Psikoterapide Karşıt Aktarım: Terapistin İçsel Dünyasıyla Çalışmak

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
7 Temmuz 20257 görüntülenme
Randevu Al
Psikoterapi süreci, sadece danışanın değil, terapistin de içsel dünyasının harekete geçtiği dinamik bir alandır. Bu bağlamda “karşıt aktarım” (countertransference), terapistin danışana karşı geliştirdiği duygusal tepkiler, düşünceler ve içsel süreçleri ifade eder. Terapötik ilişkide kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bu tepkiler, hem süreci zenginleştirebilir hem de müdahaleleri olumsuz etkileyebilir.
Psikoterapide Karşıt Aktarım: Terapistin İçsel Dünyasıyla Çalışmak

 Karşıt Aktarım Nedir?

Karşıt aktarım, terapistin danışanın kişiliğine, anlatılarına veya aktarımına verdiği duygusal tepkilerdir. Bu tepkiler, terapistin kendi geçmiş deneyimlerinden, çözülmemiş meselelerinden ya da bilinçdışı arzularından kaynaklanabilir. Örneğin:

- Danışanı “koruma” isteği
- Öfke ya da sabırsızlık hissetme
- Aşırı empati ya da mesafesizlik
- Danışana dair romantik ya da ebeveynsel duygular

 Neden Önemlidir?

Karşıt aktarım, terapistin farkındalık geliştirmesi gereken önemli bir aynadır. Bu tepkilerin farkında olmamak, müdahalelerin kişiselleşmesine, sınırların bulanıklaşmasına veya danışanın ihtiyaçlarının arka planda kalmasına yol açabilir. Ancak farkındalıkla ele alınan karşıt aktarım:

- Terapistin içsel gelişimini destekler
- Danışanın aktarımını anlamaya yardımcı olur
- Terapötik ittifakı güçlendirir

 Farklı Terapötik Yaklaşımlarda Karşıt Aktarım

- **Psikanalitik terapi:** Karşıt aktarım, danışanın aktarımını anlamada bir araç olarak görülür. Terapist, kendi duygusal tepkilerini analiz eder ve terapötik yoruma dahil eder.
- **Bütüncül terapiler:** Karşıt aktarım, terapist-danışan ilişkisinin duygusal yönünü anlamada kullanılır. Özellikle şefkatli farkındalıkla ele alınır.
- **Bilişsel davranışçı terapi:** Duygusal tepkiler fark edilir ve gerektiğinde süpervizyonla ele alınır. Müdahale biçimi daha yapılandırılmıştır.

 Karşıt Aktarımla Çalışma Yöntemleri

1. **Sürekli öz-farkındalık geliştirme:** Terapistin kendi içsel süreçlerini gözlemlemesi ve değerlendirmesi.
2. **Süpervizyon desteği:** Özellikle yoğun karşıt aktarım yaşayan terapistlerin düzenli süpervizyon alması.
3. **Sınır yönetimi:** Terapötik çerçevenin korunması, etik ilkelerin netliği.
4. **Yazma ve yansıtma:** Duyguların terapist günlükleri veya süpervizyon notlarıyla dışavurumu.
5. **Kendi terapisi:** Terapistin kendi içsel meseleleriyle çalıştığı kişisel terapi süreci.

 Sonuç

Karşıt aktarım, terapistin zayıflığı değil; insan oluşunun bir parçasıdır. Terapist de duygulanan, etkilenebilen ve öğrenmeye devam eden bir varlıktır. Bu farkındalıkla yürütülen terapi, daha otantik, daha şefkatli ve daha etkili bir ilişki zemini yaratır. Terapist kendi iç dünyasına ne kadar dürüstçe bakabilirse, danışana da o kadar derinlikli eşlik edebilir.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.