Sınav kaygısı ve akupunkturla tedavisi

Sınav kaygısı ve akupunkturla tedavisi

Sınava çalışmaya ve sınav sırasında kişinin bildiklerini kullanabilmesine engel olan yoğun kaygı duygusudur.

Evdeki sıkı disiplin, güven kırıcı ebeveyn ve öğretmen eleştirileri, cezalar, zorlu sınav koşulları, okul başarısızlıkları, başarının küçümsenmesi, diğer kişilerle yapılan karşılaştırmalar sınav kaygısının gelişmesine zemin hazırlayan faktörlerdir.

Sınava giren kişide endişe yaratıcı olumsuz düşünce kalıpları vardır. Başarılı olamayacağı, diğer kişilerin kendinden daha akıllı olduğu, sınav sırasında bildiklerini unutabileceği, başaramazsa insanların onun hakkında ne düşüneceği, durumunun diğerleri kadar iyi olmadığı, çok eksiği olduğu düşünceleri kaygı uyandırır.

Sınava çalışan kişide uykusuzluk, ani öfke patlamaları, sosyal ilişkilerde bozukluk, derse odaklanamama ve beslenme alışkanlığında bozukluk gelişmesi sınav stresi için önlem alınması gereken durumlardır.

Sınavda düşüncelerini toplayamama, okuduğuna dikkatini verememe oluşur. Huzursuzluk, çarpıntı, terleme, baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, korku hissi, sinirlilik, aşırı terleme, barsak hareketlerinde değişiklik, ciltte kızarma gelişebilir.

Sınav kaygısı sonucu sınav başarısı %40'a varan bir oranda düşebilmektedir.

Çocuğa antidepresan ilaçlar vererek onu sakinleştirdiğimizde sınava çalışmak için geren kaygıyı da ortadan kaldırabiliriz. Çocukta uyku hali ve uyuşukluk gibi yan etkiler de oluşabilir. Bu ilaçları bırakmaya çalışmak ve ilacın bağımlılığından kurtulmak da sonrasında sorun olabilir. Bir denge tedavisi olan Akupunktur sınav kaygısını azaltmada en etkili yöntemlerden biridir.

Akupunktur iğneli veya iğneden rahatsız olan çocukta lazer ışığı ile kulak ve vücuttaki dengeyi sağlayan noktalara uygulanır. Çocuklarda genelde ışıkla yapılan lazer akupunktur tercih edilir.

Akupunktur kaygıya yönelik semptomları ortadan kaldırır.

Akupunktur ilaçsız, yan etkisiz ve kalıcı bir tedavi şeklidir.

En ideal tedaviye başlama zamanı, sınavdan 1-1,5 ay öncesidir. Haftada 2 seans olacak şekilde ortalama 10 seanslık bir tedavi, genelde yeterli olmaktadır.

Beyin kan akımı akupunktur tedavisi ile arttığı için, beynin konsantrasyon, hafıza ve bellek kapasitelerinde artışlar meydana gelir. Böylelikle derse daha iyi yoğunlaşma olur.

Stres sırasında oluşturulan uyarılar, limbik sistemimiz (kalp, mide, akciğerler gibi organları istem dışı çalışmasını ayarlayan sistem) tarafından algılanıp yorumlandıktan sonra bedenin vereceği cevap düzenlenir. Akupunkturun buradaki etkilerinin başında limbik sistemi düzenleyerek kalbimizin, sindirim sistemimizin çalışma düzenini, hormonlarımızın salgı düzenlerini dengelemesi gelir.

Böylelikle strese verilen cevaplar daha dengeli hale gelir, konsantrasyon ve dikkat artar. Stres eşiğini yükseltir. Böylelikle daha önce kızdığımız, sinirlendiğimiz, korkup heyecanlandığımız olaylara daha rahat yaklaşırız. Akupunktur ile salgılatılan endorfin ve enkafalinler iç huzur ve sakinlik hissi verir.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Başak Bingöl

Tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Klinik Biyokimya alanında uzmanlık eğitimini başarıyla tamamlayan Uzm. Dr. Başak Bingöl, modern tıbbın yanı sıra akupunktur, mezoterapi, hacamat ve hipnoterapi gibi tamamlayıcı tıp uygulamalarında da derinlemesine bilgi sahibidir. Bilimsel temellere dayanan bu yöntemlerle hastalarının fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengelerini sağlamalarına katkıda bulunmaktadır. Akupunktur ile vücudun enerji dengesini düzenlemeyi amaçlayan tedaviler sunarken, mezoterapi ile cilt sağlığını ve yenilenmeyi destekleyen uygulamalar yapmaktadır. Aynı zamanda hacamat ile vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olurken, hipnoterapi ile zihinsel ve duygusal sağlık üzerinde etkili çözümler geliştirmektedir. Bu bütüncül tedavi yaklaşımları, Uzm. Dr. Bingöl’ün hastalarına sunduğu bireyselleştirilm ...

Etiketler
Sınav
Uzm. Dr. Başak Bingöl
Uzm. Dr. Başak Bingöl
İzmir - Akupunktur
Facebook Twitter Instagram Youtube