Kekemelik hakkında ailelere kısa öneriler

Kekemelik hakkında ailelere kısa öneriler

EĞER ÇOCUĞUNUZ KEKEMELİK DAVRANIŞI GÖSTERİYORSA;

Kekemelik davranışı gösteren çocukların tedavisinde iyi sonuç alınabilmesi için terapist ile anne-babanın işbirliğine ihtiyaç vardır. Başlangıç olarak çocuğunuzla evdeki iletişiminizde aşağıdaki konulara uymanız yararlı olabilir.

1. Kekemelik konusunda kendi olumsuz duygularınızı gözden geçirin.

Sizin geriliminiz çocuğunuza yansıyacaktır. Çocuğunuzu normal olarak kabul edin. Unutmayın ki hecelerin örneğin %10’unda kekeliyorsa, %90’ını da kekelemeden söylemektedir. “İleride ne olur?” diye endişelenmek yerine; ona nasıl yardımcı olabileceğinizi düşünün.

2. Çocuğunuzun üzerindeki konuşma baskısını azaltın.

Çocuğunuz konuşurken onu dikkatle dinleyin. Gözleriniz onda olsun. Yüzünüzde endişeli veya gerilimli bir ifade olmamasına özen gösterin.

Çocuğunuz konuşurken sabırla bitirinceye kadar bekleyin. Sözünü kesmeyin. Bitirdikten sonra acele cevap vermeyin. Diyaloğunuz telaşlı bir hava içerisinde geçmesin.

Sürekli soru sormaktan vazgeçin. Sorularınız “EVET” veya “HAYIR” la ya da kısa ifadelerle yanıtlanabilir, olsun. Kendi arzusuyla konuşmaya başlarsa ona istediği kadar zaman tanıyın.

Onunla konuşurken kullandığınız ses tonuna dikkat edin. Bazen kelimelerle ifade ettiğimiz ses tonumuz kendimizi ele verir.

3. Çocuğunuzun üzerindeki genel stresi azaltın.

Gündelik yaşamınız çok korumalı mı geçiyor? Dinlenmeye ve gevşemeye zaman kalmıyor mu? Çocuğunuz ne yalnız, amaçsız ve ilgisiz kalmalı, ne de aşırı bir telaş ve koşuşma içinde yaşamalı. Sakin bir yaşayışı olmalı.

Davranış ve tutumunuz çocuğu utanç, suçluluk ve yetersizlik duyguları içine itmemeli. Çocuk kendisini reddedilmiş, itilmiş, hor görülmüş hissetmemeli. Bu gibi duyguların oluşturduğu endişeler sonradan kekemelik olarak ortaya çıkabilir.

4. Çocuğunuza zaman ayırın.

Çocuğunuzla elinizden geldiğince birlikte olmaya çalışın. Nasıl konuşursa konuşsun sizin için değerli olduğunu, konuşma şeklinin ve düzeninin önemli olmadığını çocuğa hissettirin.

Çocuğunuza uygun bir ses tonuyla ve hecelemeden, akıcı bir üslupla bol bol kitap okuyun. Seçtiğiniz kitap ve konuların içeriğinin çocuğun akademik düzeyine uygun olduğu kadar; grameri, dilinin ağırlığı açısından da çocuğun durumuna uygun olmasına dikkat edin.

Aynı kitap değişik zamanlarda tekrar tekrar okunduktan sonra çocuğunuzun cümleleri tekrarlamasına izin verin. Kitap hakkında soru sormaktan kaçının.

Kitap okumak yerine masal, hikâye, hatırada okunabilir,  anılar da anlatılabilir. Çocuklar  küçüklük hikâyelerini dinlemeyi çok severler.

Çocuğunuzun dil ve konuşma ile ilgili deneyimleri zevk verici olsun. Konuşmayı kızmak, azarlamak ya da cezalandırmakla değil mutluluk veren olaylarla özdeşleştirsin.

Duygu ve heyecanlarını sözle ifade etmesine imkân tanıyın, söylediklerini önemseyin. İfadede güçlük çekiyorsa ona yardımcı olun. Ama asla ifade ve sözcüklerini çocuğun ağzından alıp siz söylemeyin.

5. Çocuğunuzun konuşmasında siz iyi bir model olun.

Gerek konuşurken, gerekse de okurken konuşma ve okuma hızınızı yavaşlatın. Bu konuda kendinizi eğitmeniz gerekebilir. Cümleler ve kelimeler arasındaki zamanı uzatmakla işe başlayın. Sonra kelimeleri de yavaş söylemeye gayret edin. Asla heceleyerek okumayın.

Konuşmanızı yavaşlatmanız yanı sıra zahmetsiz ve yumuşak tarzda konuşmaya çalışın. Çocuğunuzun da öğrenmesi gerekecek olan budur.

6. Çocuğunuzun kekelemesine “uygun tepkiler” verin.

“Uygun tepki” çoğu zaman hiç tepki vermemek, KEKELEMİYORMUŞ gibi sabırla çocuğu dinlemek, konuşmasını alay yapmamaktır.

Ancak bazı kelimeleri söyleyememek, takılmak çocuğa çok sıkıntı verebilir. Böyle zamanlarda sizden tepki gelmemesi daha da kötü olabilir. Bir şey söylemek ihtiyacı duyabilirsiniz. Böyle durumlarda ses tonunuzda acımak, olumsuz bir yorum, kaygı ya da şaşkınlık ifadesi bulunmaksızın, hatta alaysız bir tarzda hafifçe gülümseyerek “bu kelime uğraştırdı seni”, “bazen zor oluyor değil mi?” gibi sözler söylemeniz gerekebilir. Bu gibi sözler çocuğun gayretini tanıdığınızı ve kekelediği için onu suçlamadığınızı ifade edecektir.

Konuşmasını düzeltmekten, “daha yavaş konuşursan kekelemezsin”, “yüzünü öyle yapma” gibi iyi niyetli ama olumsuz ifadelerden kaçının. Bu gibi davranışların çocuğu kekelemesinin sorumlusu yapmak gibi suçlayıcı etkisi vardır.

Kekelemesi hakkındaki duygularını onunla konuşmaktan çekinmeyin. Kekelemesinin üzerinde durulmamalıdır. Ancak çocuğunuz duygularını açtığı taktirde onun duygularını tanıyın, paylaşın. Kekelemesi hakkında konuşmak tabu değildir. Yalnız “kekemelik” kelimesi yerine “konuşma zorluğu” ifadesini kullanırsanız onu damgalamaktan kurtulursunuz. Herkesin bir takım zorlukları olabileceğini ifade edin. 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Pervin Güneş

Psk. Pervin Güneş, 1968 yılında Ankara Polatlı'da doğmuştur. Lisans eğitimini Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde tamamlamıştır.

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Ankara Büyükşehir Belediye Hastanesi'nde, Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi'nde, Niğde Devlet Hastanesi'nde, Düzakın Psikoterapi Eğitim ve Çocuk Gelişim Merkezi'nde çalışmış olan Psk. Pervin GÜNEŞ, bir çok eğitim ve uygulama programına katılmıştır.

Etiketler
Kekemelik tedavisi
Psk. Pervin Güneş
Psk. Pervin Güneş
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube