Doktorsitesi.com

Oyun Terapisinde Güçlü Yanların Keşfi ve Dayanıklılık Geliştirme

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
9 Temmuz 202513 görüntülenme
Randevu Al
Oyun terapisi, çocuğun duygularını, ihtiyaçlarını ve iç dünyasını oyun yoluyla ifade etmesini sağlayan, yaş gelişimine uygun bir psikoterapi yöntemidir. Ancak sadece sorun odaklı bir yaklaşım değil; aynı zamanda çocuğun güçlü yönlerini, içsel kaynaklarını ve psikolojik dayanıklılığını (resilience) geliştirmeye odaklanan bir müdahale biçimidir. Bu yazıda oyun terapisinde güçlü yanların nasıl keşfedildiği ve bu yanlar üzerinden nasıl bir dayanıklılık geliştiği ele alınmaktadır.
Oyun Terapisinde Güçlü Yanların Keşfi ve Dayanıklılık Geliştirme

1. Güçlü Yanların Önemi:
Psikolojik sağlamlık yalnızca travmanın etkilerinden kurtulmak değil, aynı zamanda bireyin stres karşısında esnek kalabilmesiyle ilgilidir. Çocukların doğal eğilimleri, yetenekleri, merak duyguları, mizah anlayışı, baş etme stilleri gibi güçlü yanlar terapi sürecinde fark edildiğinde hem güven hem de özgüven inşa edilir.

2. Oyunun İfade Edici Gücü:
Çocuklar kelimelerle değil, oyun yoluyla dünyayı anlamlandırır. Serbest oyun, çocuğun hangi temaları tekrar ettiğini, hangi objeleri güçlü gördüğünü, hangi karakterlerle özdeşleştiğini gösterir. Bu temalar çocuğun güçlü yönlerine dair ipuçları taşır. Örneğin tekrar tekrar süper kahraman teması oynayan bir çocuk içsel gücünü harekete geçirme ihtiyacındadır.

3. Terapötik Yansıtma ve Gözlem:
Terapist, çocuğun oynadığı temaları dikkatle gözlemler ve yargılamadan yansıtır: “Bu kuleyi büyük bir sabırla inşa ettin.”, “Sanki çok iyi plan yapabilen bir komutan gibiydin.” Bu tür sözel geri bildirimler çocuğun kendilik algısını olumlu biçimde şekillendirir ve öz yeterlik duygusunu artırır.

4. Rol Değişimleri ve Yeniden Yazım:
Oyunda rollerin değişmesi, çocuğun pasif ya da kurban konumundan çıkıp etkileyen ve kontrol eden tarafa geçmesini sağlar. Kendi hikayesini yeniden yazmasına imkân tanır. Bu süreçte çocuğun problemi nasıl algıladığı kadar, çözüm üretme kapasitesi de gelişir.

5. Dayanıklılık (Resilience) Becerilerinin İnşası:
Oyun terapisi içinde çocuğa alternatif baş etme yolları sunulur. Örneğin korkularla başa çıkmak için “güçlü hayvanlar”, “koruyucu figürler” kullanılır. Kayıp yaşayan bir çocuk için “veda oyunları”, “anma ritüelleri” planlanır. Bu oyunlar çocuğun zorlayıcı yaşantıları anlamlandırmasına ve içsel düzenini kurmasına yardımcı olur.

6. Güçlü Yanların Aileyle Paylaşımı:
Terapist, seanslardan elde edilen güçlü yön gözlemlerini aileyle paylaşarak çocuğun sosyal çevresinde de desteklenmesini sağlar. “Mert sabırla detaylara dikkat ediyor, bu onun okulda da başarılı olmasını sağlayabilir.” gibi cümlelerle çocuk hem evde hem okulda desteklenir.

7. Travmatik Deneyimlerin Onarımı:
Güçlü yanlara odaklanmak, çocuğun sadece eksiklerine ya da “problemlerine” değil; bütünsel varlığına odaklanmayı sağlar. Travma sonrası çocuğun hikayesini sadece acı üzerinden değil, iyileşme ve güçlenme üzerinden anlatmasına zemin hazırlar.

Sonuç olarak, oyun terapisi yalnızca bir ifade aracı değil, aynı zamanda çocuğun psikolojik dayanıklılığını ve güçlü yönlerini inşa eden bir süreçtir. Her çocuk biriciktir ve içinde iyileşme, gelişme ve güçlenme potansiyeli taşır. Terapistin görevi bu potansiyeli oyun diliyle görünür kılmak ve desteklemektir.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.