Maskeli Depresyon: Neşenin Ardındaki Karanlık


1. Görünürde Normal, İçeride Fırtına:
Maskeli depresyonda birey, işine devam edebilir, sosyal etkinliklerde yer alabilir hatta zaman zaman gülebilir. Fakat yalnız kaldığında bu neşe hali kaybolur, yerini boşluk, anlamsızlık, öz-değersizlik gibi duygular alır. Bu kişiler “herkesin ortasında bile yalnız hissediyorum” cümlesiyle iç dünyalarını tarif ederler.
2. Başarılı ve Fonksiyonel Depresyon:
Özellikle yüksek işlevselliğe sahip bireylerde görülen bu tablo, çoğu zaman başarılarla örtülüdüğü için fark edilmez. Öğretmenler, doktorlar, psikologlar, yöneticiler gibi “yardım eden” ya da “sorumluluk sahibi” meslek gruplarında daha sık görülür. Bu bireyler, yardım istemek yerine rolünü sürdürmeye çalışır ve tükenmişliğin eşiğine sürüklenir.
3. Neden Yardım Aramazlar?
Maskeli depresyon yaşayan bireyler genellikle yardım aramazlar. Çünkü zihinlerinde “Benim şikayet etmeye hakkım yok, herkes benden daha kötü durumda” ya da “Bunu belli edersem zayıf görünürüm” gibi bilişsel çarpıtmalar vardır. Bu durum, utanç duygusunu besler ve kişinin izole bir çöküş yaşamasına neden olur.
4. Sosyal Medyada Maskelenen Gerçekler:
Günümüzde sosyal medya, maskeli depresyonun en çok sahnelendiği alanlardan biridir. Bu bireyler sıkça mutlu, enerjik ve başarılı görseller paylaşarak içsel acılarını bastırırlar. Oysa ekran arkasında çaresizlik, uykusuzluk, değersizlik ve tükenmişlik yatabilir. Bu görünüş-ileti farkı, kişinin yardım alma motivasyonunu daha da azaltır.
5. Bedenin Mesajları:
Maskeli depresyon beden yoluyla da kendini gösterir. Migren, kas ağrıları, mide-bağırsak sorunları, cilt problemleri ya da sürekli yorgunluk gibi belirtiler gözlemlenir. Kişi hastaneye başvurduğunda bedensel hiçbir neden bulunamaz. Çünkü beden, ifade edilemeyen duyguların taşıyıcısı haline gelmiştir.
6. Travma Geçmişi ve Rol Kalıpları:
Maskeli depresyon genellikle çocuklukta rol üstlenmiş bireylerde görülür. “Güçlü olmalısın”, “Kimseye yük olma”, “Sorun çıkarma” gibi mesajlarla büyüyen çocuklar, yetişkinlikte duygularını bastırmayı öğrenir. Bu bastırma, depresyonun görünmez hale gelmesine ve zamanla kişinin içsel dünyasında kronik bir acıya dönüşmesine neden olur.
7. Terapi Sürecinde Maskeyi Fark Etmek:
Maskeli depresyonun çözümünde ilk adım, bireyin kendi maskesini fark etmesidir. Bu farkındalıkla birlikte utanmadan, savunmaya geçmeden duygularını ifade etmeye başlaması önemlidir. Özellikle şema terapi, EMDR, duygularla çalışmaya dayalı terapiler ve içsel çocuk çalışmaları, kişinin duygusal kabullenme sürecini destekler.
8. Gerçek İyileşme:
Gerçek iyileşme, “iyi görünmekten” çok “iyi hissetmek” üzerine kuruludur. Maskeli depresyondan kurtulmak, kişinin kendine dürüst olmasıyla başlar. Sosyal onay ihtiyacını azaltmak, duygulara temas etmek, yardım almayı zayıflık değil güç olarak görmek terapötik dönüşümün kapısını aralar.
Sonuç olarak, maskeli depresyon sadece bireyi değil, çevresindekileri de yanıltan, görünmeyen bir acının ifadesidir. Gülümsemenin ardına saklanmış gözyaşları, terapiyle ve anlayışla görünür hale geldiğinde iyileşme başlar.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz