Şema Kimliğinin Oluşumu: Erken Dönem Yaralar


1. Şema Nedir?
Şemalar; bireyin kendisi, diğerleri ve dünya hakkındaki temel inanç kalıplarıdır. Bu inançlar çoğu zaman bilinçdışıdır ve kişinin yaşantılarını otomatik olarak filtrelemesini sağlar. “Ben sevilmeyi hak etmiyorum”, “İnsanlar güvenilmezdir”, “Ne yaparsam yapayım yeterli değilim” gibi cümleler birer şematik düşüncedir.
2. Duygusal İhtiyaçların Karşılanmaması:
Şema kimliğinin oluşumunda temel etken, çocuklukta karşılanmayan duygusal ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar arasında güvenli bağlanma, koşulsuz kabul, özgürlük, yeterlilik, spontane olabilme ve sınırların belirlenmesi gibi alanlar yer alır. Bu ihtiyaçlar yeterince karşılanmadığında birey, hayatta kalmak için uyum sağlayıcı ama uzun vadede zararlı olan inançlar geliştirir.
3. Ebeveynlik Tarzları ve Şema Gelişimi:
Aşırı eleştirel, ihmal edici, aşırı koruyucu, reddedici ya da tutarsız ebeveyn tutumları, çocukta belirli şemaların gelişmesine zemin hazırlar. Örneğin sürekli eleştirilen bir çocuk “kusurluluk/utanç” şeması geliştirirken, duygularına alan tanınmayan bir çocuk “duygusal yoksunluk” şemasına sahip olabilir.
4. Şema Kimliği: “Ben Buyum” İnancı:
Zamanla şemalar, bireyin kendilik algısıyla bütünleşir. Kişi artık bu inançların doğruluğunu sorgulamaz; onları kimliğinin bir parçası olarak kabul eder. Bu durum, kişinin değişime direnç göstermesine ve aynı döngüleri tekrar etmesine yol açar. “Ben hep yalnız kalırım”, “Herkes beni terk eder” gibi cümleler bu içselleştirilmiş şema kimliğine örnektir.
5. Uyum Bozucu Başa Çıkma Tarzları:
Şemalarla baş etmek için birey üç temel yol izleyebilir:
- Teslimiyet: Şema doğrultusunda hareket etmek (örneğin, sürekli eleştiren partner seçmek).
- Kaçınma: Şemayı tetikleyen durumlardan uzak durmak (örneğin, duygusal yakınlıktan kaçmak).
- Aşırı telafi: Şemayı inkar edercesine davranmak (örneğin, yetersizlik şeması olan kişinin sürekli başarı peşinde koşması).
Bu başa çıkma yolları şemayı korur ama iyileştirmez.
6. Şema Kimliğiyle Çalışmak:
Terapötik süreçte bireyin öncelikle şemasını fark etmesi, ona isim vermesi ve yaşamındaki etkilerini görmesi önemlidir. Ardından geçmişe dönerek bu şemanın nasıl geliştiği keşfedilir. Bu noktada içsel çocuk çalışmaları, yeniden ebeveynlik uygulamaları ve duygu odaklı müdahaleler kullanılır.
7. Şema Kimliğinin Dönüşümü:
Değişim, ancak kişi “Ben bu değilim, bu sadece bir inanç kalıbı” diyebildiğinde başlar. Terapist eşliğinde güvenli ilişkiler içinde yeni deneyimler yaşayan birey, alternatif şemalar oluşturur. Bu süreçte öz-şefkatin, sınır koymanın ve duygularla temas kurmanın büyük önemi vardır.
Sonuç olarak, şema kimliği geçmiş yaraların bugünkü yankısıdır. Ancak bu kimlik sabit değildir. Farkındalık, kabul ve yeniden yapılanma ile kişi kendi öz benliğine ulaşabilir. Terapötik süreç, bu içsel dönüşümün kapılarını aralayabilir.