Öz-Sabotajın Psikodinamik Kökenleri ve Başa Çıkma Yolları

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
23 Haziran 20256 görüntülenme
Randevu Al
İnsan zihni, kendini koruma ve savunma mekanizmalarıyla donatılmış karmaşık bir yapıdır. Ancak bu mekanizmalar bazen kişinin kendine zarar vermesine, potansiyelini gerçekleştirmesini engellemesine neden olabilir. Bu durum, öz-sabotaj olarak adlandırılır. Öz-sabotaj, bireyin bilinçli ya da bilinçdışı olarak başarı, mutluluk ya da tatmin edici ilişkiler gibi hedeflerine ulaşmasını engelleyen davranışlar sergilemesidir.
Öz-Sabotajın Psikodinamik Kökenleri ve Başa Çıkma Yolları

Öz-sabotaj davranışları; erteleme, aşırı eleştiri, mükemmeliyetçilik, sağlıksız ilişkilere yönelme, fırsatları kaçırma, yoğun suçluluk duygusu gibi biçimlerde ortaya çıkabilir. Bu davranışlar dışarıdan bakıldığında irrasyonel görünse de, çoğu zaman derin psikolojik kökleri olan bir iç çatışmanın sonucu olarak gelişir.

Psikodinamik Perspektiften Öz-Sabotaj

Psikodinamik kuram, bireyin bilinçdışı süreçlerinin davranışlar üzerindeki etkisine odaklanır. Öz-sabotaj, bu kuram açısından, çocuklukta yaşanan travmaların, bastırılmış duyguların ya da çözülmemiş içsel çatışmaların dışavurumu olarak yorumlanır.

Örneğin, çocuklukta eleştirilen ya da değersiz hissedilen bireyler, yetişkinlikte başarıyı "hak etmediklerine" dair bilinçdışı bir inanç geliştirebilir. Bu inanç, başarıya yaklaşıldığında kendini sabote eden davranışlarla ortaya çıkar. Çünkü başarı, çocukluk inançlarıyla çelişir ve kaygı yaratır.

Bazı bireyler için öz-sabotaj, ebeveynlerle olan bağlılık örüntülerini tekrar etmenin bir yolu olabilir. Sevgi görmenin tek yolu olarak acı çekmek ya da cezalandırılmak öğrenilmişse, birey kendini tekrarlayan şekilde başarısızlığa sürükleyebilir. Bu da "tanıdık olanın güvenli" olduğu yanılsamasından kaynaklanır.

 Öz-Sabotajla Başa Çıkma Yolları

1. **Farkındalık Geliştirme:** Kişinin hangi durumlarda kendini sabote ettiğini tanıması ilk adımdır. Hangi tetikleyicilerle bu davranışların ortaya çıktığı, nasıl hissettirdiği ve ne sonuç doğurduğu gözlemlenmelidir.

2. **İç Sesin Farkına Varma:** Öz-sabotajın arkasında sıklıkla eleştirel bir iç ses yatar. Bu ses, kişinin yeterli olmadığı, başaramayacağı ya da değerli olmadığı gibi inançları tekrarlar. Bu iç sesi fark edip, şefkatli bir dille yeniden yapılandırmak önemlidir.

3. **Geçmişin İzini Sürmek:** Psikoterapi sürecinde çocukluk deneyimlerinin bugünkü davranışlarla nasıl bağ kurduğu çalışılır. Öz-sabotaj davranışları, çoğu zaman çözülmemiş çocukluk ihtiyaçlarının yansımasıdır.

4. **Küçük Başarılar İnşa Etmek:** Kendini sabote eden birey için başarı korkutucu olabilir. Küçük adımlarla ilerleyerek, başarıya alışmak ve bunun güvenli olduğunu hissetmek öz-saygıyı destekler.

5. **Şefkat Odaklı Yaklaşım:** Kişi, kendi içinde gelişen olumsuz duygulara karşı eleştirel değil, anlayışlı bir yaklaşım geliştirmelidir. Bu, suçluluk duygusunu azaltır ve kendini daha güvenli ifade etmeyi sağlar.

Sonuç

Öz-sabotaj, sadece bireyin hedeflerine ulaşmasını engelleyen bir davranış örüntüsü değil; aynı zamanda geçmişin yaralarıyla baş etme biçimidir. Psikodinamik terapi, bu davranışların kökenine inerek bireyin iç dünyasını anlamasına ve daha işlevsel seçimler yapmasına olanak tanır. Kendine şefkatle yaklaşan, duygularının farkında olan birey, öz-sabotaj döngüsünü kırarak daha sağlıklı bir yaşam inşa edebilir.



Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz
 

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.