MÜKEMMELİYETÇİLİK: KUSURSUZ OLMA ÇABASININ GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

MÜKEMMELİYETÇİLİK: KUSURSUZ OLMA ÇABASININ GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
Sizce “yeterince iyi” olmayı neden kabul edemiyoruz?
Bazı insanlar için hata yapmak, neredeyse bir felaket gibidir. Kendini sürekli geliştirmek, elinden gelenin en iyisini yapmak kuşkusuz değerli bir çabadır; ancak mükemmeliyetçilik, bu çabanın kaygı ve yetersizlikle iç içe geçmiş halidir.
Mükemmeliyetçi kişiler çoğu zaman dışarıdan “başarılı, düzenli, titiz” görünürler; fakat iç dünyalarında sürekli bir onay arayışı, hata korkusu ve “yeterli olamama” hissi taşırlar.
Mükemmeliyetçilik Nedir?
Mükemmeliyetçilik, kişinin kendisi ve çevresi için gerçekçi olmayan derecede yüksek standartlar belirlemesi ve bu standartlara ulaşamadığında yoğun bir kendini eleştirme eğilimi göstermesidir.
Bu, çoğu zaman başarıdan çok kaygıyla beslenen bir davranış biçimidir. Mükemmeliyetçi kişi, “mükemmel olursam sevilirim.” Ya da” hata yapmazsam değerli olurum.” Gibi inançlarla hareket ederler.
Mükemmeliyetçiliğin Görünmeyen Yüzü: İçsel Baskı Ve Yorgunluk
Kusursuz olmaya çalışmak kulağa motive edici gelebilir, ancak uzun vadede ciddi bir duygusal yorgunluğa neden olur.
Mükemmeliyetçi kişiler genellikle hata yapmaktan aşırı korkarlar, başarısız olma olasılığı varsa denemekten kaçınabilirler, başarılarını küçümseyerek “daha iyi olmalıydı” diye düşünürler, Sürekli başkalarıyla kendilerini kıyaslarlar ve dinlenirken bile “yapmam gereken işler var.” düşüncesiyle rahatlayamazlar. Bu durum zamanla, anksiyete, depresyon, özgüven sorunları ve tükenmişlik hissiyle birleşebilir.
Mükemmeliyetçiliğin Kökeni: Nereden gelir bu kusursuzluk ihtiyacı?
Mükemmeliyetçilik genellikle çocuklukta şekillenir. Ebeveynlerin yüksek beklentileri, sık duyulan eleştiriler veya sadece başarıyla ödüllendirilen bir çocukluk kişide “Hata yaparsam sevilmem.” İnancını oluşturabilir. Bazı durumlarda ise çocuklar, kendi içinde “güçlü olmalıyım, kontrolü kaybedemem.” İnsancı geliştirirler. Zaman geçtikçe bu inançlar kişinin iç sesine dönüşür. Dışarıdan gelen bir eleştiri olmaza bile, kendi içinde susmayan bir eleştirmen vardır.
Neler Yapabiliriz?
- Kendin ile konuşan iç eleştirmen sesini fark et. Bu iç ses hata yaptığında seninle nasıl konuşuyor? Yargılayıcı mı yoksa destekçi mi?
- Kusursuz olmadığında da değerli olduğunu unutma.
- Duygularına izin ver. O duyguları bastırmak yerine fark etmeye çalış. Duygular senin birer parçan.
- Her bir deneyim yeni bir öğretidir. Hata yaparak öğrenmek ise en etkili öğretmendir. Yaptığın küçük hataları kendin için bir deneme alanı olarak görmeye çalış.
- Son olarak ise yardım istemekten çekinme. Mükemmeliyetçi kişi genel olarak her şeyi kendi başında kusursuz yapabileceği düşüncesi ile çok fazla yalnızlıktan beslenir. Kendini yalnız bırakma ve destek istemekten çekinme.
Sonuç olarak, değerli olmak için kusursuz olmana gerek yok. Gerçek özgürlük, kusursuzlukta değil; kendini tüm haliyle kabul edebilmekte gizlidir.


