Kanser psikolojisi hakkında

Kanser psikolojisi hakkında

Kanser fiziksel sağlık durumları üzerindeki olumsuz etkilerin yanı sıra, önemli psikolojik sorunları da beraberinde getirebilen ciddi bir hastalıktır. Bu tanıyı almak birçok yoğun ve farklı duyguları da beraberinde getirmektedir. Kişiliğimiz, inançlarımız, kültürel yapımız, geçmiş travmalarımız, zorluklarla baş etme gücümüz hastalığı nasıl algılayacağımızı, yorumlayacağımızı ve bununla nasıl baş edebileceğimizi belirler. Kanser tanısı alan hastalarda olumsuz duyguların açığa çıkması genel olarak kaçınılmazdır. Umutsuzluk, korku, anksiyete, endişe gibi duygular tetiklenir ve kişi bunlarla baş etmede zorlandığında sıklıkla öfke hissedilir. Bazen ise aylarca şikayetlerine tanı konulamadan hastanede yatan hastalar için belirsizliğin sona ermesi ve ne ile mücadele edileceğinin bilinmesi rahatlama sağlayabilmektedir.

Bu süreçte, hastaların verdikleri tepkiler çok farklı olabilmekle birlikte ilk aşamada en yaygın tepki şok ve inkardır.

ŞOK EVRESİ

O an için hiç beklenmeyen bir haber ile karşılaşıldığında; hiçbir şey hissedememe, bu teşhisi duyduktan sonra doktorun söylediği diğer hiçbir kelimeyi hatırlayamama, dediklerini anlayamama, nefeste daralma, kalp çarpıntısı, panik, gerginlik hali yaşanabilir. Bu evre, hasta bir süredir takipte ve kişi kanser tanısı alacağını az çok öngörüyorsa daha hafif ve kısa süreli olabilir. Ancak, ani bir şekilde öğrenildiğinde saatler hatta günler, haftalar sürebilir.

İNKAR EVRESİ

Hasta kanser tanısı aldığına inanmak istemez veya inanmakta zorlanır. Hastalığı yokmuş gibi davranabilir. Tedavi alsa bile kanser olmadığını düşünebilir. Bu inkarın sebebi hissedilen kaygı ve paniği savunma ihtiyacıdır. Aslında hastanın benliğini korumak için savunma mekanizmalarının ortaya çıktığı dönemdir.

ÖFKE EVRESİ

Bu evre neden ben, niye şimdi ya da niye bunlar benim başıma geldi şeklinde sorgulamaların olduğu evredir. Hastaların çevredeki insanlara öfke duymaları, onlara kızmaları, suçlamaları da bu evrede sıklıkla görülür.

PAZARLIK EVRESİ

Öfkeden sonra kanser hastalarının yaşadığı bir diğer evredir. Kaderle, evrenle, hastalığa sebep olan ne varsa onunla bilinçdışı olarak pazarlık yapılır. Hastaların kendileri için dua ettikleri, adak adadıkları görülür. Örneğin; “Bu hastalığı atlatayım, kurban keseceğim.”

“Şunu versem hastalık gitse…” gibi söylemler görülebilir.

DEPRESYON VE KABULLENME

Depresyon dönemi hastaların çaresizlik, umutsuzluk duygularını hissettikleri dönemdir. Kabul etmek artık öfke ve kaygıdan çok üzüntü ve keder duygularını barındırır. Uykuda, iştahta, enerjide azalmalar görülebilir. Çevreme, aileme yük oluyorum gibi suçluluk düşünceleri görülebilir. Çökkün duygudurum, uyku, iştahta bozulmalar, umutsuzluk, çaresizlik, hayattan keyif alamama, dikkat sorunları, enerji azlığı gibi belirtiler şiddetli, uzun süreli, hayatı ve işlevselliği etkiliyor ise destek almak önemlidir. Kabullenme sürecinde artık hastalar hastalığı kabul eder ve tedaviye uyum sağlamaya çalışırlar.

Tedaviyle birlikte kemoterapi, radyoterapi sonrasında oluşan psikolojik etkilere baktığımızda hastalarda kendine acıma, umutsuzluk, çaresizlik görülebilir. Süreç uzadığı ve istenen etkiler alınamadığında, bu duygularda artışlar yaşanabilir. Bazen süreçler olumlu ilerlese bile bu olumlu ilerleyiş göz ardı edilebilir.

Kemoterapi sonrası saç dökülmesi ya da yaşanan bedensel olumsuz değişikliklerde psikolojik tepkilere, beden algısı bozulmalarına neden olabilir. Hastalığa yan yitimler de eşlik edebilir. Örneğin; özgüven kayıpları, maddi kayıplar, sosyal rol kayıpları gibi. Kişi süreç içinde bunların da yasını tutar.

PSİKOLOJİK DESTEĞİN ROLÜ

Bu süreçte alınacak psikolojik destek ruhsal sıkıntıların azalmasına, baş etme becerilerinin geliştirilmesine, hastaların özgüvenlerinin artmasına katkı sağlar. Kişinin tedavi sürecinde karşılaştığı sorunlar için baş etme becerisi kazandırarak çözümler üretmek, öfke, suçluluk gibi duyguların konuşulacağı ortamın oluşturulması, hasta için ve aynı zamanda medikal tedaviyi de desteklemek adına oldukça değerlidir. Psikolojik destekte hedeflenen; kişiyi, hastalıkla ilgili duygu ve düşüncelerini anlatması konusunda cesaretlendirmek, aile ve çevre ile sosyal etkileşimi arttırmak, olumsuz duyguları en aza indirmek ve böylelikle kişinin hastalığa karşı direnme ve mücadele gücünü arttırmaktır. Kanser tedavisi gören hastalarda tıbbı ve ruhsal desteğin eş zamanlı olarak yürütülmesi oldukça önemlidir.

Bu makale 22 Nisan 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Tuğba Sarısakal

Doğuş Üniversitesi Psikoloji (İngilizce) bölümünden onur derecesi ile mezun oldum. Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini “ Ergenlik Döneminde Depresyon” konulu projem ile birlikte onur derecesi ile tamamlayarak Klinik Psikolog ünvanı aldım. Lisans eğitimim sürecinde Karacabey Devlet Hastanesi ve İstanbul Doğa Koleji’nde gönüllü stajlar yaptım. Klinik stajımı Fransız Lape Hastanesi ve Np İstanbul Beyin Hastanesi’nde tamamladım. Mesleki çalışmalarıma , Prof Dr. Sedat Demir Kliniği'nde devam etmekteyim. Eğitim sürecim boyunca; Bilişsel Davranışçı Terapi Ölüm ve Yas Terapisi Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi Çocuk Resimlerinin Analizi MMPI Kişilik Testi Çocuk Objektif Testler Wısc-r Zeka Testi Çocuklarda Gözlem ve Görüşme Teknikleri Standford Binet  Zeka Testi eğitimlerini tamaml ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Psikolojik destek
Uzm. Kl. Psk. Tuğba Sarısakal
Uzm. Kl. Psk. Tuğba Sarısakal
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube