Doktorsitesi.com

OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK

Uzm. Dr. Özlem Öztürk
Uzm. Dr. Özlem Öztürk
25 Temmuz 202566 görüntülenme
Randevu Al
Dış bir güç veya etki tarafından değil hastanın kendi zihninden kaynaklandığı bildiği, tekrarlayıcı ve nahoştur, hastanın direnmeye çalıştığı (uzun süreli durumlarda bu direnç azalmış olabilir), direnilemeyen en az bir obsesyon(takıntılı düşünce) veya kompulsiyonun (takıntılı davranış), en az iki haftalık bir periyot içinde çoğu günlerde olması ile karakterize bir hastalıktır. Obsesyonun düşünülmesi veya kompülsiyon davranışının yapılması haz verici değildir. Bu geçici olarak gerilimi azaltır. Obsesyon veya kompülsiyon sıkıntıya yol açar, zaman kaybına yol açarak hastanın sosyal ve bireysel yaşamını bozar. %0,5 ila %2.5 arasında sıklık oranları bildirilmektedir. Kadın ve erkeklerde sıklığı eşittir. Genellikle ergenlikte veya genç erişkinlikde başlar. Tedavisiz kalırsa yaşamı bozar, eve kapanma, çalışamama, sosyal hayatın olmaması, aile ilişkilerinin bozulmasına yol açar.
OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK

Obsesyonel temalara benzer intruziv düşüncelerin toplumda sıklığı %90’dır. Bunlar örneğin; “Birini yaralama veya zarar verme isteği”, “çirkin bir şeyler söyleme ve birine lanet okuma isteği”, “yakın bir arkadaşın veya bir aile üyesinin zara görmesini veya ölümünü isteme”, “cinsel ilişki esnasında şiddet hareketleri düşüncesi”, “arabayı çarpma isteği”, “insanların yanlış davranışlarıyla ilgili olarak Neden bunu yaptılar? Bunu yapmamalılar!”, “kedi veya evcil hayvanlara saldırmak, boğma isteği”, “yakın veya sevdiği biri veya diğer bir kişiyi kastederek “keşke ölseydi” düşüncesi”, “fiziksel şiddet kullanarak eşine zarar verme düşüncesi”, “saldırarak vahşi biçimde birini cezalandırma. Örneğin çocuğunu otobüsten aşağı fırlatmayı istemek”, “eşine ağrı verebilecek cinsel uygulamalar yapma isteği”, “bir suç haberi okurken bunu ben mi yaptım düşüncesi”, “aniden çıldırabileceği düşüncesi”, “yakın birinin öldüğü veya zarar gördüğünü dilemek veya hayal etmek”,”evcil hayvanları ezerek öldürme isteği”, “belli bir cümle cümleciği zihinden atamama”, “çocuğuna zarar verme (bıçak, ağır bir nesneyi fırlatma) isteği”, “olağandışı cinsel eylemlerle ilgili düşünceler”, “birine fiziksel olmayan bir biçimde zarar vermiş olma düşüncesi”, “insanlara kaba davranışlar yapmak ve çirkin şeyler söyleme isteği”, “günah ya da yasak sözlerin düşünülmesi”, “dini toplantı ve ibadetlerde yasak hayaller, görüntüler” sayılabilir.

Bu düşüncelerin obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerin düşüncelerinden içerik olarak farksız da önemsizdir ancak obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerin düşünceleri daha sık, daha yoğun, daha uzun süreli, daha çok inanılan, daha çok sıkıntı verici (olumsuz duygulanımla bağlantılı), daha ısrarlı ve yapışkandır ve tekrarlayan kompulsiyonlar eşlik eder. Yüksek moral standartları olan, özel kognitif eğilimleri olan (düşünce eylem aynılığı ve sorumluluk açısından), depresyon ve anksiyete bozukluğunun varlığı obsesif kompulsif bozukluğu ortaya çıkarabilir. Birine zarar verilebilecek herhangi bir durum, hata yapılabilecek durumlar, sıkıntı verici düşünceleri hatırlatan yerler, görsel ya da sözel uyaranlar, kişiler obsesyonları başlatabilir.

Obsesif kişiler temel olarak şu düşünceleri taşırlar; “Kendine ya da diğer insanlara zarar vermekten sorumlu olma= Olumsuz bir olasılıkla ilgili düşünmek bu sonuca yol açmış olmaktır, bir şeyler yapmamak o sonuca yol açmak demektir” , “Bir eylemle ilgili düşünmek onu yapmak gibidir”, “Kendine ya da başkasına gelebilecek bir zararı önleyememek (ya da önlemeye çalışmamak) o zarara neden olmak demektir”, “Sorumluluk bir olayın olasılığının az olmasıyla azalmaz”,”bir düşünceyi önlemeye çalışmamak o düşüncenin konusu gerçekleştiğinde ortaya çıkacak zararlı durumu aramak ve istemekle aynı anlamlıdır”, “Kişi düşüncelerini kontrol edebilmelidir –etmelidir”, “Düşünce ve benzer zihinsel ürünlerin önemini abartma (düşünceyle eylemi eş görme, büyüsel düşünce)”, “Bireyin kendi kontrolünün ötesindeki olaylarla ve kötü bir sonuca yol açmış olmakla ilgili abartılı sorumluluk anlayışı”, “Mutlak kesinlik, düşünceler ve eylemler üzerinde tam veya mükemmel kontrol sahibi olmak gibi kusursuz durum arayışı”, “Olumsuz olayların olasılığını ve kötü sonuçlarını olduğundan daha yüksek sanma”, “Düşüncelerin yol açtığı anksiyetenin kabullenilemez veya tehlikeli olduğuna inanma”.

Genellikle obsesyona bir tepki olarak doğan kişinin yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar=kompülsiyonlara şunlar örnek verilebilir; “El yıkama, temizleme, kontrol, soru sorma”, “Örtük kompulsiyon ve ritüeller= Dua etme, Sayı sayma, Zihinde listeleme, Nötralize edici düşünce veya imgeyi akla getirme, Aynı eylemi düşünce yokken tekrar gerçekleştirerek nötralize etme, Belli etkinlikleri zihinden geçirme, Bazı cümlecikleri içinden tekrarlama”

İlaç tedavilerinin yanısıra bilişsel davranışçı psikoterapiler birinci sıra etkin tedavilerdir.

Yazar Hakkında

Uzm. Dr. Özlem Öztürk

Uzm. Dr. Özlem Öztürk

Uzm. Dr. Psikiyatr. Özlem Öztürk 1972’de Ankara’da doğdu. İlköğretim ve lise eğitimini TED Ankara kolejinde, lisans eğitimin Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayıp 1996 yılında “Tıp Doktoru” unvanını aldı. Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesinde başladığı Aile Hekimliği asistanlığını, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başarıyla tamamlayarak 2000 yılında “Aile Hekimliği Uzmanı” oldu. Aile sağlığı, çocuk ve ergen sağlığı, kadın ve erkek üreme sağlığı, erken teşhis ve danışmanlık hizmetleri sunan Edirne Ana Çocuk Aile Sağlığı merkezinde 1 yıl çalıştıktan sonra 2 yıl süreyle Edirne Devlet Hastanesi Acil Servisinde Aile Hekimliği Uzmanı olarak çalıştı. Ardından Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri ihtisasına başladı ve başarıyla tamamlayarak 2009 yılında “Psikiyatri Uzmanı” oldu. Psikiyatri Uzmanlık eğitimi esnasında Bilişsel Davranışçı Psikoterapi teorik ve süpervizyon eğitimlerini tamamladı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.