Nasıl yani, korkmak normal mi?

Nasıl yani, korkmak normal mi?

Kimi zaman bir ses, kimi zaman rüyasında gördüğü bir canavar çocukların korkularının başkahramanı olabiliyor. Biz yetişkinler ise çoğu zaman  onların korkularını yatıştırma ve hemen yok etme telaşına düşüyoruz. “Korkmana gerek yok, canavarlar yok, bunda korkacak bir şey yok vb.” sözlerle onları rahatlatmaya çalışıyoruz. Peki, sizce gerçekten bu sözlerimiz işe yarıyor olabilir mi?

Korku, maalesef istemediğimiz duygularımızdan biridir. Üzüntü gibi onu da kabullenmekte güçlük çekeriz, istemeyiz korkunun bizimle olmasını. Korkuyu hayatımızda istemememizin kültürel tarafını da göz ardı etmemek lazım. Çünkü geçmişten beri bizimle gelen atasözlerimiz korkunun zayıflık olduğunu, erkek adamın korkmadığını zihnimize işlemiş durmuş. Halbuki o da diğer duygularımız gibi masum ve sıradan bir duygudur. Hatta bizi tehlikeler karşısında harekete geçirmek gibi çok da önemli bir işlevi vardır. Korku duygusu olmasaydı ya da hiçbir şeyden korkmasaydık muhtemelen şu anda dünyada insanlar olarak var olamazdık.

Çocukların Korkuları

Gelişim evrelerinde çocukların farklı durumlardan ya da objelerden korktuğunu gözlemleriz. Örneğin; 1 yaşındaki bir bebek anne ve babası dışında gördüğü yabancılardan korkarken, 4 yaşındaki bir çocuk canavarlardan korkabilir. Bu korkuların var olma nedeni yukarıda da belirttiğim gibi karşılaştıkları problemlerle baş etme becerilerinin güçlenmesi, çevreleri ile uyum sağlamaları ve tehlikelerden kendilerini korumayı öğrenmelerinin sağlanmasıdır.

Sıklıkla Karşılaşılan Çocukluk Korkuları

Anne ve babalarından ayrı kalmak çocukların yaşadığı korkuların şüphesiz başında geliyor. Çünkü çocuk anne ve babası olmadan hayatta nasıl kalacağını bilmediğinden kendini güvende hissetmek adına yanında sürekli anne ve babasını istiyor. Yani temelde anne ve babasını çok sevdiğinden değil, bana kim bakacak, şimdi bana ne olacak kaygısından ebeveynlerini yanında istiyor. Bunun haricinde yüzmek, bisiklete binmek gibi fiziksel korkular, havyan, yağmur gibi doğa ile ilişkili korkular, hakkında bilgi sahibi olmadıkları ölüm, karanlık gibi korkular ve hem çok merak ettikleri hem de çok korktukları canavarlara, hayaletlere ilişkin korkular çocukların korkularının başında geliyor.

Korkuları İle Baş Etmeleri Konusunda Çocuklara Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

‣ En temelde ona duyguların her birinin normal olduğu mesajını vermeli ve duygusunu yaşaması için fırsat tanımalıyız. Korkusunu ve o anda vücudunda neler olduğunu fark etmesini sağlayabiliriz. Bu sayede çocuğun duygu düzenleme becerisini elde etmesine yardımcı olmuş oluruz.

‣ Eğer biz onlar için bilmedikleri bir yolda yürürken kullandıkları bir pusula isek, önce bizim duyguların her birinin geçici olduğu, hiçbir duygunun (olumlu ya da olumsuz fark etmeksizin) sonsuza kadar bizimle kalmadığı bilinci ile hareket edip duygularımızı yaşamak için kendimize fırsat vermemiz gerekiyor. Duygularımızı yaşayarak ve doğru bir şekilde ifade ederek onlara iyi bir rehber olabiliriz.

‣ “Korkmana gerek yok” tarzı sözlerimizin işe yaramamasının temel nedeni aslında çocuğun duygularını ifade etme konusunda ihtiyacı olan desteği bulamamasıdır. Onun korkuyorum derken ifade etmek istediği; dinlenmek, hissettiği duygunun gerçek olduğuna dair onay almak ve yardım elde edebilmektir. Biz çok iyi niyetli olarak ona yardım ettiğimizi düşünsek bile aslında onun duygusunu yok sayıp, ona duygularına güvenme, onlar seni yanıltıyor şeklinde bir mesaj veriyoruz. Çocuk bize korkularından bahsettiğinde; merakla, onu anladığımızı ona göstererek ve çözüm için bizden yardım isteyebileceği mesajını ona vererek onu dinleyebiliriz. Örneğin; “hayalet mi seni korkuttu, gerçekten çok korkmuş görünüyorsun, önce biraz sarılalım, neye benziyordu bu hayalet, tarif edebilir misin, peki sence bu hayaletle baş edebilmek için ne olması gerekiyor?” şeklinde bir yaklaşım çocuğa kendisini daha iyi hissettirecek ve çözüm bulmak için kendisi çaba harcayacaktır.

‣ Çocuğun korkuları belli bir dönem ya da olay sonrasında ortaya çıkmışsa eğer o değişimin farkına varabilir ve çocuğa bu sürece uyum sağlaması adına yardımcı olabiliriz.

‣ Çocuğun hissettiği korku ve korktuğu obje/durum size komik gelebilir, sizin için önemsiz olabilir. Şunu unutmamalıyız ki, bu durumu yaşayan biz değiliz, o! Bu yüzden bizim düşüncelerimiz değil onun düşünceleri doğrultusunda olaya yaklaşmamız ona yardımcı olabilmenin ilk adımı olacaktır. Korktuğu ne kadar komik olursa olsun onun duruma gösterdiği ciddiyetle bizim de ona yaklaşmamız gerekir.

‣ Çocuğun, korktuğu durum ile ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğu da oldukça önemlidir. Bilgi eksikliği de çoğu zaman çocuğun korkmasına neden olabilir. Bu sebeple korktuğu durumlarla ilgili ona bu konuda beraber araştırma yapmayı teklif edebilir, internetten, çocuk kitaplarından ve ansiklopedilerinden faydalanabiliriz.

‣ Çocuğun kendisini güvende hissetmesi için ona ev içinde aldığımız önlemlerden bahsedebiliriz. Örneğin; “hırsızdan korkan bir çocuğa; bizim kapımız sağlam, kapıyı her gün bu şekilde kilitliyoruz ve bu kilidin açılması gerçekten çok zor, ayrıca camlarımızda çok sağlam, rahat olabilirsin evimize hırsız giremez” gibi bir konuşma yapabiliriz.

‣ Çocuğunuzla korktuğu duruma ilişkin onun kurup, yönlendireceği oyunlar oynayabiliriz. Oyun çocuğun hissettiği korkuyu ifade etmesini sağlayacaktır.

‣ Çocuğun kendisini ifade etmesini sağlamak amacı ile korktuğu objenin/durumun resmini çizmesini isteyebiliriz. Daha sonrasında isterse çizdiği resmi yırtıp, korku sepetine atabilir ve ona sembolik olarak korktuğun şey artık gitti mesajını verebiliriz. Aynı zamanda bu aktivite sonrasında “bu kadar korktuğun bir şeyin resmin çizmek gerçekten çok büyük bir cesaretti, seni bu cesaretinden dolayı tebrik ediyorum” diyerek ona durumu anlatabiliriz. Bu sayede yaptığı şeyin ne olduğunu daha net kavrayacaktır.

‣ Bazen çocuklar onlarla ilgilenmemiz için de korkunun ardına sığınabilirler. Elbette bu onun bizden öğrendiği bir durumdur. Örneğin; onunla yalnızca korktuğu zaman iletişim kuran bir anne/baba isek bu durumu fark etmeli, bizimle olan iletişim ve ilgi ihtiyacını o korkuya ihtiyaç duymadan karşılamalıyız.

‣ Korktuğu durumla beraber baş etmeye çalışalım. “Canavarın sana zarar vermemesi için ne yapabiliriz, acaba sihirli bir pelerin seni koruyabilir mi?” gibi söylemlerle zihninde yarattığı korkuyu yine zihninde yaratacağı bir şeyle çözüme kavuşturabileceği mesajını çocuğa verebiliriz.

‣ Son zamanlarda daha da fazla vakit geçirdikleri tablet, televizyon ve telefonlarda izledikleri videoların, çizgi filmlerin, oynadıkları oyunların içeriklerini kontrol edelim. Bu aktivite sırasında onlara mutlaka eşlik edelim.

‣ Onun korktuğu bir durumu beraber bir hikaye oluşturarak çözüme kavuşturmaya çalışabiliriz. Çocuklar kitaplardaki karakterlerle özdeşim kurar ve onlar gibi davranmaya çalışırlar. Hikaye oluşturmak hem kendi yaşadığı durumu daha iyi anlamasına yardımcı olur hem de çözüm bulmada aktif rol almasını sağlar.

‣ Onun isteği ve kararı doğrultusunda odasına ışık koyabilir, sakinleşmesine yardımcı olacak bir müzik açabilir, duvarlara fosforlu çıkartmalar yapıştırabilir ya da evin koridorunun ışığını açık bırakabiliriz. Uykusunun sağlıklı olması güne daha iyi başlamasına ve korkularının azalmasına yardımcı olacaktır.

‣ Eğer biz anne/baba olarak karanlıktan korkuyorsak muhtemelen çocuğumuz da karanlıktan korkacaktır. Korkularımızın ve tepkilerimizin farkına varmak bunun için de bir uzmandan destek almak çocuğumuza dolaylı da olsa yardımcı olacaktır. Onunla korkumuzu ve bunun için de yardım aldığımızı paylaşmak çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlayacaktır. Aksi bir durum yani bizim korkudan verdiğimiz aşırı tepkiler çocuğun korkusunun yanında kaygılanmasına da neden olabilir.

‣ Çocuğun korkularının kaynağını bulmak da önem taşımaktadır. Taşınmak, bir kardeş olması, ebeveynlerin boşanması, bir yakının ölümü, okula başlamak gibi durumlar çocuğun korkmasının nedenleri arasında olabilir. Bu durumları yakından takip etmeli çocuğa ihtiyaç duyduğu desteği sağlamalıyız.

‣ Çocuğun korktuğu durumlar günlük yaşamını etkileyecek, odaklanmasına engel olacak durumda ise ve tüm çabalarınıza rağmen bir çözüme ulaşamıyorsanız bir uzmandan destek alabilirsiniz.

                                                                                                    Kitap Önerileri 

              

Bu makale 21 Nisan 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz

Psk. Gonca Bağlar Yılmaz lise öğreniminin ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü ta burslu kazanmış ve bölümünü 2013 yılında başarı ile tamamlayarak psikolog unvanını almıştır.  Lisans öğrenimi süresince çeşitli kurumlarda stajlar yaptı ve gönüllü olarak çalıştı. Mezun olduktan sonra kişisel gelişimini devam ettirmek için MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) ve çocuk gelişim testleri başta olmak üzere dünyada en çok başvurulan testlerin eğitimlerini alanında uzman olan kişilerden almıştır. Aynı zamanda Depresyonun, Obsesif Kompulsif Bozukluğun, Panik Bozukluğunun, Sosyal Kaygı Bozukluğunun ve Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Bilişsel Davranışçı Terapisi eğitimlerini tamamlamış olup, bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı'nın Aile Danışmanlığı sertifika programına katılarak Aile Danışmanı ünvanını almıştır. Psk. ...

Etiketler
Çocuk psikolojisi
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube