Pandemi ve ruh sağlığımız

Yaklaşık iki yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi eğitim, ekonomi, sosyal ilişkiler, çalışma ve okuma şeklimizi değiştirmekle birlikte ruh sağlığımızı da olumsuz etkiledi. Peki neden? Öncelikle ruh sağlığımızın bu saydığımız bütün faktörlerden olumlu veya olumsuz etkilendiğini belirteyim.

Pandemi ve ruh sağlığımız

Yaklaşık iki yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi eğitim, ekonomi, sosyal ilişkiler, çalışma ve okuma şeklimizi değiştirmekle birlikte ruh sağlığımızı da olumsuz etkiledi. Peki neden? Öncelikle ruh sağlığımızın bu saydığımız bütün faktörlerden olumlu veya olumsuz etkilendiğini belirteyim.

Eğitimin online ve bir dönem yarı zamanlı olması, evde çocuklara kimin bakacağı, derslerin nereden takip edileceği, tablet, telefon, internet bağlantısı gibi imkanları olmayan sosyoekonomik yönden dezavantajlı öğrencilerin neredeyse bir buçuk yıl eğitimle bağlantılarının kalmaması, disiplin sorunları, okula gitme alışkanlığının kaybolması, öğretmenlerin ekran başında derse girecek öğrencileri beklemesi ve bazen hiçbir öğrencinin derse girmemesiyle moral bozukluğu yaşaması, ailelerin kendilerini yetersiz hissetmesi, özellikle lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilerin çaresizlik hissetmesi olumsuz etkenler olarak yaşandı.

İşin ekonomi boyutunda, özellikle serbest çalışanlar ve ticaretle uğraşan insanlar çok büyük kayıplar yaşadılar. Hiç siftah yapmadan dükkan kapatan küçük esnaftan ihracat yapan firmalara, doktorlara özellikle diş hekimlerine kadar herkes üretim yapamama ve hizmet verememe durumunda kaldı. Bu da hem çalışmaya alışmış insanlarda bir boşluk duygusuna hem de alıştığı hayat standardının altında yaşamak hatta iş yerini kapatmak durumunda kalan insanların bunalmasına sebep oldu.

Biz karşılaşınca sarılıp öpüşmeyi seven bir milletiz. Hayatımıza “sosyal mesafe” diye bir kavram girmiş oldu. Aslında sosyal mesafe 1.2 m ile 3 m aralığını tarif eden bir mesafedir ve bize hiç de uymazdı eskiden. Ama pandemiyle birlikte uzaktan selamlaşır, telefonla haberleşir, “Ya hastalık bulaşırsa!” korkusuyla neredeyse hiç evlere ziyarete gidemez olduk.

“Okullar açılacak mı, kapanacak mı?” “Dersler yüz yüze mi, online mı?” “İşe gidilecek mi, yarın iş var mı, kimler idari izinli sayılacak? İstemezse izin almayacak mı?” “Ama herkes çalışmazken biz niye işe geliyoruz? Sağlık çalışanlarının canı yok mu!” Bu soruların bir kısmı hala sorulmakla birlikte o dönemlerden geçerken oldukça olumsuz etkilenmiştik.

Bütün bunlarla birlikte kendisi ya da yakınları hastalanan, yakını ya da tanıdığını kaybeden, aşı olup olmaması gerektiği konusunda kafası karışan, pandemiden nasıl korunacağı gibi sorulara cevap arayan, spor yapamayan, duyduğu, okuduğu haberlerden neye inanacağını şaşıran insanlarımızın ruh sağlığı da oldukça kötü etkilendi. Pandemi sırasında Avrupa’da depresyon ve anksiyete bozukluğunun en çok arttığı ülke olduk. Bunların yanı sıra panik bozukluk, özellikle temizlik konusunda obsesif kompulsif bozukluk ve strese bağlı tüm hastalıklarda artış görülmektedir. Stres, bedensel ya da ruhsal birçok hastalığa sebep olan önemli bir faktördür.

Peki ne yapmalıyız? Bağışıklığımızı güçlendirmek ve güçlü tutmak için, dengeli ve sağlıklı beslenmeye, uykumuzu almaya, egzersiz yapmaya, yanı sıra stresimizi yönetmeye çalışmalıyız. Stres de başlı başına bağışıklığı düşürebilen bir faktördür. Temizliğe her zamankinden belki biraz daha fazla dikkat edip, kalabalık ortamlardan uzak durup, sokaktan eve ya da işe gittiğimizde ellerimizi sabunlu suyla yıkayıp ortamı sık sık havalandırdıktan sonra pandemiyi unutun gitsin! Evet, alabileceğiniz bütün önlemleri aldıktan sonra unutun! Çünkü sürekli diken üstünde olmak da başlı başına bir stres sebebidir. Gerek görürseniz bu konuda bir uzamana danışmaktan çekinmeyin. Herkese sağlıklı günler diliyorum!

Bu makale 24 Haziran 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Hatice Zengel

1975 Adana doğumluyum. Liseyi Adana Kız Lisesi'nde okudum. 2000 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümü'nü bitirdim. Yaklaşık üç yıl özel eğitim merkezlerinde çalıştıktan sonra 2002 yılı Ekim ayında  Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne atandım. Dört yıl Üniversitenin Zihin Engelli Çocuklar Merkezi'nde çalıştıktan sonra Sağlık Bakanlığı kurumlar arası geçiş sınavıyla atandığım Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi'nde dört yıl, iller arası geçiş kurasıyla atandığım Osmaniye Devlet Hastanesi'nde bir buçuk yıl çalıştım. Şubat 2012 tarihinde atandığım Dr Ekrem Tok Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'nde yaklaşık 10 yıl çalıştıktan sonra devlet memuriyetinden ayrılıp kendi ofisimde çalışmaya karar verdim. 2022 Ocak ayı itibariyle kendi ofisimde danışanlarımı almaya başladım. Web Sitesi: Psk. Hatice Zengel İlgi ...

Etiketler
Pandemi
Psk. Hatice Zengel
Psk. Hatice Zengel
Adana - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube