Sosyal medya beden algısını nasıl etkiliyor?

Günümüzde hiç tanımadığımız kişilerin hayatları bile bir tık uzağımızda artık. Yaptıklarımızla, giydiklerimizle, gittiğimiz yerlerle, yediklerimizle; yani takipçilerimizle paylaştığımız her şeyle tanıdığımız veya tanımadığımız birçok insana kendi hayatlarımızın kapılarını açıyor, bu insanları kendi hayatlarımıza yönlendiriyoruz. Artık ideal erkek/kadın nasıl olmalı dendiğinde, sosyal medyada bulunan “çok takipçili” hesaplar örnek gösteriliyor. Hatta aynı etkiyi meslek gruplarında gördüğümüz bile oluyor, iyi diyetisyen olmak için yine çok takipçili diyetisyen olmak gerekiyor. İyi-kötü, güzel-çirkin, başarılı-başarısız sıfatları artık sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlara, beğenilere ve takipçi sayılarına göre belirleniyor. Güzelliği, beslenmeyi, yaşam standartlarını farklı sosyal medya hesaplarından aynı kalıplara sokuyor ve kişilerin algıları üzerinde nasıl etkiler yarattığımızın farkında bile olmuyoruz aslında… Normallerimizin en çok etkilediği şey ise Beden Algısı; bu yazımda sosyal medya ile oluşan beden algısının beslenme üzerine nasıl bir etkisi olduğundan bahsetmek istedim!

Sosyal medya beden algısını nasıl etkiliyor?

SOSYAL MEDYA BEDEN ALGISINI NASIL ETKİLİYOR?

Sosyal medyada zayıf olmanın güzellikle aynı şekilde değerlendirildiği görüyoruz. Medya aracılığıyla sürekli kusursuz beden ve yüzler gösteriliyor bizlere. Böylece kişilerin zihinlerinde erken yaştan itibaren mükemmel, ideal erkek ve kadın imajları oluşuyor. Kişiler bu sosyal medya hesaplarından gördükleri kadınlar ve erkekler gibi olmak istiyor, onlar gibi görünmek arzusuyla hareket ediyor. Bu nedenlerden dolayı kendileri ile ilgili çarpık bir beden algısı oluşuyor. Aynı zamanda bu sosyal medya hesaplarında, dalga geçme, kişilerin görüntüsüyle ilgili olumsuz eleştiriler yapma gibi davranışlarda mevcut, bu davranışlarda bireyleri olumsuz etkiliyor.

NEDİR BEDEN ALGISI BOZUKLUĞU?

Beden algısı, bireyin kendi bedenini algılama şekli ve zihninde biçimlendirdiği resmidir ve aynı zamanda bireyin kendi bedeni ile ilgili hissettikleri ile yakından da ilişkilidir. Kişinin çevresiyle ilişkisi sonucunda edindiği tecrübelere bağlı olarak da beden algısı şekillenir. Bireyin kilosu, boyu, genel beden oranı, göz rengi, boyu; kişisel yeterlilik hissini etkileyen önemli özelliklerdendir. Ve beden algısı, bireyin yaşamına yön veren, sosyal iletişimini belirleyen, bedenimiz hakkında oluşturduğumuz imge ve zihnimizde vücudumuzun şeklini tanımlamanın bir yoludur. Kişinin sahip olduğu vücut yapısı, algıladığı vücut yapısı ve idealindeki vücut yapısı arasındaki farklar arttıkça beden memnuniyetsizliği de artış gösterir. Bu memnuniyetsizlik sonucu beden algısı bozukluğu ortaya çıkar. Bu durumda beden algısı bozukluğunun tek sebebi olarak gerçekte sahip olunan vücut ağırlığı veya vücut yapısını göstermek doğru olmayabilir, algılanan vücut yapısı ve idealdeki vücut yapısının da önemi göz önünde bulundurulmalı.

BEDEN ALGISI BOZUKLUĞU İLE BESLENME ARASINDA Kİ İLİŞKİ NEDİR?

Kişinin algıladığı vücut yapısı ile idealindeki vücut yapısı arasındaki fark arttıkça, kişi ideal vücut yapısına ulaşmak isteyerek bunun için çabalamaya başlıyor. Bu beden algısının getirdiği bir sonuç. Bu noktada kişiler kendi vücut yapısından mutlu olmayarak, kendini idealindeki vücut yapısında olursa mutlu hissedeceğini düşünüyor. Bu nedenle öncelikle popüler, hızlı kilo kaybına neden olan diyet yaklaşımlarına yöneliyor. Detoks diyetler, düşük kalorili diyetler ile sağlığını göz önünde bulundurmayarak istediği vücut ağırlığına ulaşıyor. Fakat bu diyetlerin etkisi tahmin edilenden daha kısa sürdüğü için ve sürdürülebilir olmadığı için ne yazık ki kaybedilen vücut ağırlığı geri alınıyor ve kişi uzun bir süre bu sağlıksız diyet döngüsünün içerisinde kalıyor.

Bu döngüden çıkamayacağını düşünen ve diyet serüveninden sıkılan, mutsuzluğu gitgide artan bireyler ikinci adım olarak cerrahi yöntemlere başvuruyorlar. Bıçak altına yatarak bu döngüyü kırmaya çalışıyorlar. Üzülerek söylemeliyiz ki diyet serüvenindeki “sürdürülebilir ve uygulanabilir” ilkeleri bu aşamada da önümüze çıkıyor. Beslenme alışkanlıklarını, yaşam tarzlarını değiştirmeyen kişilerde cerrahi yöntemlerde başarısızlıkla sonuçlanıyor.

Asıl problem ise kişiler ideal vücut yapısına ulaşma amacıyla bütün bunları denerken bozulan yeme davranışları. Beden algısı bozukluğu çoğunlukla kişilerde yeme davranışı bozukluklarını beraberinde getiriyor. Anoreksiya, Bulimia Nervoza, Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu gibi yeme davranışı bozuklukları gelişebiliyor. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda bu durumla oldukça sık karşılaşıyoruz çünkü onlar vakitlerinin çoğunu sosyal medyada geçiren gruplardan.

Kişiler daha sonra ki yıllarda ortaya çıkabilecek sağlık problemlerini düşünmeksizin attıkları bu adımlarda kendilerini mutlu hissetmeyerek daha büyük bir çıkmaza girebiliyorlar.

NE YAPILMALI?

Öncelikle kişi beden algısı bozukluğunu kendi başına farkedemeyebilir. Fakat bireyi destekleyici, algı bozukluğundan uzaklaştırıcı birçok kişi ile temasa muhakkak giriyor. Diyetisyen, doktor, psikolog gibi. Kişinin, etik ve mesleğini doğru bir şekilde yapan bir diyetisyenle çalışmaya başladığını ve diyet sürecine girdiğini düşünelim. Diyetisyen yapılan seanslar, görüşülen haftalarda kişinin bedeni ve mutluluğu arasındaki ilişkiyi; elbette gözlemleyecek ve bu algı bozukluğundan kişiyi uzaklaştırmak için adım atarak bir psikolog ile görüşmesini destekleyecektir. Burada işini iyi yapan bir diyetisyen ve psikologun bir kişinin hayatını değiştirebileceğini söyleyebilirim.

Bu makale 1 Kasım 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Elif Simay Erkan

Dyt. Elif Simay Erkan. Ankara’ da 1996 yılında dünyaya geldi. TED Ankara Koleji ve Çankaya Anadolu Lisesinde yine Ankara’da eğitim öğretim hayatımı tamamladı. 2016 -2020 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünde özel öğrenci olarak eğitimimi tamamladı ve Okan Üniversitesinden mezun oldu. Üniversite eğitimim esnasında mezun olduktan sonra mesleğime katkı sağlamak amacıyla Acıbadem Ankara Hastanesi, Güven Hastanesi, Dilara Koçak: Mezura kliniğinde gönüllü olarak, Liv Ankara Hastanesinde ise zorunlu staj yaptı. Yapmış olduğu stajlarda, beslenme biliminin Obezite ile Mücadele ve Kilo Denetimi, Erişkin ve Çocuk Hastalıklarında Beslenme Tedavisi ve Toplu Beslenme Sistemleri alanlarında tecrübe kazandı. Aynı zamanda çeşitli yayın, dergi ve basın kuruluşlarına gönüllü olarak bilimsel yazı, makale ve ilgi alanlarımd ...

Etiketler
Yeme bozukluğu
Dyt. Elif Simay Erkan
Dyt. Elif Simay Erkan
Ankara - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube