Kararlar ve sonuçları

Hayat, çoğu insana birçok şeyi altın tepside sunmuyor. Çalışıp çabalamak, yıkılmak, toparlanıp üstümüzü silkeleyip devam etmek zorunda kalıyoruz çoğumuz.

Kararlar ve sonuçları

Hayat, çoğu insana birçok şeyi altın tepside sunmuyor. Çalışıp çabalamak, yıkılmak, toparlanıp üstümüzü silkeleyip devam etmek zorunda kalıyoruz çoğumuz.

Bu yolculukta önemli yol ayrımları, verilmesi gereken kararlar oluyor. Bir bluzu satın almaktan, okul, iş, eş seçimine kadar o kadar geniş bir alanda karar vermemiz gerekiyor ki...

Hayatı nasıl yaşayacağımız, tabii ki sadece bize bağlı değil. O kadar fazla etken ve değişken var ki, biz bazen baş rolünde olmamız gereken hayat filmimizde yoldan geçen figüran gibi hissedebiliyoruz.

Herkes özgür olmak istiyor, emin olun! Hatta 3 yaş çocuğu kadar özgür... O yaş çocuğu, konuşma ve yürümeyi öğrenmiş, koskocaman dünyanın da, dev gibi yetişkinlerin de sadece ya da en azından en çok kendisi için var olduğunu sanıyor.

Ama yetişkinler olarak, hem kendimiz hem çocuklarımız hem de başkalarıyla ilgili kararlar verirken kılı kırk yarmalıyız. Bütün seçenek ve ihtimalleri değerlendirmeli, yardım kaynaklarını, olabilecek aksiliklere karşı B, C, D... bütün planları da düşünmeliyiz.

Bu kadar zor bir süreçten sonra verdiğimiz kararı uygulamalı, arkasında durmalı, sorumluluk almalıyız. Sonuç iyi de kötü de olsa, bu bizim kararımız.

Saygı duymayan, eleştiren, hatta vazgeçirmeye çalışan insanlar olacaktır. Onlara şunu diyebilirim sadece: "Bir insanı yargılamadan önce, gökte üç ay eskiyinceye kadar onun makosenlerini giyip yürü." (Kızılderili deyişi) 

Azıcık empati ve saygı her insanın hakkı diye düşünüyorum. Yapıcı olmayan eleştirilere, kendi iyiliğiniz için kulak tıkayın bence. Yoksa "Desinler"e göre yaşamaya kalkışırsak, bir hayatımız olmayacaktır zaten. Her kafadan bir ses çıkacak ve biz hangisine uyacağız! Tabii ki, iyice düşünüp doğru adımları atmaya çalıştıktan sonra kendi iç sesimize!

Not: Bu yazı kendi kararlarını veremeyip gidenlere yazılmıştır.

 

Bu makale 24 Haziran 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Hatice Zengel

1975 Adana doğumluyum. Liseyi Adana Kız Lisesi'nde okudum. 2000 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümü'nü bitirdim. Yaklaşık üç yıl özel eğitim merkezlerinde çalıştıktan sonra 2002 yılı Ekim ayında  Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne atandım. Dört yıl Üniversitenin Zihin Engelli Çocuklar Merkezi'nde çalıştıktan sonra Sağlık Bakanlığı kurumlar arası geçiş sınavıyla atandığım Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi'nde dört yıl, iller arası geçiş kurasıyla atandığım Osmaniye Devlet Hastanesi'nde bir buçuk yıl çalıştım. Şubat 2012 tarihinde atandığım Dr Ekrem Tok Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'nde yaklaşık 10 yıl çalıştıktan sonra devlet memuriyetinden ayrılıp kendi ofisimde çalışmaya karar verdim. 2022 Ocak ayı itibariyle kendi ofisimde danışanlarımı almaya başladım. Web Sitesi: Psk. Hatice Zengel İlgi ...

Etiketler
Empati
Psk. Hatice Zengel
Psk. Hatice Zengel
Adana - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube