Temas:
Travma yaşayan çocuklar zaman zaman sessizleşebilir, iletişimi kesebilir ya da uzaklaşabilir. Terapist, bu sessizliklere panikle değil anlayışla yaklaşmalı ve çocuğun temposuna saygı göstermelidir. Sessizlik, çoğu zaman yoğun duyguların dışa vurumudur ve terapist bu anlarda sadece “orada olmak”la büyük bir katkı sağlar.
7. Ebeveynle Eş Zamanlı Çalışma:
Travma sonrası sadece çocuk değil, aile de etkilenmiştir. Bu nedenle oyun terapisine ek olarak ebeveyn danışmanlığı önemlidir. Aileye travmanın çocuk üzerindeki etkileri anlatılmalı, evde güvenli bir bağ ortamı oluşturulması için rehberlik edilmelidir.
8. Post-travmatik Gelişim ve Oyun:
Travma yalnızca yaralayıcı değildir; aynı zamanda doğru destekle büyümeyi, dayanıklılığı ve içsel gücü de tetikleyebilir. Oyun terapisi, çocuğun bu potansiyelini açığa çıkarmasına yardımcı olur. Oyunun özgürleştirici gücü, çocuğun yeniden güvende, değerli ve yeterli hissetmesini sağlar.
Sonuç olarak, oyun terapisi travma sonrası çocuklarla çalışırken hem tanı koyma hem de iyileştirme aracı olarak önemli bir yere sahiptir. Terapistin şefkatli eşliği, çocuğun duygularını taşıyabilecek bir alan yaratması ve güvenli bağ kurması travmanın izlerini dönüştürebilir.