Pandemi Döneminde Ruh Sağlığı

Psk. Yılmaz Gürkan
Psk. Yılmaz Gürkan
27 Temmuz 2021101 görüntülenme
Randevu Al
Pandemi Döneminde Ruh Sağlığı

Aralık ayı sonlarında Çin’de başlayan ve 11 Mart tarihinde ülkemizde de salgının Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Pandemi” olarak ilan edilmesi ile eş zamanlı olarak görülen Covid-19 vakaları ile salgın hastalık tehdidi altında yaşamaya başladık.

Bu tehdit karşısında ülke genelinde birtakım tedbirlerin alınması sonucu kendimizi aniden daha önce hiç de alışık olmadığımız bir yaşam tarzı içinde bulduk. Sosyal izolasyon ve mesafenin koruma önlemleri altında baş sıraya oturması sonucu gündelik rutinimizden uzaklaşmak durumunda kaldık.

“Pandemi” birçok işyerini de oldukça olumsuz yönde etkiledi. Hammadde tedarikindeki sıkıntılar, siparişlerin azalması ile müşteri kaybı ve üretim kapasitelerinin tam olarak doldurulamaması gibi nedenlerle firmalar faaliyetlerini tamamen veya kısmen durdurarak haftalık çalışma sürelerini azalttılar. Bu durum işveren ve çalışanı ekonomik olarak zorladı. Hayat tarzımızda yapmak durumunda kaldığımız değişikliklerin yanı sıra ekonomik problemlerin toplumun önemli bir kesimini sıkıntıya sokması ve bu dönemin ne zaman son bulacağının belirsizliğinin devam etmesi toplum ruh sağlığında olumsuz etkiler yaratmaktadır.''

'' Sağlığımızı ve varlığımızı tehdit eden bir virüs ile karşı karşıyayız. ”

Beden sağlığımızı korumak adına gerekli önlemleri en üst seviyede almaya gayret ediyoruz. Peki ya ruh sağlığımız? Aslında sağlıklı bir birey olmanın şartı beden ve ruh sağlığının beraberce iyi olmasından geçiyor. Beden ve ruh sağlığı bir bütün ve birbirlerinin kötü ya da iyi olma hallerinden etkileniyorlar.

Pandeminin halen devam ediyor ve vaka sayılarının da artıyor olması endişelerimizi yeniden tetiklemeye başlamış olabilir. Kaygımızın bir nebze daha artması bizler için olumsuz bir tablo değil. Varlığımızı tehdit eden bir virüs var ve korku bizi ona karşı koruyan, hayatta kalmamıza destek bir mekanizma. Ancak bu duyduğumuz korkunun seviyesi önemli. Korku günlük hayatımızı ve iş yaşantımızı aksatacak aile içi ilişki ve iletişimi olumsuz şekilde etkiyecek bir seviyeye olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki her şeyi kontrol etmemiz mümkün değildir. Sağlığımızı tehdit eden koronavirüs ile ilgili olarak sürekli geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak yerine bugün sahip olunan olumlu durumlara odaklanmak; bugünü kendimiz için belirgin hale getirmek, yarını planlamak yerine bugünü planlamak ve kontrol alanımızın içinin kontrolünü sağlamak yükselen kaygı seviyemizi düşürmeye yardımcı olacaktır.

Salgının yayılımını önlemek ve halk sağlığını korumak üzere alınan sosyal izolasyon ve sosyal mesafe stratejileri bir taraftan salgına karşı koruma sağlarken diğer taraftan psikolojik iyi oluşa destek olan sosyal ilişkileri azaltarak ruh sağlığı için bir risk faktörü haine gelebilmektedir.

Sosyal izolasyon depresyon, kayıp duygusu, finansal kaygılar ve yalnızlık duygularını ile kişilerin karantina süreçlerinde aileleri ile daha fazla vakit geçirmek durumunda olmaları, aile içi şiddet ve alkol tüketimini arttırabilmektedir. Sosyal ilişkiler, mümkün olduğunca teknolojik olanaklar kullanılarak sürdürülmelidir. Bu dönemde duygu ve düşüncelerin farkında olmak onları kabul etmek, gerçekçi bir biçimde değerlendirmek ve ihtiyaç duyduğunuzda sevdikleriniz ile paylaşmak önemlidir.

İşverenin çalışanının sağlığını koruması kapsamında Covid-19’in işyerlerinde bulaş riskini azaltmak amacıyla uzaktan çalışma ya da evden çalışma modeli çeşitli düzeylerde uygulanmaktadır. Evden çalışma modelinin avantajları olduğu kadar bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Bazı çalışanlar için işyeri sosyalleşmenin bir parçası olup çalışma ortamlarını uzun vadeli ilişkiler kurmaları için bir fırsat olarak görürler.

Uzaktan çalışma iş arkadaşlarından soyutlanmayı gerektirmesi dolayısıyla, çalışanlarda sosyal etkileşimlerini kaybedecekleri hissini yaratacağı için tercih edilmeyen bir durum olarak ortaya çıkabilir. Motivasyon ise bazı çalışanlar için ekip çalışması ile güçlenen bir kavram. Tek başına çalışırken öz disiplini sağlamakta güçlük çeken birçok çalışan da mevcut. Bazı çalışanlar için bir kurumun parçası olduğuna dair aidiyet hissi aynı fiziksel ortamı paylaşmak ve beraber çalışmak ile pekişiyor. Evden çalışma bazen iş ve aile arası rollerde de çatışmalara neden olabiliyor. Bu kapsamda evden çalışma sisteminin daha sağlıklı bir şekilde yönetilip verimli hale getirilmesi için işveren ve çalışanların dikkat etmesi gerekli noktalar bulunmaktadır.

Çalışanlar kendilerine mutlaka bir çalışma ortamı oluşturmalı ve çalışma saatleri içerisinde bu ortamda çalışmaya devam etmelidir. Günlük çalışma planı yapılmalı, bir rutin oluşturulmalı ve çalışma saatleri ile kişisel zaman birbirinden ayrılmalıdır. Tıpkı ofisteki gibi mola saatleri belirlenmeli ve bu saatlere riayet edilmelidir. İş arkadaşları ve yöneticilerle aktif ve efektif iletişim kurulmaya devam edilmeli, düzenli bilgi paylaşımı yapılmalıdır. Uzaktan çalışma uygulamasını bir fırsat haline çevirmek de mümkün. İşe gidiş geliş ve trafikte kaybedilen zamanın kazanılacağı düşünülürse, bu zaman dilimini daha önce zaman ayırılamayan alanlara ayırma fırsatı yaratacaktır.

Şirketlerin bu gibi dönemlerde çalışanlarına verdikleri destek şekli ve miktarı onların yaşantı, deneyim ve motivasyonları üzerinde oldukça etkili olacaktır. Çalışanların değişen şart ve dönüşüm faaliyetlerine karşı verdikleri tepkiler belirlenmeli, iyi anlaşılmalı ve değişime hazır olmaya destek olmak için tedbirler alınmalıdır. Kurumlar çalışanlarının morallerini yüksek tutmalarına ve psikolojik destek sunmak için gerekli şartları oluşturmalı, işveren olmaktan çok destekleyici bir tutum içerisine girmelidirler. Pandeminin yarattığı belirsizlik hali sağlığını ve işini kaybetme kaygısını beraberinde getirmektedir. Belirsizliğin çalışanlar üzerinde yarattığı sıkıntılı durumları en aza indirebilmek için şirketler şeffaf iletişimi benimsemelidir. Bu dönemde aldığı önlem ve aksiyonlar ile çalışanlarına destek olan şirketlerin şüphesiz ki bu süreçte değerlerine değer katacaktır.

Etiketler

Ruh sağlığı nasıl korunurpandemi sürecinde ruh sağlığıpandemi döneminde genel psikoloji

Yazar Hakkında

Psk. Yılmaz Gürkan

Psk. Yılmaz Gürkan

Ankara 1959 doğumludur. Ankara üniversitesi Psikoloji Bölümü 1981 mezunudur. Askerlik sonrasında 1983 yılında Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumlarında çalışmaya başlayıp; Bursa E tipi cezaevi, Bursa H tipi Kapalı cezaevi , Burhaniye Kapalı cezaevi ve Bilecik Kapalı Ceza İnfaz kurumlarında psikolog olarak görev yapmış, 2007 yılında da emekli olmuştur. 1977 yılında öğrencilikten itibaren Türk Psikologlar Derneğine Üye olmuştur. 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır