Okul öncesi dönemde ailenin rolü


Çocukla kurulacak sağlıklı bir ilişkide, çocuğun gelişim dönemi özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Eğer anne-babalar çocuklarının gelişim özelliklerini bilirlerse, çocuklarının yaptıkları davranışları değerlendirmede ve onlarla sağlıklı bir iletişim kurmada başarılı olabileceklerdir. Bir diğer önemli nokta; ebeveynlerin çocuklarını olduklarıgibi kabul edip, çocukların kendilerinin küçük bir modeli olmadıkları, kendilerine özgü bireyler oldukları gerçeğinden hareket etmeleri gerektiğidir.
En şanslı çocuklar, onların olumlu olduğu kadar olumsuz davranışlarının sorumluluğunu da üstlenen ve kendi tutumlarını gözden geçiren; birbirleriyle tutarlı davranıp davranmadıklarını irdeleyen anne-babaların çocuklarıdır; çünkü pek az anne-babanın her ikisinin de çocuğun sorumluluğunu üstlendiği görülür.
Sosyal davranışın kaynağı bebekliğin ilk günlerine kadar uzanır. Yaşamın başlangıcında görülen ilk sosyal davranış, bebeklerin annelerine olan bağlılığıdır. Ancak bebekler büyüdükçe anneye bu şekilde bağlı kalamaz ve çevrelerini araştırmak için onlardan koparlar. Görülüyor ki ilk sosyal davranışların gelişim öyküsü, anneye bağlılık ve ondan kopmaile başlamaktadır.
Baba ile kurulan bağın da önemi büyüktür. Gelişim sürecinde yeterli özgüven, iyi şekilde organize olmuş sosyal ilişkiler ve kendi kendini disipline etme gibi özelliklerin edinilmesinde baba ile kurulan iletişimin değeri yadsınamaz. Ayrıca cinsel kimliğin kazanılmasında, özellikle erkek çocuklar için baba özel bir önem taşır.
Aile içindeki bireylerle çocuğun kurduğu ilişki, çocuğun gelişimini etkileyen en önemli etken olarak kendisini gösterir. En doğru çocuk yetiştirme tarzı bilinçli otorite, destekleyici-yetkili-güvenilir tutumdur. Böyle bir aile ortamında çocukduygusal, sosyal ve bilişsel yönden daha ileri bir gelişim profili sergiler.
Çocuğun kişilik oluşumu, karakterinin biçimlenmesi ve benlik saygısının gelişimi, büyük ölçüde özdeşim modelleri olan ana-babanın kişilik yapılarına bağlıdır. Kendine güveni olan anne ve baba, bu özgüvenlerini çocuklarına da yansıtıp güvenli olmalarını sağlar. Anne ve babanın davranışlarını kendine model olarak alan çocuk, böylelikle istenen ve istenmeyen davranışları onlardan öğrenecek, kendini bu doğrultuda yönlendirecektir. Ancak çocuğun, anne ve babasının tavırlarını benimseyebilmesi için ana-baba-çocuk üçgeni arasında, sevgi, saygı ve güven olması gerekir. Anne ve babanın birbirlerine karşı olan ilişkilerinin sevgi ve saygı temeline dayanması; çocuğun cinsiyetine özgü rolü benimsemesi, kendine güvenli bir karakter yapısı oluşturabilmesi, sağlıklı bir kimlik geliştirebilmesi için büyük önem taşır.
3-6 yaşlar arsında girişkenlik özellikleri geliştirebilmek için, anne-babalar çocuğun bağımsız davranışlarını teşvik etmelidirler. Çocukların kendi seçimleri doğrultusundaki girişimleri desteklenmeli, bağımsız bir şekilde başarılı olabilecekleri fırsatlar yaratılmalıdır.
Ebeveynlerin çocuklarına karşı davranış şekilleri, olumlu ve duyarlı olmalarının etkileri, çocukların akran ilişkilerine de yansır. Ayrıca ebeveyn-çocuk ilişkisi uyumu, çocuğun sosyal ortamlardaki uyumunu gösteren en iyi belirti olarak kabul edilir. Annesiyle iletişimde güven duyan, istekli ve pozitif olan çocukların anaokullarında akranlarıyla da daha iyi ilişkiler içinde olduğu görülür. Pozitif-olgun tepkiler, ebeveynler ve çocuk arasındaki uyumlu davranışlar çocuğa etkili iletişim becerilerini öğrenme ve uygulama fırsatı verir.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar, ilk okuma-yazma deneyimlerini de ev ortamında edinmektedirler. Çocukların okuma-yazma deneyimlerinin şekillenmesinde ebeveynlerin ve kardeşlerin önemli rolleri vardır. Çocuklar, okuma yazmadaki ilk deneyimlerini onlarla kurduğu etkileşimlerle kazanmaktadırlar. Çocuğun çevresinde yer alan resimli kitaplar çocuğun merakını uyandırarak ebeveynleri veya kardeşleri ile etkileşime geçmesine yardım etmektedir. Ebeveynler, çocuğa resimli kitapları okurken, çocuk sayfalar üzerindeki sembollerle konuşma arasındaki ilişkileri anlamaya başlar. Okunan resimli kitaplar, çocuğun konuşma dili ile yazı dili arasındaki farklılıkları ayırt etmesine ve anlamasına yardımcı olmaktadır.
KAYNAKÇA: Arıcak, T. (1997). Anne-babalar eğitim hatalarından ne kadar sorumlu? Yaşadıkça Eğitim Dergisi, 55, 20-23
Atlı, Ç. (2006). Okul öncesi eğitimi alan 6 yaş çocuklarının sosyal ilişkileri anlamlandırmasının incelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Cüceloğlu, D. (2006). İnsan ve davranışı. İstanbul: Remzi Kitabevi
Morgan, C.T. (1986). Psikolojiye giriş ders kitabı. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları.
Yavuzer, H. (1997). Çocuk eğitimi. Ankara: Remzi Kitabevi.
Yavuzer, H. (2007). Çocuğu tanımak ve anlamak. Ankara: Remzi Kitabevi
Yeşilyaprak, B. vd. (2004). Gelişim ve öğrenme psikolojisi. Ankara: Pegem A. Yayıncılık.
Yeşilyaprak, B. vd. (2004). Gelişim ve öğrenme psikolojisi. Ankara: Pegem A. Yayıncılık.