Sınavlarda durdulamaz olmak, başaran olmak

“Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim ve öğretim hayatınızı planlayın, sürpriz yaşamayın. Çünkü hayat tesadüflere bırakılmayacak kadar değerlidir.”

Sınavlarda durdulamaz olmak, başaran olmak

Her sene sınav birincilerine başarılarının sırrı sorulur. Yanıt klasiktir “çok çalıştım”. Ama gerçeği gizlerler. Çok çalışan yüz binlerce öğrenci var neden hepsi çok iyi puanlar alamıyor? Diye düşündürürler.

Çok çalışsam, biraz program yapsam yeter diye düşünen öğrenciler sınavlar açıklandığında hayal kırıklığına uğruyor. İçlerinde iyi sıralama yapanlar da çıkıyor elbet ancak kaliteli bir çalışma sistemiyle onun bile üstünü elde edebilecekken bununla yetinmek zorunda kalıyorlar.

Bundan bir yıl sonra (sınav bittiğinde) bu düşünceye inanmanın pişmanlığını yaşarsın.  İstediği yerin çok uzaklarda bir yerde kaldığını ve ulaşamadığını bilmek çok kötü bir histir. Deniz kenarında elinden kayan, şişme botunu dalgaların sürükleyip götürdüğünü izlemek gibi bir şey.

 

Hani kâbus görürken koşup kaçamazsın ya o derece güçsüz ve çaresiz hissedersin.

Bu düşünceye inanıp istediği sonucu elde edemeyince “Nerede yanlış yaptım?” diye düşünen öğrenciler, tatmin edici bir yanıt bulamaz.

Öğrencilerin en büyük dertlerinden biri de, istemediği üniversiteye yerleşmek. İstediğin sıralamayı elde edemediğinde “boşta kalmamak için” bir yeri yazarsın, ailen istedi diye bir yeri yazarsın. İlk haftadan oradan nefret etmeye başlarsın (tersinin gerçekleşmesi yani çok istemeden girdiğin bir yeri sonradan sevmen çok zordur).

 

Keşke daha çok çalışsaydım dersin. Sorun az ya da çok çalışmakta değildir ne olursa olsun, sonuçta istemediğin bir yerde sıkışıp kalmışsındır. Bir yandan sınava tekrar hazırlanmak istersin, bu sefer puanın kırılacaktır. Çıkmaza girmişsindir. Ya istemediğin bir yerde yıllarını geçirecek ve hayatın boyunca o istemediğin unvanı taşıyacaksın ya da bir yılını bir kat daha zorlaşan sınavı kazanmak için feda edeceksindir.

 

Hedeflerine ulaşan binlerce öğrencinin ortak tek en önemli noktası, bu öğrencilerin çok daha iyiye ulaşmalarını sağlayan şeyi artık biliyor, öğreniyor olacaksın. Kendine inanmak ya da çok daha güzel bir ifade ile “Kesin İnançtır bunun adı.

 

İşte 50 binden gelip Türkiye’de ilk 3 bine giren güzel öğrencimin hikâyesi,  böyle başladı. O stratejiyi merak ediyorsun biliyorum. Kesin inanç. Bir kez kendine sonuna kadar inanmayı başardığında durdurulamaz hale gelirsin. Ne bölgedeki diğer okulların başarılı öğrencileri ne de Türkiye’nin ilk 10 binindeki diğer öğrenciler, hepsini sollayabilirsin.

Kendine inancını güçlendirme aşamasına geliyoruz. Şimdi, aşağıdaki çok önemli soruları düşün. Bir belki iki cümlelik kısa yanıtlar vermen yeterli.

  • Sen de benzer zorlukları yaşıyor musun?

 

  • Çok sağlam bir hedefin olduğunu düşünüyor musun?

 

 

  • Sınavı kazanacağına kesin olarak inanıyor musun?

 

  • Ailenin ve çevrenin beklentilerini üzerinde hissediyor musun?

 

 

  • Hocalarının baskısı, seni diğer öğrencilerle kıyaslaması canını mı sıkıyor?
  •  

 

  • Ortada binlerce konu anlatımlı kaynak varken, hiçbirinin senin gerçekten sınavı kazanmanla ilgilenmediğini fark ettin mi?

 

 

  • Rehber hocalarının birbirinin kopyası olan programlarından, klişe sözlerinden hatta hiç ilgilenmemesinden bıktın mı?

 

  • Günde yüzlerce soru çözmen gerektiğini, sürekli çalışman gerektiğini hissettiğin halde bazen kalemi tutacak gücün bile olmuyor mu?

 

 

 

Bu soruların yanıtını vermeye başla…

Bütün samimiyetinle ve kendi vicdanınla…

Sonra güncelleme programı kapsamında bu kitabı okumaya devam ki sende güncellenerek kendi hedeflerine doğru “KESİN İNANÇ” olarak kenetlenebilesin.

Hiçbir engel seni hedefinden alıkoyamayacak duruma geliyor olacaksın.

 

AŞKINA GÜVENMEYEN PAÇALARI SIVAMASIN!

 

Fırat’ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine âşık olmuşlar. Delikanlı her gece Fırat’ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Gece sabaha kadar sohbet ederlermiş. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisinden müsaade isteyip, kendini Fırat’ın azgın sularına bırakır ve karşı yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş. Yine bir gece delikanlı Fırat’ı geçip sevgilisinin yanına gitmiş. Şafak sökerken delikanlı müsaade istemek üzere kadına yaklaştığında bir şeyin farkına varmış ve kadına dikkatle bakarak;

- Senin bir gözün kör müydü?  Demiş.  Kadın o zaman delikanlıya bakarak;

- Sen sen ol,  sakın ola bugün Fırat’a girme demiş.

Delikanlı kadından ayrılmış, Fırat’a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş.

Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden, onun gücü sayesinde Fırat’ı geçermiş. O aşk bitince de...

“Aşk” çok güçlü bir “motivasyon” kabul edelim… Üniversitede istediğin bölüme girmek de ” senin aşkın”


İnanmak başarmanın yarısıdır.

 

SINAVA GİREN ÖĞRENCİLERİN EN ÇOK ZORLANDIĞI ŞEY VE ÇÖZÜMÜ

 

Bu eğitimi tamamladığında sınav hazırlığına dair çok daha iyi bir yaklaşım kazanacaksın.

 Sana  YKS’yi  kazandıracak 1 numaralı stratejiyi öğreteceğim. Ardından sınavı fethetmek için gereken bütün malzemelere sahip olabileceksin.

                                                                                                                        

İşe bu çok önemli konu ile başlıyoruz: Türkiye’nin en iyi üniversitelerini kazanmak. Kulağına şaka yapıyorum gibi mi geliyor?

 Hayır, ben çok ciddiyim.

Buradaki “en iyi üniversite” kavramı istediğin bölüme göre değişebilir ancak bu üç kelimeyi bir araya getirdiğinde aklına neresi ya da nereler geliyorsa onu kast ediyorum.

Hangi üniversite ve bölümü istediğinden hiç emin değilsen eğitimi tamamladığında sonra bu su, berraklaşacak.

 

 

“Mantık sizi A noktasından B’ye götürür. Hayal gücü ise her yere.”

Albert Einstein

 

Kim sana neler söylerdi?

Kendini nerede görüyorsun?

Orda neler yapıyorsun?

Şu an hayatta gördüğün her şey, ama her şey dün birilerinin hayali idi. Şimdi gerçekler. Sende az önce kurduğun hayali, zamanı geldiğinde gerçekleştirdiğinde şimdi gördüğün her şey gibi senin gerçeğine dönüşecektir.

Değişim ve dönüşüme var mısın?

Değişişim ve dönüşüm başlıyor.

 

Daha hızlı koşan kazanır, sen nasıl koşanlardansın

 

“Afrika'da her sabah bir aslan uyanır en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa yok olacağını bilir.

Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı Aslan'dan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa yok olacağını bilir.

Aslan ya da ceylan olmanızın hiç önemi yok. Yeter ki her sabah kalktığınızda daha hızlı koşmanız gerektiğini  bilin...   “

Afrika Atasözü

 

Başarısız öğrenci yoktur!

Sadece kendine ve öğrenme yeteneğine güvenmeyen öğrenci vardır. Herkesin kendine özgü bir potansiyeli var. Bu potansiyeli fark ederek ortaya çıkarmak öğrenci ve sınav koçluğu çalışmasının özünü oluşturmaktadır.

 

 

 

Her birey başarılı olmak hayallerini gerçekleştirmek ister. Başarılı olmak için, açık, net ve ulaşılabilir hedefler belirlemeli, belirlenen hedeflere odaklanmalı ve hedefleri gerçekleştirmek için azimli olunmalıdır. Hedef belirlemeden başarılı olmak zordur.

Bir öğrencinin başarılı geleceği için;

Önemli olan çok çalışmak değil, doğru ve etkili çalışmaktır.

Önemli olan sadece sınav ve okul başarısı değil, hayat başarısıdır.

Önemli olan hırslanarak yarışmak değil, kendimizi tanıyarak, kendi gücümüzü kullanmaktır. Çünkü kendini daha iyiye taşıyan herkes yarışın birincisidir.

Önemli olan başkalarının istediği gibi biri olmak değil, içimizdeki cevheri ortaya çıkarabilmektir.

Önemli olan öğrenmek değil, öğrendiklerimizi uygulayabilmek, gerçekten olmak istediğimiz insan olabilmektir.

Her birimiz, içinde büyük bir potansiyel ile doğarız. Bu potansiyeli fark ederek ortaya çıkarmak, öğrenci koçluğu çalışmasının özünü oluşturur.

Her öğrenci kendi içinde farklı algılama, görüş, öğrenme biçimi ve davranış biçimine sahiptir.

Her birey, farklı ihtiyaçlar ve çözümsel yaklaşımlar içinde yön bulur.

Ona öğüt vererek, nasihat ederek bunu yapamayız. Ona doğru sorular sorarak, kendi cevaplarıyla kendi yönünü bulmasına yardımcı olabiliriz.

Öğrenci ve sınav koçu, öğrencinin kendi öz benliğini tanımasını sağlayıp, öğrenme teknikleri, hedef belirleme teknikleri, hızlı okuma ve okuduğunu anlama teknikleri ve diğer uygulama teknikleriyle, öğrencinin yaşama entegre olmasını, yolunu en baştan doğru çizmesini sağlar.

Başarısız öğrenci yoktur. Her birey kendine özgü farklıkları barındırır

Öğrenci ve sınav koçu, bu yolculukta öğrencinin yoluna ışık tutar.

Başarısız öğrenci yoktur. Her öğrencinin farklı bir öğrenme stili, algılama şekli ve gelişmiş zekâ tipi vardır. Her öğrencinin matematik zekâsı çok iyi olacak diye bir kaide yoktur. Kimi öğrencinin sosyal zekâsı, kiminin sanat zekâsı ya da spor zekâsı gelişmiş olabilir.

Başarı için çalışmak önemlidir, fakat doğru çalışmak daha önemlidir

Etkili ve verimli ders çalışma bir öğrenciyi başarıya götürecek en önemli faktörlerden biridir. Her öğrencinin bireysel farklılıkları göz önüne alındığında çalışma yöntemlerinde bazı farklılıklar olacaktır. Fakat herkes için geçerli genel çalışma yöntemlerinin olduğu da unutulmamalıdır.

 

Öğrenci ve sınav koçluğu,  desteği almayı düşünen öğrencilerin aşağıdaki soruları kendilerine sormalarını öneriyorum:

1.Konsantrasyonunuz yeterli mi?

2.Daha iyi odaklanmak ister misiniz?

3.Keyifli olarak başarıya odaklanmak ister misiniz?

4.Sınav stresi ve kaygısı yaşıyorsanız, kontrol gücü sizde olsun ister misiniz?

5.Hedefinizi netleştirmek ve ne istediğinize tam olarak karar vermek ister misiniz?

6.Başkalarının sizi kontrol etmesi yerine, siz kendi kendinizi kontrol etmek, yönetmek ister misiniz?

Bu sorulara verilen yanıtlar, öğrencinin koçluk çalışmasına ne kadar yatkın olduğunu belirleyen faktörleri de gösterir.

Özetle, kötü öğrenci yoktur! Sadece kendine ve öğrenme yeteneğine güvenmeyen öğrenci vardır. Hepimizin kendine özgü bir potansiyeli var. Bu potansiyeli fark ederek ortaya çıkarmak öğrenci ve sınav koçluğu çalışmasının özünü oluşturur.


Öğrenci ve sınav koçluğunun amacı; öğrenciyi hedefleri doğrultusunda yönlendirmek, motive etmek ve onun bu süreç içinde yaşadığı zorluklarla baş etmesini sağlamaktır

 

Aşağıdaki soruları bireye sorarak alınacak yanıtlara uygun olarak da yeni bir güncelleme yapar.

Aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyor musunuz?

  • Kişilik ve yeteneklerime en uygun meslek hangisi?
  • Derslerime hangi tekniklerle çalışmalıyım?
  • Hangi öğrenme stratejilerini kullanmalıyım?
  • Benim için en doğru üniversite hangisi?
  • Eşit Ağırlık mı, Sayısal mı, Sözel mi yoksa Dil Alanında mı daha başarılıyım?
  • Dershane ye mi gitmeliyim, özel ders mi almalıyım?
  • Bireysel Çalışma saatlerim ne kadar olmalı?
  • Günün hangi saatleri benim için en uygun çalışma saatleri?
  • Doğru besleniyor muyum?
  • Hafıza mı nasıl güçlendirmeliyim?
  • Dikkat sürem ne kadar ve nasıl artırabilirim?
  • Benim için en doğru ders çalışma programı nasıl olmalı?

 

Özetle, kötü öğrenci yoktur!

Sadece kendine ve öğrenme yeteneğine güvenmeyen öğrenci vardır. Hepimizin kendine özgü bir potansiyeli var. Bu potansiyeli fark ederek ortaya çıkarmak öğrenci ve sınav koçluğu çalışmasının özünü oluşturur.

 

“Başarı, amaçlı ve sistematik bir şekilde, hayatımız için önemli ve öncelikli konularda bilinçli seçimler yapmak ve bilinçdışının sınırsız gücünden doğru şekilde yaralanmakla mümkündür.”

 

Başarı için çalışmak önemlidir, fakat doğru çalışmak daha önemlidir

Als hastalığına rağmen rüyalarının peşinden gitti. Siz kendin rüyanızı gerçekleştirmek ister misiniz?

2018 yılında aramızdan ayrılan Stephan Hawking, yaptığı çalışmalarla astrofizik ve evrenbilimde yeni bir çağ başlattı. 1942 yılında İngiltere’de doğan Hawking, babası tıp ile ilgilenmesini isterken hayallerinin peşinden gitti ve Oxford’da Matematik – Fizik alanında eğitim aldı. 37 yaşında profesör oldu ve evrenin temel prensipleri üzerine çalıştı. Karadeliklerin özellikleri, evrenin bir sınırı olması gibi konularda bilimin tüm seyrini değiştirecek açıklamalarda bulundu. Fizik alanında bu kadar büyük başarılarla ilerlerken işini zorlaştıran durumlardan biri şüphesiz ALS hastalığıydı. 21 yaşındayken yakalandığı bu hastalık, zamanla motor nöronlarını öldürüyor ve sinir sistemini felç ediyordu. Önce hareket kabiliyetini sonra da sesini kaybeden ünlü fizikçi öğrenme isteğini, bilime olan tutkusunu ise hiç kaybetmedi!

Başarı hikâyeleri denince aklımıza en başarılı, en zeki, en zengin insanların hikâyeleri geliyor. Ancak herkes kendi başarı hikâyesini yazabilir. Hayallerinden vazgeçmediğin, zorluklar karşısında pes etmediğin, daha iyisini elde etmek için tutkunu yitirmediğin hikâyen, en güzel başarı hikâyesidir.

Şimdi senin başarı hikâyeni yazmaya başlayalım. Kalem senin elinde,  senaryoyu sen yazmalısın. Başrol oyunculuğuna sen soyunmalısın. Yönetmen koltuğunda da sen varsın. Şimdi başlıyoruz.

Bu makale 6 Haziran 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Abdullah TOPAL

Uzman Psikolojik Danışman Abdullah Topal, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Laboratuvar bölümünü başarıyla tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetleri bölümünü tamamlamiştir. Yüksek lisansının ilkini ise Cukurova Üniversitesi Psikolojik Hizmetler bölümünü tamamlamiştir


Uzman Psikolojik Danışman Abdullah Topal, mesleki çalışmalarına Yenişehir Mersin'de bulunan kurucusu olduğu Çözüm Psikolojik Danışmalık Merkezi 'nde devam ettirerek danışanlarına hizmet vermektedir.

Evli 2 çocuk babası olup binlerce danişana çözüm odaklı yaklaşımı ile kalıcı çözümlere imza atmaya devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Başarılı
Uzm. Psk. Dan. Abdullah TOPAL
Uzm. Psk. Dan. Abdullah TOPAL
Mersin - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube