Dr. Bilal Cengiz Şahbaz, ‘’Rahim ağzı kanseri için en önemli ve ilişkisi kanıtlanmış risk faktörü; genellikle cinsel yolla bulaşan, yüksek riskli human papilloma virüsler (özellikle HPV tip 16 ve 18) ile enfeksiyondur. Diğer risk faktörleri; sigara içilmesi, ilk cinsel ilişki yaşının erken olması, yaşam boyu cinsel partner sayısının çokluğu, yüksek parite, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü, bağışıklık sistemi zayıflığı sayılabilir. HPV maruziyeti sonrasında, vücudun bağışıklık sistemi genellikle virüsün zarar vermesini engeller. Bununla birlikte, maruz kalan kişilerin küçük bir kısmında virüs yıllarca hayatta kalır ve bazı rahim ağzı hücrelerinin kanser hücrelerine dönüşmesine neden olan sürece katkıda bulunur. Erken evre rahim ağzı kanseri genellikle hiçbir belirti veya semptom göstermez. Erken evrelerde serviks kanseri tanısı rutin kontroller veya hastanın şikayeti üzerine tarama yöntemleri sonucunda alınan servikal örneklerle konur. İlişki sonrası kanama, adetler arasında veya menopozdan sonra vajinal kanama, kötü kokulu, sulu, kanlı vajinal akıntı ve cinsel ilişki sırasında pelvik(kasık) ağrı dikkat edilmesi gereken şikayetlerdendir.’’ dedi.
Tarama Testleri Çok Önemlidir
Tarama testleri, rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olası hücrelerin tespit edilmesine yardımcı olabilmektedir diye ifade eden Dr. Bilal Cengiz Şahbaz, ‘’ Çoğu kaynak, 21 yaşından itibaren rahim ağzı kanseri ve kanser öncesi değişiklikler için taramaya başlanmasını önermektedir. Tarama testleri şunları içerir: PAP smear testi: En sık kullanılan yöntemdir. Rahim ağzındaki anormal hücreleri tespit ederek, riski artıran olumsuz değişiklikleri gösterir. Tarama programları ülkelerin sağlık politikalarına göre oluşturulmaktadır. HPV DNA testi: HPV varlığını belirlemek için kullanılmaktadır. Tarama testleri sonrası olası rahim ağzı kanserinden şüpheleniliyorsa, rahim ağzının kapsamlı bir muayenesi yapılacaktır. Bu muayene esnasında; anormal hücreleri belirlemek için, görsel büyütme özelliği olan aletler (kolposkop) kullanılmaktadır. Kolposkopik muayene sırasında, rahim ağzı hücrelerinden örnek (biyopsi) alınması, kesin tanıyı oluşturmak amacıyla yapılabilmektedir. Rahim ağzı kanseri tanısı kesinleşirse, evresini belirlemek için başka testler de yapılmaktadır. Kanserin evresi, tedavinin belirlenmesinde önemli bir faktördür. Görüntüleme yöntemleri: X-ışını, CT, MRI ve Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) gibi incelemeler, kanserin rahim ağzının dışında yayılıp yayılmadığının belirlenmesinde yardımcı olmaktadır. Mesane ve rektumun(bağırsaklar) detaylı muayenesi vb. Hastalıktan korunmak için; cinsel yolla geçiş gösteren hastalıklara karşı tedbir almak, sigarayı bırakmak, kansere yatkın olan lezyonların etkin takip ve tedavisini yaptırmak önemlidir. HPV'ye karşı geliştirilen aşılar da korunmada önemli rol oynamaktadır.’’