İnsanın cinselliği sadece cinsel organından ibaret değildir. Cinsellikle ilgili düşünceler, duygular ve yerleşmiş temel inançlar vardır. Bireyin cinsellik hakkında sahip olduğu köklü inançlar çoğunlukla hatalı olabilmektedir. Dünyanın her her yerinde bir çok insan hayatlarının bir döneminde cinsel problemlerle karşı karşıya kalabiliyor. Yaşanan cinsel sorunların ortaya çıkmasında kişinin bedensel, psikolojik ya da ilişkinin etkileşimleri etkili olabilir. Cinsel terapiye başvuru zamanı, cinsel problem yaşayan birey ya da çiftin; ilişki, aile, sosyal hayat ve iş hayatı en önemlisi de kendilik değeri üzerindeki etkilerine göre değişkenlik gösterecektir.
Birey ya da çift, yaşadığı cinsel problemi kendi içinde nasıl dengeliyor?
Yaşanan bu problem ilişkisinde bir çatışma ortamı yaratmış mı?
Yaşanan bu cinsel uyum sorunu yüzden ilişkisi zarar görmeye başlamış mı?
Sosyal hayatı ve iş hayatı yaşanan bu uyum bozukluğu problemiden ne derece etkilenmiş?
En önemlisi de yaşanan bu cinsel sorun yüzünden kişinin kendine yönelik öz suçlamaları var mı?
Cinsel problemin yaratmış çekim ile; kendilik değerini kaybetmiş, özgüveni düşük, kendini yetersiz hissediyor mu?
Yaşanan cinsel problem karşısında çaresizce kalıp geçmesini mi bekliyor?
Cinsel terapiye gidip gitmeme konusunda sorgulamalar başlamış mı?.
Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir.
Eğer siz de hayatınızın bir bölümünde yukarıda bahsi geçen ve daha bahsedilmemiş bir çok sorgulamadan dolayı işlerin yolunda gitmediğini düşünüyorsanız, bu alanda hizmet veren; bilgisi, tecrübesi, rahat, güvenilir, yargılamaların olmadığı, açık, sade, anlaşılır bir dilin kullanıldığı, utanç duygusunun ve hiçbir kısıtlamanın altında kalmadan kendi özel yaşamınız ve cinsel yaşam öykünüzün seyrine ilişkin olup bitenleri özgürce ifade edebileceğinizi düşündüğünüz en yakın bir cinsel terapistle bağlantıya geçmenizi öneririm. Çünkü ”hiç bir dert dermansız değildir”..
Şayet ertelediğiniz, geçiştirip durduğunuz, yarın belki düzelir ya da gittikçe iyiye gider dediğiniz her cinsel sorun, sizin korkularınızı ve kaygılarınızı her geçen gün daha da arttırma, yükseltme olasılığı oldukça yüksektir. Yüzleşemediğiniz her korku, sizin önünüze ertesi gün ödenmemiş bir fatura olarak gelmeye devam edecektir. İlk zamanlarda yaşanan bu cinsel uyum sorunlarını, halletmekte zorlandığınız bu ufak tepecikleri bir Everest dağına dönüştürmeden (ki everest dağına dönüşmüş sorunlar dahi tedavi edilebilirler) yaşanan sıkıntıya fazla prim vermeden kolaylıkla atlatabilirsiniz. Yaşanası mutlu ve keyifli dolu dolu bir cinsel yaşam varken, güzel senelerinizi boşa harcamadan çevrenizdeki en yakın bir cinsel terapistle bağlantıya geçmenizi ve tedavi için başvurmanızı öneririm. Korktuğunuz şeyler gerçekten sandığınız kadar korkunç değildirler. Aslında ortada sandığınız kadar korkunç bir durum da yoktur, sadece biraz farkındalık ve cesaret başlangıç için yeterli olacaktır. Korkularınızla yüzleşmeden yaşanan cinsel problemlerin kendiliğinden geçmesini bekliyorsanız; sizlere kötü bir haberim var ”boş ve anlamsız bir bekleyiştir bu.”
Ahmet Sevran Polat
Uzman Klinik Psikolog & Cinsel Terapist
