Doktorsitesi.com

İdeal Bedenin Gölgesinde: Yeme Bozuklukları ve Modern Toplum

Klinik Psikolog Damla Kankaya
Klinik Psikolog Damla Kankaya
8 Ekim 202524 görüntülenme
Randevu Al
Yeme bozuklukları, bireyin beslenme davranışlarında ortaya çıkan ciddi bozulmalarla karakterize edilen ve hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı etkileyen karmaşık ruhsal bozukluklardır. Bu bozukluklar yalnızca bireyin kilo veya beden algısıyla ilişkili değildir; aynı zamanda özsaygı, kimlik gelişimi ve duygusal düzenleme gibi temel psikolojik süreçlerle de yakından bağlantılıdır (APA, 2013). Yeme davranışındaki patolojik değişimler, genellikle içsel çatışmaların, toplumsal baskıların ve erken dönem aile dinamiklerinin bir sonucu olarak görülmektedir.
İdeal Bedenin Gölgesinde: Yeme Bozuklukları ve Modern Toplum

Giriş

 

Yeme bozuklukları, bireyin beslenme davranışlarında ortaya çıkan ciddi bozulmalarla karakterize edilen ve hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı etkileyen karmaşık ruhsal bozukluklardır. Bu bozukluklar yalnızca bireyin kilo veya beden algısıyla ilişkili değildir; aynı zamanda özsaygı, kimlik gelişimi ve duygusal düzenleme gibi temel psikolojik süreçlerle de yakından bağlantılıdır (APA, 2013). Yeme davranışındaki patolojik değişimler, genellikle içsel çatışmaların, toplumsal baskıların ve erken dönem aile dinamiklerinin bir sonucu olarak görülmektedir.

 

Kuramsal Çerçeve

 

Psikanalitik kuram, yeme bozukluklarının kökenini erken dönem anne-çocuk ilişkilerine ve dürtü kontrol mekanizmalarına bağlar. Freud’un kuramına göre oral dönemde yaşanan yetersiz doyum veya aşırı doyum, ileriki yaşamda beslenme davranışında patolojik örüntüler oluşturabilir (Freud, 1915). Davranışçı yaklaşımlar ise bu bozuklukları öğrenilmiş davranış kalıpları olarak görür; birey, çevresinden aldığı pekiştirmeler sonucu yemek yeme veya yememe davranışlarını kontrol aracı olarak kullanır (Bandura, 1977). Bilişsel-davranışçı kuram ise yeme bozukluklarının temelinde “beden imgesi çarpıklığı” ve “bilişsel çarpıtmalar” bulunduğunu savunur (Fairburn, 2008).

 

DSM-5 sınıflandırmasına göre başlıca üç tür yeme bozukluğu vardır: anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu (APA, 2013). Anoreksiya nervoza, aşırı kilo kaybı ve kilo alma korkusuyla karakterizedir; birey, bedenini yanlış algılar ve aşırı kısıtlayıcı diyetlere yönelir. Bulimiya nervoza ise tekrarlayan tıkınırcasına yeme atakları ve ardından gelen telafi edici davranışlarla (kusma, aşırı egzersiz, oruç tutma) tanımlanır. Tıkınırcasına yeme bozukluğu, kontrolsüz yeme epizodlarının ardından suçluluk ve pişmanlık duygularının yoğun olduğu bir tablodur.

 

Gelişimsel Süreç ve Risk Faktörleri

 

Yeme bozukluklarının gelişiminde hem biyolojik hem de çevresel faktörler rol oynar. Genetik yatkınlık, serotonin düzeylerindeki düzensizlikler ve hormonal değişiklikler biyolojik zemin oluştururken; aile içi iletişim sorunları, mükemmeliyetçilik, toplumsal güzellik idealleri ve sosyal medya etkileri çevresel faktörler arasında sayılabilir (Stice et al., 2011). Özellikle ergenlik dönemi, kimlik gelişimi ve beden algısının şekillendiği kritik bir dönem olduğundan, yeme bozukluklarının ortaya çıkışı açısından risklidir.

 

Yetişkinlikteki Yansımalar ve Psikolojik Etkiler

 

Yeme bozuklukları, yetişkinlikte yalnızca fiziksel sağlığı değil, sosyal ilişkileri, benlik saygısını ve yaşam doyumunu da olumsuz etkiler. Araştırmalar, anoreksiya ve bulimiya hastalarının sıklıkla depresyon, anksiyete ve obsesif-kompulsif belirtiler gösterdiğini ortaya koymaktadır (Kaye et al., 2009). Yeme davranışı, bireyin duygusal kontrol aracı haline gelebilir; bu durum da ilişkilerde mesafe, yalnızlık hissi ve kimlik karmaşasıyla sonuçlanabilir. Psikoterapi sürecinde bireyin yeme davranışının altında yatan bilişsel ve duygusal örüntülerin fark edilmesi, tedavi başarısı açısından kritik öneme sahiptir.

 

Sonuç

 

Yeme bozuklukları, yalnızca yeme davranışının bozulması değil; aynı zamanda bireyin iç dünyasındaki çatışmaların, toplumsal baskıların ve kimlik sorunlarının yansımasıdır. Erken fark edilip bütüncül bir yaklaşımla (psikoterapi, beslenme danışmanlığı, tıbbi izlem) ele alındığında, iyileşme olasılığı yüksektir. Bu nedenle yeme bozukluklarının yalnızca bir “beden sorunu” değil, çok boyutlu bir psikolojik durum olarak değerlendirilmesi gerekir.

 

 

 

Kaynakça

 

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC: APA Publishing.

Bandura, A. (1977). Social Learning Theory. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.

Fairburn, C. G. (2008). Cognitive behavior therapy and eating disorders. New York: Guilford Press.

Freud, S. (1915). Instincts and their vicissitudes. Standard Edition, 14, 111–140.

Kaye, W. H., Fudge, J. L., & Paulus, M. (2009). New insights into symptoms and neurocircuit function of anorexia nervosa. Nature Reviews Neuroscience, 10(8), 573–584.

Stice, E., Shaw, H., & Marti, C. N. (2011). A meta-analytic review of risk factors for eating disorders. Clinical Psychology Review, 31(5), 841–853.

 

 

Etiketler

Anoreksiya nervozaYeme bozukluğuTıkınırcasına yemek yemekBulumia nervoza

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Damla Kankaya

Klinik Psikolog Damla Kankaya

Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doğmuştur . PsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Merkezi`nin İstanbul ve Antalya şubelerinin kurucusudur.
Lisans öncesi eğitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından başlamış olduğu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur Öğrencisi" olarak mezun olmuş ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eğitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiştir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Kulübünde asil üye olarak aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eğitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliştirmeyi hedeflemiştir.
Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamış ve "Klinik Psikolog" olarak yüksek lisans derecesini tamamlamış ve "Evli bireylerde Cinsel Doyum Ve Aldatma Eğiliminin İlişkisi" adlı tez çalışmasını yayınlamıştır. Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programının Tez aşamasındadır.
2014 yılında Özel Olimpos Hastanesi- Antalya'da Psikolog olarak görev yapmıştır. Kurumsal Şirketlere yönelik Endüstriyel Psikoloji alanında danışmanlık vermektedir. Birçok Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitimlerde Sunum ve Kongrelere Konuşmacı ve katılımcı olarak çalışmalarına devam etmektedirPsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Danışmanlık Merkezi’nde yetişkinlere yönelik; Bireysel, Cinsel, Aile ve Çift Terapileri alanlarında hizmet sunmaktadır. İyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyesidir.
Ayrıca lisans eğitimi esnasında, Goodenough Harris Bir İnsan Çiz Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi, Luisa Duss Psikanalitik Öykü Tamamlama Testi, Peabody Resim- Kelime Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Kent E.G.Y Testi, Catel 2A Zeka Testi, Cinsel Terapi Eğitimi, MMPI, WISC-R, BDT Eğitimi (Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR) , Temel Hipnoz ve İleri Hipnoz Eğitimi (Dr.Mehmet KARAV),Rorschach Eğitimi (Prof. Dr. Kadir ÖZER) ve Aile ve Çift Terapisi Eğitimlerini tamamlamıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.