Kosova’da ve türkiye'de yaşayan türklerin kadına ilişkin namus anlayışlarının ve cinsel yaşam kalitelerinin incelenmesi

Bu araştırmanın amacı, Kosova’da ve Türkiye’de Yaşayan Türklerin Kadına İlişkin Namus Anlayışlarının ve Cinsel Yaşam kalitelerinin incelemektir. Bu çalışmada ilişkisel türde nedensel karşılaştırma deseni kullanılarak, Türkiye ile Kosova arasında ki ilişkilerin karşılaştırıldığı ilk araştırma olma özelliğini taşımaktadır. Araştırma, toplam 312 kadın örneklem üzerinde gerçekleşmiştir. 156’sı Kosova da bulunan Prizren şehrinde; Ukshin Hoti Üniversitesindeki kadın öğrencilere ve Türk Federasyon Derneği üye kadınlarına uygulanmıştır. Diğer 156’sı ise Türkiye'de bulunan Denizli şehrindeki Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü kadın öğrencilerine uygulanmıştır. Araştırmanın verileri; tarafımca hazırlanan Sosyo-demografik Bilgi Formu, Kadına İlişkin “Namus” Anlayışı Tutum Ölçeği (KİNATÖ), Cinsel Yaşam Kalitesi Kadın (CYKÖ-K) Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda Kosovalı katılımcıların geleneksel namus anlayış düzeyleri ise cinsel yaşam kalitesini etkilemediği görülürken, Türk katılımcıların ise geleneksel namus anlayışı en önemli etken faktör olarak tespit edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre kadın namusu ve cinsel yaşam ile ilgili konuyu bir tek kadın grubuna değil erkeklerinde benzer araştırmalar içine alınması gerekliliği söz konusudur. Bu çalışma benzer araştırmaların yapılmasına katkı sağlayabilir.

Kosova’da ve türkiye'de yaşayan türklerin kadına ilişkin namus anlayışlarının ve cinsel yaşam kalitelerinin incelenmesi

Mine Soysal

 

ÖZ

Bu araştırmanın amacı, Kosova’da ve Türkiye’de Yaşayan Türklerin Kadına İlişkin Namus Anlayışlarının ve Cinsel Yaşam kalitelerinin incelemektir. Bu çalışmada ilişkisel türde nedensel karşılaştırma deseni kullanılarak, Türkiye ile Kosova arasında ki ilişkilerin karşılaştırıldığı ilk araştırma olma özelliğini taşımaktadır.

Araştırma, toplam 312 kadın örneklem üzerinde gerçekleşmiştir. 156’sı Kosova da bulunan Prizren şehrinde; Ukshin Hoti Üniversitesindeki kadın öğrencilere ve Türk Federasyon Derneği üye kadınlarına uygulanmıştır. Diğer 156’sı ise Türkiye'de bulunan Denizli şehrindeki Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü kadın öğrencilerine uygulanmıştır. Araştırmanın verileri; tarafımca hazırlanan Sosyo-demografik Bilgi Formu, Kadına İlişkin “Namus” Anlayışı Tutum Ölçeği (KİNATÖ), Cinsel Yaşam Kalitesi Kadın (CYKÖ-K) Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda Kosovalı katılımcıların geleneksel namus anlayış düzeyleri ise cinsel yaşam kalitesini etkilemediği görülürken, Türk katılımcıların ise geleneksel namus anlayışı en önemli etken faktör olarak tespit edilmiştir.

Araştırmanın bulgularına göre kadın namusu ve cinsel yaşam ile ilgili konuyu bir tek kadın grubuna değil erkeklerinde benzer araştırmalar içine alınması gerekliliği söz konusudur. Bu çalışma benzer araştırmaların yapılmasına katkı sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler

Cinsellik, Cinsel yaşam kalitesi, Kadın cinselliği, Kadın namusu, Namus.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Giriş

Namus, en temel anlamda, bulunduğumuz toplumda sistematik olarak kabul gördüğümüz ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık anlamına gelmektedir. “Namus” olgusu; toplumsal değerler, doğruluk, dürüstlük anlamına gelmiş olsa da bu anlamlarının dışında daha çok kadın bedeni üzerine algılama biçimi olarak görülmektedir. Her toplumda, ırkta ve her dönemde “Namus” kavramı hep güncel bir kavram olarak varlığını korumuştur. Eşitliğin dile getirildiği bu yüzyılda kadın bedenini evlenene kadar saklamalı ve korumalıdır (Artuç 2015: 394-923).

Kız çocukları, genç yetişkin kadınları, bekâr, evli ya da dul fark etmeden herkesi baskı altında tutan ve yaşamlarının her alanını etkileyen “namus” önemsenmesi gereken kavramdır. Özgürlük alanlarının kısıtlanmasından dolayı kadınların yaşamlarında birçok konu ya da  alandan mahrum kalmalarına neden olmaktadır. Kadının namusu bir tek kadını değil; o kadının babasını, annesini, abisini, kız kardeşini, kocasını, dayısını, amcasını vb. sosyal çevresini etkilediği ve sosyal çevresinin kadının namusunun korunması ile sorumlu oldukları düşüncesi yer almaktadır. Bu durumda kadın bedeni, kadına sahip olan erkeğin kadının bekaretini koruma ve kollama fikri ile yaşamasıdır. Burada da erkeğin soyunun devamını sağlamak isteği ve soyunun karışmaması isteği yer almaktadır. Üstelik kadın namusu erkeğin ve toplumun namusu olarak sayılmaktadır. Kadın vücudunun hem geleneksel hem de modern bir toplum da “cinsel” olarak yapı taşlarını oturtması toplumdan beslenmesi ve sürekli değişen; kendi içinde gelişmeye çalışan toplumun kurallarını kendine göre düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır (Bilgin 2016: 219-243).

Her kültürde farklı anlama gelen namus anlayışı bireyler tarafından toplumsal cinsiyet görüşleri ile anlam kazanmaktadır. Toplumun “namus” anlayışını “cinsel ahlakla” eş tutması ile kadın ve erkek arasındaki hiyerarşik düzlemde kadının aleyhine işlenmiştir. ‘’Kadın tüm mahcubiyeti ile cinsel hayatını saklamalı erkek ise tüm cinsel yetki ona verilmişçesine taçlandırılmalıydı’’. Bu gibi düşüncelerin yer aldığı bir kültürde “namus” ve “toplumsal cinsiyet”  arasındaki ilişkiye dikkat edilmesi gerekir (Kalav 2012: 151-163).

Toplumsal cinsiyet kavram olarak, fizyolojik ve biyolojik görünümlerinin dışında toplum ve kültürün dişile ve erile yüklediği anlama, bir nevi şekilciliği işaret eder (Demez ve Tunca 2018: 3-22). Toplumsal cinsiyet, dişil ve eril olarak; erkek egemenliği olan toplumun kurallarına, düzenine ve beklentilerine göre şekillendirir. Kadının cinsel hayatı çevreyi etkileyen ve ondan etkilenen bir olgudur.

 

Kadının cinsel hayatının denetlenmesinde erkek otoritesine dayanan toplumsal örgütün bir özelliği var sayılır (Avcı ve Özdedeli 2015: 225-230). Namus kavramı ile ilgili yapılan bazı araştırmalar incelendiğinde genellikle tanımlayıcı olduğu çalışmalarda en çok namusun tanımına, bekaret’in önemine ve namus cinayetlerinin üzerinde durulduğu görülmüştür (Gürsoy ve Özkan 2014: 149-159). Her iki ülkeyi kapsayan bu çalışma genelinin genç nüfusun tutumlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesinde ihtiyaç olduğu gözlemlenmiştir; çünkü genç nüfus, toplumun yapısının değişmesinde ve gelişmesinde katkı sağlayan en önemli rollerden biridir. Kadınlar ve genç kadınlar ailenin temelini oluşturmaktadır.

Bu genel sorunlar çerçevesinde araştırmanın problem cümlesi; Kosovalı Türk kadınları ve Türkiyeli Türk kadınlarının kadın namusu anlayışı ile cinsel yaşam kaliteleri karşılaştırıldığında ne derece ilişki içinde olduğunu tespit etmek için çalışılmıştır.

Bu çalışmanın temel amacı Kosova’da yaşayan Kosovalı Türkler ile Türkiye’de yaşayan Türklerin kadına ilişkin namus anlayışlarının incelenmesi ve buna bağlı cinsel yaşam kalitelerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Kadın bedeni ve cinselliğinin her iki toplum arasındaki fark incelendiğinde her iki ülkenin de arasında farklı politika, eğitim düzeyi, ülke nüfusu, karışık ırkların da bulunmasıyla kadın cinselliğine karşı olan bakış açılarının Türkiye'deki genç nüfusun bir kısmı için dile getirebilecek kadar normal karşıladığı düşünülmektedir. Ancak büyük çoğunluğun ise cinselliği namus ile eş tuttukları ve Kosova da ki genç nüfus için cinselliğin yaşanılabilir; ancak saklanması gereken bir durum olarak karşılandığı öngörülmektedir.

 

YÖNTEM

Araştırmanın Modeli

Kosova’da ve Türkiye’de Yaşayan Türklerin Kadına İlişkin Namus Anlayışlarının ve Cinsel Yaşam kalitelerinin incelenmesine yönelik araştırma da nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel türde nedensel karşılaştırma deseni kullanılmıştır.

 

Veri Toplama Araçları

Sosyo-Demografik Bilgi Formu

Sosyo-demografik bilgi formu tarafımca hazırlanmıştır. Araştırmanın demografik değişkenlerine ilişkin bilgiler Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Bu formda,  Yaş, eğitim düzeyi,  medeni durum, herhangi bir işte çalışıp çalışmadığı, aile tipi, dini inancı, maddi durumunun, uyruk, birliktelik şekli, cinsel yaşam, seksüel, değişkenlerle katılımcıların kendilerine sunulan şıklar arasında seçim yapabilecekleri şekilde hazırlanmış ve sunulmuştur. Bu formdan sonra diğer ölçekler katılımcılara sırayla dağıtılmıştır.

 

Kadına İlişkin Namus Anlayışı Tutum Ölçeği (KINATÖ)

Gürsoy tarafından geliştirilen Kadına İlişkin Namus Anlayışı Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek kadın namusuna yönelik bilgi ve tutumları değerlendirmek amacıyla geliştirilmiş ve üniversite lisans öğrencileri üzerinde güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılmıştır. 25 maddeden oluşan ölçek 5’li likert tipindedir.

Ölçekte tamamen katılıyorum 5 puan, hiç katılmıyorum 1 puan olarak derecelendirilmektedir. Ölçek Geleneksel Namus anlayışı, Eşitlikçi Anlayış ve Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Geleneksel Namus Anlayışı alt boyutu, Bir kız/kadın hava kararmadan evinde olmalıdır, Kadın boşansa dahi çocuğu varsa eski kocasının namusu sayılır. Olumsuz maddelerin sayıları; 3/5/7/8/10/12/14/17/19/20/25 ve olumlu maddelerin sayıları ise 1/2/4/6/9/11/13/15/16/18/21/22/23/24’tür. İçerik geçerliliğini belirlemek amacıyla, ölçme aracının “kapsam geçerliliği ve yapı geçerliğine” bakılmıştır. Araştırmamızda, elde edilen faktörlerin (alt boyutların) ve ölçeğin genelinin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısına bakılmış. Analiz sonucunda ölçeğin güvenirlik katsayısının oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir (Gürsoy 2011: 3.26).

 

Cinsel Yaşam Kalitesi Ölçeği - Kadın (CYKÖ-K)

Bu ölçeğin orijinal Symonds ve ark. Tarafından geliştirilmiş, geçerlik ve Güvenirliği yapılmış bir ölçektir. Ölçek 18 yaşın üzerindeki tüm kadınlara uygulanabilen bir ölçektir, ancak ölçeğin orijinalinin geçerlik ve güvenirlik çalışması 18-65 yaş grubundaki kadınlarda yapılmıştır. Ölçek bireylerin kendi kendine yanıtlayabilecekleri,  uygulanışı kolay ve altılı likert tipinde olup, 18 maddeden oluşmaktadır. Her bir maddenin son dört hafta içindeki cinsel yaşamı düşünülerek yanıtlanması beklenmektedir. Ölçeğin orijinalinde her bir maddenin 1-6, ya da 0-5 arasında puanlanacağı belirtilmektedir. Bu çalışmada 1-6 puan sistemi (1=Tamamen katılıyorum, 2=Büyük ölçüde katılıyorum,  3=Kısmen katılıyorum, 4=Kısmen katılmıyorum, 5=Büyük ölçüde katılmıyorum, 6=Hiç katılmıyorum) kullanılmıştır. Bu şekilde ölçekten alınabilecek puan aralığı 18-108 arasındadır. Diğer taraftan 0-5 puanlama sisteminde ise puan aralığı 0-90 olmaktadır. Toplam puan hesaplanmadan önce 1,  5, 9, 13, 18 numaralı maddelerin puanlarının tersine çevrilmesi gerekmektedir. Hangi puanlama sistemi kullanılırsa kullanılsın ölçekten alınan toplam puan 100’e dönüştürülmektedir. Toplam ölçek puanın 100’e dönüştürülmesi için;  (Ölçekten alınan ham puan-18)x100/90 formülünün kullanılması gerektiği belirtilmektedir.  Örneğin ölçekten alınan ham puan toplamı 63 olan bir bireyin 100’e dönüştürülmüş ölçek puanı; (63-18)x100/90=50 olmaktadır. Ölçekten alınan puanın yüksek olması cinsel yaşam kalitesinin iyi olduğunu göstermektedir (Symonds ve arkadaşları 2005).Bu ölçek 2010 yılında Cinsel yaşam kalitesini belirlemek amacıyla da Doçent Dr. Nilüfer Tuğut tarafından Türkçe versiyonuna çevrilmiştir. Yapılan çalışma da Cronbach α 0,83, iki yarı güvenirliği 0,80, bulundu. Maddelerin korelasyonları r=0,32-0,67 toplam puan arası korelasyonun istatistik olarak anlamlı olduğu saptandı (p<0,001) (Tuğut  ve Gölbaşı 2010: 172-180).

Verilerin Toplanması

Araştırma sorularına ilişkin ölçeklerin geliştirilmesinin ardından, söz konusu ölçekler ve kişisel bilgi formu Kosova'daki Prizren şehrinde bulunan Ukshin Hoti Üniversite ve Türk Federasyon Derneği ile Türkiye'deki Denizli şehrinde bulunan Pamukkale Üniversitesi, Sosyoloji bölümünde ki kadın öğrencilere uygulanmıştır. Örneklem sayısı olarak toplam 312 kişi oluşturmaktadır. Örneklemlerin 156’sı Kosova’nın Prizren şehrinde, 156’sı Türkiye’nin Denizli şehrinde uygulanmıştır. Ukshin Hoti üniversitesinde Kosovalı Türk kadın sayısının az olması ve Türk Federasyon Derneği üye kadınlarının az olması sebebi ile 156 kişi olarak belirlenmiştir. Eşit örneklem sayısı ile doğru sonuca ulaşabilmek adına Türkiye’nin Denizli şehrinde bulunan Pamukkale üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencilerinden de 156 kişiye uygulanacaktır. Katılımcılar 18 yaş ve üzerindeki kadınlara, haziran- temmuz aylarında uygulanmıştır. Katılımcılardan gönüllülük temelinde doldurulması rica edilen ölçekler ve demografik verileri içeren kişisel bilgi formunun uygulanması ve verilerin bilgisayar ortamına aktarılması yaklaşık üç ay sürmüştür.

 

Verilerin Analizi

İstatistiki analizlere karar vermek için puanların normal dağılımı Shapiro-Wilk  testi kullanılarak incelenmiş ve normal dağılıma uyum göstermediği belirlenmiştir. Verilerin analizi konusunda; Tanımlayıcı istatistikler frekans, yüzde, ortalama, standart sapma değerleri ile sunulmuştur. Uyruklara göre demografik özelliklerin farklılığını incelemek amacı ile ki-kare testi yapılmıştır. Kitlenin grup ortalaması değerinden farklı olup olmadığının test edilmesi için bağımsız t testi analizi uygulanmıştır. Üç evre grubun karşılaştırılmasında Varyans analizi (ANOVA) testi ve ikili karşılaştırmalar (post. hoc.) için Sidak testi kullanılmıştır. Ölçekler ve alt boyutlar arasındaki ilişkilerin incelenmesi amacı ile Korelasyon analizi ve ilişkilerin modellenmesi amacı ile regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmada 0,05'den küçük p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Analizler SPSS 22.0 paket programı ile bilgisayar ortamında yapılmıştır.

 

BULGULAR

Tablo 1. Cinsel tercih İle Cinsel Yaşam Kalitesi ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

Boyutlar

Cinsel Tercih

n

X

s.s.

p

 
 

Geleneksel Namus Anlayışı

Heteroseksüel

210

30,07

5,31

0,01*

 

Homoseksüel

17

29,71

4,62

 

Aseksüel

10

30,10

4,20

 

Diğer

75

31,25

5,69

 

Eşitlikçi Anlayış

Heteroseksüel

210

27,86

4,53

0,01*

 

Homoseksüel

17

29,24

4,05

 

Aseksüel

10

30,30

6,25

 

Diğer

75

29,75

4,71

 

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

Heteroseksüel

210

26,33

5,88

0,04*

 

Homoseksüel

17

25,35

5,94

 

Aseksüel

10

27,50

7,06

 

Diğer

75

28,60

6,71

 

Cinsel Yaşam Kalitesi

Heteroseksüel

210

51,21

14,41

0,34

 

Homoseksüel

17

57,24

16,90

 

Aseksüel

10

55,10

21,91

 

Diğer

75

53,79

20,52

 

 

Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Geleneksel Namus anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada homoseksüel olan bireylerin Geleneksel Namus anlayışı konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre eşitlikçi anlayış düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada Heteroseksüel olan bireylerin eşitlikçi anlayış konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada homoseksüel olan bireylerin Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,04, p<0,05).

Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir. Araştırma da farklı cinsel tercihleri olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin benzer olduğu söylenebilir(p=0,34, p>0,05).

 

Tablo 3. İki ülkenin kadınlarının Medeni Hal İle Cinsel Yaşam Kalitesi Ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

Boyutlar

Medeni

Durumunuz

n

X

s.s.

p

Geleneksel

Namus Anlayışı

Evli

119

31,32

5,58

0,01*

Bekar

193

29,73

5,11

Eşitlikçi Anlayış

Evli

119

28,51

5,54

0,89

Bekar

193

28,44

4,06

Evlilik Öncesi

Cinsellik Anlayışı

Evli

119

28,34

6,33

0,01*

Bekar

193

25,95

5,93

Cinsel Yaşam Kalitesi

Evli

119

53,84

16,68

0,19

Bekar

193

51,32

16,31

Katılımcıların medeni durumlarına göre Geleneksel Namus anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada bekar bireylerin Geleneksel Namus anlayışı konusunda evli bireylere göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların medeni durumlarına göre eşitlikçi anlayış düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir. Çalışmada evli ve bekar olan katılımcıların eşitlikçi anlayış konusunda benzer tutumlara sahip oldukları söylenebilir(p=0,89, p>0,05).

Katılımcıların medeni durumlarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada bekar bireylerin Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda evli bireylere göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların medeni durumlarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir. Çalışmada bekar ve evli olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin benzer olduğu söylenebilir(p=0,19, p>0,05).

 

Tablo 4. Uyruk İle Cinsel Yaşam Kalitesi ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

Boyutlar

Uyruk

n

X

s.s

p

Geleneksel Namus anlayışı

TC

156

29,26

3,77

0,01*

Kosova

156

31,42

6,38

Eşitlikçi Anlayış

TC

156

27,71

3,03

0,01*

Kosova

156

29,22

5,79

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

TC

156

25,17

4,60

0,01*

Kosova

156

28,55

7,06

Cinsel Yaşam Kalitesi

TC

156

50,58

11,82

0,04*

Kosova

156

53,98

19,97

 

Katılımcıların uyruklarına göre Geleneksel Namus anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada TC vatandaşlarının Geleneksel Namus anlayışı konusunda Kosova vatandaşlarına göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların uyruklarına göre Eşitlikçi Anlayış düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada TC vatandaşlarının Eşitlikçi Anlayış konusunda Kosova vatandaşlarına göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların uyruklarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada TC vatandaşlarının Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda Kosova vatandaşlarına göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir(p=0,01,p<0,05).

Katılımcıların uyruklarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada TC vatandaşlarının Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin Kosova vatandaşlarına göre daha düşük düzeylerde olduğu söylenebilir (p=0,01,p<0,05).

 

Tablo 5. Uyruğa göre Cinsel Yaşam Kalitesi ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu ile ilişkisi

Uyruk

Boyutlar

 

Cinsel Yaşam Kalitesi

TC (n=156)

Eşitlikçi Anlayış

r

0,282

p

0,01**

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

r

0,886

p

0,01**

Geleneksel Namus Anlayışı

r

0,475

p

0,01**

Kosova  (n=156)

Eşitlikçi Anlayış

r

0,605

p

0,01**

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

r

0,913

p

0,01**

Geleneksel Namus Anlayışı

r

0,384

p

0,01**

 

Türk katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Eşitlikçi Anlayış puanları arasında zayıf düzeyde güçte ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Türk katılımcıların Eşitlikçi Anlayış konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,282, p=0,01, p<0,05).

Türk katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı puanları arasında çok güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Türk katılımcıların Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,886, p=0,01, p<0,05).

Türk katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Geleneksel Namus Anlayışı puanları arasında orta düzeyde güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Türk katılımcıların Geleneksel Namus Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,475, p=0,01, p<0,05).

Türk katılımcılara göre;  kadınlara yönelik namus algı düzeyleri daha yüksek olan katılımcıların cinsel yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.

Kosovalı katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Eşitlikçi Anlayış puanları arasında güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Kosovalı katılımcıların Eşitlikçi Anlayış konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,605, p=0,01, p<0,05)

Kosovalı katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı puanları arasında çok güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Kosovalı katılımcıların Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,913, p=0,01, p<0,05)

Kosovalı katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Geleneksel Namus Anlayışı puanları arasında zayıf seviyede ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Kosovalı katılımcıların Geleneksel Namus Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (r=0,384, p=0,01, p<0,05).

Kosovalı katılımcılara göre;  kadınlara yönelik namus algı düzeyleri daha yüksek olan katılımcıların cinsel yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.

Tablo 6. Uyruğa göre Cinsel Yaşam Kalitesi ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu Arasındaki İlişkinin Modelenmesi

Uyruk

Bağımlı Değişkenler

Bağımsız Değişkenler

Model testi

Katsayıların Testi

F

R2

β

t

p

TC

 (n=156)

Cinsel Yaşam Kalitesi

Geleneksel Namus Anlayışı

F=20,52

p=0,01

0,47

0,68

4,55

0,01*

Eşitlikçi Anlayış

0,26

3,52

0,01*

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

-0,31

-2,02

0,04*

Kosova

(n=156)

Cinsel Yaşam Kalitesi

Geleneksel Namus Anlayışı

F=16,84,

p=0,01

0,21

-0,08

0,29

0,44

Eşitlikçi Anlayış

0,33

3,62

0,01*

Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı

0,30

1,67

0,01*

** Regresyon analizi yapılmıştır. * katsayısı anlamlı değişkenler

Modelde Türk katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı, geleneksel namus anlayışı düzeylerinin ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Cinsel yaşam kalitesi kadına karşı namus algısı alt boyutları ile %47 oranında açıklanabilmektedir (R2=0,47). Elde edilen modelin matematiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir (F=20,52, p=0,01, p<0,05) modelde yer alan eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı, geleneksel namus anlayışı değişkenlerin katsayılarının ve modelin anlamlı olduğu tespit edilmiştir(p<0,05).

Eşitlikçi anlayış ve geleneksel namus anlayışı düzeylerinin artış göstermesi cinsel yaşam kalitesi düzeylerini artıracak fakat Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin artış göstermesi ise cinsel yaşam kalitesi düzeylerini düşüreceği görülmektedir.

Buna göre cinsel yaşam kalitesi düzeylerine en yüksek düzeyde etki eden boyutun geleneksel namus anlayışı alt boyutu olduğu (β=0,68) tespit edilmiştir. Evlilik öncesi cinsellik anlayışı alt boyutunun (β=-0,31) alt boyutunun etki eden diğer bir alt boyut olduğu tespit edilmiştir.  Eşitlikçi anlayış ise cinsel yaşam kalitesi düzeylerine en az etki eden boyut olarak bulunmuştur (β=0,26).

Temel hipotezde ki Türk kadınları ve Kosovalı kadın katılımcıların cinsel yaşam kalitesi, kadına ilişkin namus algısının alt boyutlar bazında elde edilen model;

Y(Cinsel Yaşam Kalitesi) Türk = (0,26)*Eşitlikçi Anlayış – (0,31)*Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı + 0,68(Geleneksel Namus Anlayışı)

Modelde Kosovalı katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı düzeylerinin ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Geleneksel namus anlayışı değişkenin katsayısının anlamsız olması nedeni ile modelde yer almadığı ve cinsel yaşam kalitesi ile çoklu düzeyde anlamlı olmadığı görülmüştür. Cinsel yaşam kalitesi ile kadına karşı namus algısı alt boyutları ile %21 boyutlarında açıklanabilir. Cinsel yaşam kalitesi ile kadına ilişkin namus algısında ilişki vardır ama bu ilişkinin gücü çok yüksek değildir, zayıf düzeydedir. (R2=0,21).

Elde edilen modelin matematiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir (F=16,84, p=0,01, p<0,05) modelde yer alan eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı, geleneksel namus anlayışı değişkenlerin katsayılarının ve modelin anlamlı olduğu tespit edilmiştir(p<0,05). 

Eşitlikçi anlayış ve evlilik öncesi cinsellik Anlayışı düzeylerinin artış göstermesi cinsel yaşam kalitesi düzeylerini artıracağı görülmektedir. Buna göre cinsel yaşam kalitesi düzeylerine en yüksek düzeyde etki eden boyutun Eşitlikçi anlayış alt boyutu olduğu (β=0,33) tespit edilmiştir. Evlilik öncesi cinsellik anlayışı alt boyutunun (β=0,30) alt boyutunun etki eden diğer bir alt boyut olduğu tespit edilmiştir. 

 

TARTIŞMA

Bu araştırmada Kosova’da yaşayan Kosovalı Türkler ile Türkiye’de yaşayan Türklerin kadına ilişkin namus anlayışı arasındaki farkın bakılması ve buna bağlı olarak cinsel yaşam kalitesi incelenmiştir. Kadına ilişkin namus anlayışı ve alt boyutları üzerinden ele alınmıştır. Buna bağlı olarak cinsel yaşam kalitesi incelenerek önermelere cevap aranmıştır. Çalışmada farklı demografik özelliklere sahip olan ilişkiler de incelenmiştir.

Araştırmada katılımcıların demografik özellikleri ile incelendiğinde Katılımcıların uyruklarına göre yaşlarının, çalışma durumlarının ve maddi durumlarının farklı olmadığı tespit edilmiştir. Eğitim düzeylerinin, medeni durumlarının, aile tipi, dini inanç, birliktelik şekli, cinsel aktif/pasiflik durumu ve cinsel tercihlerin ise farklı düzeylerde olduğu görülmüştür. Katılımcıların cinsel seksüel özelliklerine göre Geleneksel Namus Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Eşitlikçi Anlayış düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların cinsel tercih durumlarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir.

Katılımcıların medeni durumlarına göre Geleneksel Namus Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların medeni durumlarına göre Eşitlikçi Anlayış düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir. Katılımcıların medeni durumlarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların medeni durumlarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir. Katılımcıların uyruklarına göre Geleneksel Namus anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. TC vatandaşlarının Geleneksel Namus anlayış, Eşitlikçi Anlayış, Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda Kosova vatandaşlarına göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Türk katılımcılara göre;  kadınlara yönelik namus algı düzeyleri daha yüksek olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Kosovalı katılımcılara göre;  kadınlara yönelik namus algı düzeyleri daha yüksek olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.

Bu araştırmanın temel amacı; Kosova’da Yaşayan Kosovalı Türkler İle Türkiye de yaşayan Türklerin Kadına İlişkin Namus Anlayışı arasındaki farkın bakılması ve buna bağlı olarak Cinsel Yaşam Kalitesini incelemektir. Bu çalışma, Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkilerin karşılaştırıldığı ilk araştırma olma özelliğini taşımaktadır. Bu genel amaç doğrultusunda araştırma hipotezleri çerçevesinde, Kadın Namusu Anlayışı tutum ölçeği alt boyutlarının, sosyo-demografik özellikleri ile olan ilişkisi ve bu ilişki ile cinsel yaşam kalitesi arasındaki fark incelenmiştir. Araştırmanın bu kısmında araştırma hipotezlerinin sonucundan elde edilen bulgular ile benzer araştırmaların karşılaştırılması hedeflenmektedir. Araştırmanın hipotezleri Türkiyeli katılımcılar tarafından çoğunlukla desteklemiş ancak Kosovalı Türkler tarafından kısmen desteklenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Türk katılımcılarda Cinsel Yaşam Kalitesi, Eşitlikçi Anlayış ve Geleneksel Namus Anlayışı ile pozitif, Evlilik Öncesi Cinsellik anlayışı ile negatif yönde ilişkilidir.

Kosovalı katılımcılarda Cinsel Yaşam Kalitesi, Eşitlikçi Anlayış ve Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı ile pozitif yönde ilişkili olup geleneksel namus anlayışı ile ilişkili değildir. Geleneksel Namus Anlayışı değişkenin katsayısının anlamsız olması, Cinsel Yaşam Kalitesi ile çoklu düzeyde anlamlı olmadığı görülmüştür. Cinsel Yaşam Kalitesi ile kadına ilişkin namus algısında ilişki vardır ama bu ilişkinin gücü çok yüksek değildir, zayıf düzeydedir. Genel olarak bakıldığında Kosovalı ve Türkiyeli katılımcıların Cinsel Yaşam Kalite düzeyleri kadına yönelik namus algısı tutumlarının farklılaştığı görülmüştür. Kosovalı katılımcıların Geleneksel Namus Anlayış düzeyleri ise Cinsel Yaşam Kalitesini etkilemediği görülürken, Türk katılımcıların ise Geleneksel Namus Anlayışı en önemli etken faktör olarak tespit edilmiştir.

Farklı demografik özelliklere sahip olan katılımcıların istatistiksel olarak anlamlı çıkan sonuçları ise; çalışmada homoseksüel olan bireylerin Geleneksel Namus Anlayışı konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Çalışmada Heteroseksüel olan bireylerin Eşitlikçi Anlayış konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Çalışmada homoseksüel olan bireylerin Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda diğer bireylere göre az tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Çalışmada farklı cinsel tercihleri olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin benzer olduğu söylenebilir.

Çalışmada katılımcıların medeni durumlarına göre bakıldığında bekâr bireylerin Geleneksel Namus anlayışı konusunda evli bireylere göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Çalışmada evli ve bekar olan katılımcıların Eşitlikçi Anlayış konusunda benzer tutumlara sahip oldukları söylenebilir. Katılımcıların medeni durumlarına göre Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin farklı seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada bekar bireylerin Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda evli bireylere göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Katılımcıların medeni durumlarına göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerinin farklı olmadığı tespit edilmiştir.

Uyruğa göre Cinsel Yaşam Kalitesi ve Kadına İlişkin Namus Anlayış Tutumu incelendiğinde: Türk katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeyleri ile Eşitlikçi Anlayış puanları arasında zayıf düzeyde güçte ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Türk katılımcıların Eşitlikçi Anlayış konusunda tutumlarının yüksek olması Cinsel Yaşam Kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Türk katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı puanları arasında çok güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Türk katılımcıların Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması Cinsel Yaşam Kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.

Türk katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeyleri ile Geleneksel Namus Anlayışı puanları arasında orta düzeyde güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Türk katılımcıların Geleneksel Namus Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması Cinsel Yaşam Kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.

Kosovalı katılımcıların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri ile Eşitlikçi Anlayış puanları arasında güçlü ve pozitif düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Kosovalı katılımcıların Eşitlikçi Anlayış konusunda tutumlarının yüksek olması cinsel yaşam kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Kosovalı katılımcıların Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması Cinsel Yaşam Kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Kosovalı katılımcıların Geleneksel Namus Anlayışı konusunda tutumlarının yüksek olması Cinsel Yaşam Kaliteleri üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.

Tüm gruplarda bakıldığında kadınlara yönelik Namus Algı düzeyleri daha yüksek olan katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Türk katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeyleri ile eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı, geleneksel namus anlayışı düzeylerinin ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Eşitlikçi anlayış ve Geleneksel Namus Anlayışı düzeylerinin artış göstermesi Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerini artıracak fakat evlilik öncesi cinsellik anlayışı düzeylerinin artış göstermesi ise Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerini düşüreceği görülmektedir. Buna göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerine en yüksek düzeyde etki eden boyutun Geleneksel Namus Anlayışı alt boyutu olduğu tespit edilmiştir. Evlilik Öncesi Cinsellik etki eden diğer bir alt boyut olduğu tespit edilmiştir. Eşitlikçi anlayış ise Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerine en az etki eden boyut olarak bulunmuştur.

Kosovalı katılımcıların Cinsel Yaşam Kalitesi düzeyleri ile Eşitlikçi Anlayış, Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Eşitlikçi anlayış, evlilik öncesi cinsellik anlayışı, geleneksel namus anlayışı değişkenlerin katsayılarının ve modelin anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Eşitlikçi Anlayış ve Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı düzeylerinin artış göstermesi Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerini artıracağı görülmektedir.

Buna göre Cinsel Yaşam Kalitesi düzeylerine en yüksek düzeyde etki eden boyutun Eşitlikçi Anlayışı alt boyutu olduğu tespit edilmiştir. Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı alt boyutunun etki eden diğer bir alt boyut olduğu tespit edilmiştir.

Araştırmada elde edilen bulgular diğer yapılan benzer çalışmalar ile değerlendirildiğinde; Türk katılımcılarda Cinsel Yaşam Kalitesi Eşitlikçi Anlayış ve Geleneksel Namus Anlayışı ile pozitif, Evlilik Öncesi Cinsellik anlayışı ile negatif yönde ilişkilidir.  Kosovalı katılımcılarda Cinsel Yaşam Kalitesi Eşitlikçi Anlayış ve Evlilik Öncesi Cinsellik anlayışı ile pozitif yönde ilişkili olup Geleneksel Namus Anlayışı ile ilişkili değildir.  Genel olarak bakıldığında Kosovalı ve Türk katılımcıların Cinsel Kalite Düzeyleri kadına yönelik namus algısı tutumlarının farklılaştığı görülmüştür. Kosovalı katılımcıların Geleneksel Namus Anlayış düzeyleri ise Cinsel Yaşam Kalitesini etkilemediği görülürken, Türk katılımcıların ise Geleneksel Namus Anlayışı en önemli etken faktör olarak tespit edilmiştir.

Araştırmada elde edilen bulgular diğer yakın dönem araştırmalar ile karşılaştırıldığında benzerliklerin olduğu kadar farklılıklarında olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin Güneri’nin üniversite öğrencilerinin kadın namusuna ilişkin tutumları adlı çalışmasında öğrencilerin kadına ilişkin namus tutumlarının eşitlikçi yönünde anlamlı olduğu, bununla birlikte geleneksel namus anlayışının da önemli olduğu görülmüştür (Güneri 2018: 258-266).

Dünyanın birçok ülkesinde namus ve namus algısı ile bu yönde uygulanan şiddetler, bilimsel veriler ve resmi kayıt eksikliğinden dolayı sorunun boyutu anlaşılmayıp, çözüme ulaşılamamaktadır (Çiftçi 2003: 21-43: Akkoç 2007).Literatür incelendiğinde, namus kavramı Türkiye’de bir yandan “dürüstlük” şeklinde tanımlanırken, diğer yandan“kadın” şeklinde tanımlanmaktadır. Namus kavramın “Namus denktir kadın” olarak idrak edildiği bölgelerde, namusun kadın vücuduna ve cinselliğine indirgenmesinin problemin ana esasını oluşturduğu düşünülmektedir (Bağlı ve Özensel 2011: 37). Namus anlayışına yönelik yapılmış olan bir çalışmada kadınların %72.7’sinin cinsellik yaşamasında sadece kendilerinin karar verdiklerini belirtmişlerdir. Fakat aynı kadınların %83.9’u  evlilikten önce cinsel ilişkiyi onaylamadıkları saptanmıştır (Özcebe ve ark., 2007: 551-605). Bu çalışmada da TC vatandaşlarının Evlilik Öncesi Cinsellik Anlayışı konusunda Kosova vatandaşlarına göre daha tutucu ve katı oldukları söylenebilir. Çalışmada TC vatandaşlarının Cinsel Yaşam Kalitesi Anlayışı Kosova vatandaşlarına göre daha düşük düzeylerde olduğu söylenebilir.

Gezik 2003 yılında yapmış olduğu benzer bir araştırmada Hollanda ve Almanya’da yaşayan Türk kadınlar ile Türkiye’de yaşayan Türk kadınlar arasında namus üzerine yaptığı  çalışma da; yeni kuşaklardaki bütün başkalaşımlara rağmen, muhacirler arasında aile kurma kapsamında bakireliğin çok fazla önem taşıdığını belirtilmiştir. Bunun sebebini ise, muhacir çocukların düşünce yapılarının şekillenmesinde ailenin büyük rol oynadığı ve merkezi bir yere sahip olduğuna bağlamıştır. Gezik bu durumu kadınların kendi düşüncelerini savunamadıklarını, savunurlarda aileleriyle ters düşmekten ve aile ilişkilerinin kopmasından korktukları şeklinde yorumlamıştır (Gürsoy ve Arslan 2014: 149-159).

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından 2008 yılında yapılan araştırmada, kadınların erkeklere oranla cinsellikte karar verme daha fazla tutucu oldukları bulunmuştur. Aynı çalışmada gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerde yaşayan kadınların,  eğitim düzeyi ve refah düzeyleri yükseldikçe cinsel haklarına yönelik tutumları ve karar vermelerine yönelik fikirlerinin geliştiği saptanmıştır. Benzer şekilde Kavuran’ın 2011 yılında, ve Zeyneloğlu 2008 yılında yaptıkları benzer araştırmalarda namus kavramının kadınların yaşadıkları ülkeye, ülkelerin kültürlerine, gelişmişlik düzeylerine ve travmatik geçmişlerine göre değişim gösterdiğini belirtmişlerdir (Kavuran 2011 ve Zeyneloğlu 2008).

Gürsoy 2009 yılında yapmış olduğu benzer bir çalışmada kadınların uzun süre yaşadıkları yerin kültürüne adapte olduklarını ve dolayısıyla evlilik öncesi cinsellik, namus anlayışları ve geleneksel namus anlayışlarının adapte oldukları kültüre göre değişebileceğini bu yönde anlamlı bir farklılık olduğunu belirtmiştir (Gültekin 2012: 35-55).

Türkiye’deki Türk kadınları ve Almanya’daki Türk kadınları üzerinde yapılan bir araştırmada, evlilik öncesi cinselliği onaylıyor musunuz sorusunun karşılığında Türkiye'de yaşayan Türk kadınlarının %56,8’inin onayladığını Almanya’da yaşayan Türk kadınlarının ise %83,9’unun onayladığı bulgulanmıştır. Türkiye’deki kadınlar erkeklerin evlilik öncesi cinsellik yaşamalarını kadınlara nazaran daha fazla oynamışlardır (Coşkun 2007: 21-39).

Vargün’ün 2002 yılında gerçekleştirmiş olduğu benzer bir araştırmada kadınların ikiye ayrıldığını erkek ve kadın eşitliğine inanan kadınların namus kavramını cinsellikle ilişkilendirmediğini, eşitlikçi yaklaşmayan kadınların ise namus kavramını cinsellikle ilişkilendirdiğini belirtmiştir. Yapılan bu çalışmaya benzer, Türkmenoğlu’nun 2010 yılında yaptığı çalışmada namus anlayışı yüksek olan kadınların eşitlikçi yaklaşımlarının düşük düzeyde olduğu namus anlayışı ve eşitlikçi yaklaşımın negatif yönde ilişkili olduğu saptanmıştır.

Literatür incelendiğinde, Vargün’ün 2002 yılında yapmış olduğu çalışmada eğitim düzeyinin, sosyo-kültürel değerlerin, aile yapısının ve medeni durumun kadınların düşüncelerinin şekillenmesinde önemli rol aldığını belirtmiştir. En önemlisinin ise eğitim düzeyi olduğunu vurgulanmaktadır. Bu araştırmada da demografik özellikleri ile incelendiğinde katılımcıların uyruklarına göre yaşlarının, çalışma durumlarının ve maddi durumlarının farklı olmadığı tespit edilmiştir. Eğitim düzeylerinin, medeni durumlarının, aile tipi, dini inanç, birliktelik şekli, cinsel aktif-pasiflik durumu ve cinsel tercihlerin ise farklı düzeylerde olduğu görülmüştür. Zeyneloğlu 2008 yılında yaptığı çalışmasında kadınların eğitim düzeylerinin yüksek olması eşitlikçi yaklaşım üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu belirtilmiştir (Yaralı ve Hacıalioğl, 2016: 108-127). Namus anlayışını inceleyen bir başka araştırmada ise cinsel yaşam kalitesinin namus anlayışı üzerinde önemli rol oynadığı belirtilmiştir (Mernissi 2004: 33-55).

Krychman ve arkadaşlarının 2011 yılında yaptığı araştırmada cinsel yaşam kalitesinin kadının travmatik geçmişine göre değiştiği bulgulanmıştır. Sayılan’ın 2011 yılında yaptığı araştırma sonuçları incelendiğinde cinsel yaşamın evli kadınlarda namus kavramıyla ilişkili olduğu bekar kadınlarda ise ruhsal bir durumla ilişkili olduğu belirtilmiştir (İlkkaracan 2015: 215-228).

Literatür incelendiğinde, McCool- Myers ve arkadaşlarının 41 ülkede yapmış oldukları ve 135 araştırmayı kapsayan, cinsel işlev bozuklukları ve cinsel yaşam kalitesini inceleyen araştırma sonuçlarında, kadınların cinsel işlev bozukluğu yaşamasında ülkenin refah düzeyi, sosyo kültürel yapısı ve geçmiş travmatik yaşantısının etkili olduğu bulgulanmıştır. Ülkelerde yaşayan göçmenlerin ise o ülkelere adapte oldukları ve cinsel yaşam kalitelerinin uzun zaman yaşadıkları ülkelere göre şekillendiği belirtilmiştir. (Güvel ve ark., 2003: 43-48)

Ege ve arkadaşlarının Türkiye’de doğuda ve batıda yaşayan kadınlarla yaptıkları karşılaştırmada cinsel işlev bozukluklarının bölgelerin gelişmişlik düzeyleri ve kültürlerine göre değişim gösterdiği, doğuda yaşayan kadınların  namus anlayışlarından ötürü,  batıda yaşayan kadınlara oranla daha fazla cinsel işlev bozukluğu yaşayabilecekleri bulgulanmıştır (Karakoyunlu ve Öncel 2014: 63-74).

Tekin ve arkadaşlarının 175 kadınla yaptığı çalışmasında eğitim durumu ve evlilik yılının cinsel yaşam kalitesi üzerinde rol oynadığı saptanmıştır. Gölbaşı ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada görücü usulü evliliklerde cinsel bozuklukların görülme sıklığının diğer kadınlara oranla daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Yaralı ve arkadaşlarının çalışmalarında anlaşarak yapılan evliliklerde cinsel yaşam kalitesinin daha iyi olduğu bildirilmiştir. Maaita ve arkadaşlarının 470 kadınla yaptıkları araştırmada üniversite eğitim düzeyine sahip kadınların cinsel yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu saptanmıştır. Sidi ve arkadaşlarının Malezyalı kadınlarla yaptıkları araştırmada da eğitim düzeyinin cinsel yaşam kalitesini etkilediği üniversite mezunu kadınların ve çalışan kadınların cinsel yaşam kalitelerinin daha iyi olduğunu belirtmişlerdir (Özerdoğan ve ark 2009: 46-59). Vargün 2002 yılında yapmış olduğu benzer bir araştırmada kadınların ikiye ayrıldığını erkek ve kadın eşitliğine inanan kadınların namus kavramını cinsellikle ilişkilendirmediğini, eşitlikçi yaklaşmayan kadınların ise namus kavramını cinsellikle ilişkilendirdiğini belirtmiştir.

Son olarak bu alanda çalışan sağlık uzmanlar tarafından kadınlarda cinsellik ile ilgili konularda eğitim almaları ve kadınlara uygun danışmanlık hizmeti sağlamaları problemin çözümüne katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Ayrıca kadın namusu ve cinsel yaşam ile ilgili konuyu bir tek kadın grubuna değil erkeklerinde benzer araştırmalar içine alınması önerilebilir.

 

Kaynaklar

Akkoç, Aytaç (2007). “Töre ve Namus Cinayetlerinin Sebep Sonuç İlişkisinin Değerlendirilmesi” (Yüksek Lisans Tezi). YÖK Tez Merkezinden Edinilmiştir (214394).

Artuç M. (2015). “Mahremiyet Açısından Birey ve Devlet İlişkisi” (Yüksek Lisans Tezi). YÖK Tez Merkezinden Edinilmiştir (394923).

Avcı, Özdedeli  (2015). “Kadın Cinselliği ve Kültürel Farklılıklar”. Kadın Cinselliği Dergisi. Derleme,17 (64) 224-230.

Bağlı, Özensel (2011). “Türkiye'de Töre Ve Namus Cinayetleri: Töre Ve Namus Cinayeti İşleyen Kişiler Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma.” İstanbul, Destek Yayınları.

Bilgili, Vura (2011). “Kadına Yönelik Şiddetin En Ağir Biçimi: Namus Cinayetleri”.  Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 14(1), 66- 72.

Bilgin R. (2016). “Geleneksel ve Modern Toplumda Kadın Bedeni ve Cinselliği”. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 26 (1), 219-243.

Çiftçi S. (2003). “Üniversite Öğrencilerinin Şiddet Eğilimlerinin ve Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Tutumlarının İncelenmesi”.  Nesne Psikoloji Dergisi 1, (2), 21-43.

Coşkun E. (2007). “Ataerkillik, Toplumsal Cinsiyet ve Kadının Çalışma Yaşamına Katılımı”. Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 1,(1), 21-39.

Demez, Tunca (2018). “Üniversite Öğrencilerinin “Kadınlık” Ve “Erkeklik” Tanımlamaları”. Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi,1(1), 3-22.

Gültekin (2012). “Dişi Bedenler Erkek Düşünceler Mi? Değişen Geleneksel Köy Toplumsal Yapısında Kadınlar, Erkekler ve Ataerkil Değerler”. İnsanbilim Dergisi, 1(1), 35-55.

Güneri (2018). “Üniversite Öğrencilerinin Kadına İlişkin Namus Anlayışı Tutumları”. STED/Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 27(4), 258-266.

Gürsoy (2011). “Üniversite Öğrencilerinde Kadına İlişkin “Namus” Anlayışı Tutum Ölçeği (KİNATÖ) Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması”. Sağlık ve Toplum Dergisi, 3.26.

Gürsoy, Özkan (2014). “Türkiye'de Üniversite Öğrencilerinin Kadına İlişkin" Namus Algısı”. Journal Of Psychiatric Nursing/Psikiyatri Hemsireleri Dernegi, 5(3), 149-159.

Güvel, Yaycioğlu, Bağiş, Savaş, Bulgan ve Özkardeş (2003). “Evli Kadınlarda Cinsel Fonksiyonlara Etkin Faktörler”. Türk Üroloji Dergisi, 29(1), 43-48.

İlkkaracan, Seral (2015). Kadının İnsan Hakkı Olarak Cinsel Haz: Türkiye’deki Bir Taban Eğitimi Programından Deneyimler. Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik, (215-228 ) Der: Pınar İlkkaracan, İstanbul: İletişim Yayınları.

Kalav (2012). “Namus ve Toplumsal Cinsiyet”. Mediterranean Journal Of Humanities, 2(2) ,akdeniz. edu. tr, II/2, 151-163.

Karakoyunlu, Öncel (2014). “15-49 Yaş Grubu Evli Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu Görülme Sıklığı (Antalya/Türkiye)”. Turkiye Klinikleri Journal Of Nursing Sciences, 6(2), 63-74.

Kavuran (2011). Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Bakışlarının Belirlenmesi, (Yüksek Lisans Tezi). YÖK Tez Merkezinden Edinilmiştir (306286).

Mernissi (2004). Bekaret ve Ataerkil İçinde, Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik, (33-55 )Der: Pınar İlkkaracan, İstanbul, İletişim Yayınları.

Özcebe, Güler (2007). Üniversite Öğrencilerinde Risk Alma Davranışları Ulusal Halk Sağlığı Kongresinde Sunulmuştur, Denizli.

Özerdoğan, Sayıner, Köşgeroğlu ve Ünsal (2009). “40–65 Yaş Grubu Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu Prevalansı, Depresyon Ve Diğer İlişkili Faktörler”. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2(2), 46-59.

Tuğut, Gölbaşı (2010). “Cinsel Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kadın Türkçe Versiyonunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması”. Cumhuriyet Medical Journal, 32, (2), 172-180.

Yaralı, Hacıalioglu (2016). “Evli Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozuklugu ve Cinsel Yaşam Kalitesinin İncelenmesi”. Uluslararası Hakemli Hemşirelik Araştırmaları Dergisi, 1, (3), 108-127. Doi, 10.

Zeyneloğlu (2008). Ankara’da Hemşirelik Öğrenimi Gören Üniversite Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Tutumları, (Doktora Tezi). YÖK Tez Merkezinden Edinilmiştir (224217).

 

INVESTIGATION THE UNDERSTANDING OF HONOR ON WOMEN AND THE QUALITY OF SEXUAL LIFE OF TURKS WHO ARE LIVING IN TURKEY AND KOSOVO

Abstract

The purpose of this research is to investigate the understanding of honor on women and the quality of sexual life of Turks who are living in Turkey and Kosovo. In this study, using a causal model in comparison, comparing the relationship between Turkey and Kosovo is the first research of its kind.

The research was carried out on a total of three hundred twelve female samples. One hundred fifty six of them were applied to female students at Ukshin Hoti University in Prizren city in Kosovo and Turkish Federation Association members. The other one hudred fifty six of the Pamukkale University in Denizli located in Turkey has applied to the Department of Sociology Faculty of Arts and female students. The data of the research; The Socio-demographic Information Form prepared by me was collected using the “Honor” Understanding Scale (KINATÖ), Sexual Life Quality- Woman (STOC-K) Scale. As a result of the analysis, it is seen that the traditional honor understanding of the Kosovo participants does not affect the quality of sexual life, while the traditional honor understanding of the Turkish participants was determined as the most important factor.

According to the findings of the study, the issue of women's honor and sexual life should be included in similar studies in men, not in a single female group. This study may contribute to conducting similar research.

 

Keywords

Sexuality, Sexual life quality, Female sexuality, Women's honor, Honor.

 

Bu makale 3 Haziran 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Mine Soysal

Kosova da AAB üniversitesi Psikoloji Lisans ve Yakındoğu Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Mezunudur. İstanbul İbni Sina hastanesi, Denizli Adliyesi aile ve çocuk mahkemesi ve Denizli Servergazi Hastanesinde de psikolog olarak stajını tamamladı. Yaptığı araştırmalar ve tezler: "Masalların Çocuklar üzerinde ki Psikolojik etkileri" ve "Kosova’da Ve Türkiye’de Yaşayan Türklerin Kadına İlişkin Namus Anlayışlarının Ve Cinsel Yaşam Kalitelerinin İncelenmesi"  üzerine tezini tamamladı. Prof. Dr. Ahmet Vecdi Canın koordinatörlüğünü üstlendiği 18. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresinde "Kosova'da ve Türkiye'de Yaşayan Türklerin Kadına ilişkin Namus Anlayışı Ve Cinsel Yaşam Kalitelerinin İncelenmesi"  başlıklı bildiri üzerinde kongre de yer aldı. Kosova Yunus Emre Enstitüsün de Doç. Dr. Nalan Kazaz ile birlikte “Kişisel G ...

Etiketler
cinsellik
Klinik Psikolog  Mine Soysal
Klinik Psikolog Mine Soysal
İstanbul - Klinik Psikolog
Facebook Twitter Instagram Youtube