Doktorsitesi.com

Gargara solüsyonlardaki büyük tehlike!

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy
Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy
5 Ekim 2021175 görüntülenme
Randevu Al
Gargara solüsyonlardaki büyük tehlike!

Aromatik kokulu antibakteriyel gargaraların ağız içindeki damar sağlığını etkileyen nitrit üretiminden sorumlu faydalı bakterileri de yok ettiğini söyleyen Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, "İsveç’te yapılan bir çalışmada düşük nitrit üretimi kardiyovasküler hastalık riskiyle ilişkilendirildi. Bu tür sıvıların ve gargaraların bilinçsizce ve aşırı kullanımı, birçok riski doğurabilir" dedi.

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, günlük hayatta kullanılan naneli, rayihalı aromatik kokulu ağız çalkalama suları veya spreyler hakkında uyarıda bulundu.

Bu tür gargara ve spreylerin ferahlatıcı etki gösterdiğini ve ağız kokusunu geçici olarak giderdiğini söyleyen Prof. Dr. Dereköy, bilinçsizce ve aşırı kullanımının doğurabileceği birçok risk olduğunu belirterek, “Ancak, bu ağız antiseptik ve gargaraların içerdikleri kimyasallarla bazı olumsuz yan etkilerinin de olabileceği bilinmelidir.

Bu tip solüsyonların öncelikle iyi bir diş fırçalama ya da diş ipinin yerini tutmayacağı bilinmeli. Bu nedenle solüsyonları kullandığımızda ağzımız aslında sağlıklı temizlenmediği halde öyleymiş gibi hissettirebilir. Oral hijyenin yalnızca bu solüsyonlarla sağlanması ise sağlık açısından ciddi riskler doğurabilir” diye konuştu.

Türkiye'de yapılan bir çalışmada bu tür sprey ve ağız çalkalama sularının diş eti fibroblastlarında ölümcül etki gösterdiğinin bildirildiğini aktaran Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ağız çalkalama solüsyonları ya da antiseptiklerin faydalı mikrobu zararlıdan ayırt etme özelliği yoktur. İnsan ağzı çok fazla mikrop yükü olan bir yapıdır. Öyle ki bir ağız içinde dünyadaki insan sayısından çok daha fazla mikrop vardır. Bunların büyük bir çoğunluğu da bize yararlıdır ve vücudumuzu tehlikeli birçok bakteri ve virüsten korumaktadır.

Antibakteriyel bir ağız çalkalama solüsyonu kullandığımızda sadece zararlı olanları değil faydalı olanları da öldürür. Böylece dışardan aldığımız tehlikeli bir mikrop ağız içinde kolayca bir enfeksiyon başlatabilir. Ayrıca ağız içindeki bakteri yükünün kaybı, vücuttaki damarların sağlığı için gerekli nitrit üretimini de düşürür. İsveç’te yapılan bir çalışmada bu tür nedenli düşük nitrit üretiminin kardiyovasküler hastalık riskini artırdığı bulunmuştur."  

Alkol bazlı ağız çalkalama solüsyonları buharlaşma ve tükürük bezlerine etkiyle ağzın kuruluğuna ve yaralara yol açabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Dereköy, “Alkol bazlı sıvılar kullanıldığında diş ve dişeti üzerindeki koruyucu örtü kaybolduğu için, kahve çay ve alkollü benzeri içeceklere bağlı diş rengi bozulmaları kolaylaşacaktır. Bu koruyucu örtünün ve tükürüğün kaybı dişlerde plak oluşumuna yol açacak ve ağız kokusu artışı ile bu tür solüsyon kullanımı kısır döngüsü başlayacaktır. Özellikle çok kullanılan ağzı solüsyonları asidik yapıda olduğu için dişlerin sağlığına zararlıdır. Dişin minesini aşındırmakta ve onu zayıflatarak çürüklere yol açmaktadır. Yine bunların içinde var olan suni gıda boyalarının başta mesane kanseri ile ilişkisi ispatlanmıştır” ifadelerini kullandı.

Dereköy, “Bu konuda bir başka hususu hatırlatmakta yarar görmekteyiz. Bakteriyel tonsillit ve farenjit sırasında bazı gargara ve spreyler hekim tarafından reçete edilmektedir. Bunların antibakteriyel içerik taşımayan ve yalnızca antienflamatuar özellikli olanlarının kullanımı bu hastalardaki enfeksiyonu ağırlaştırmaktadır.

Bu tip enfeksiyona bağlı hastalıklarda, antibakteriyel nitelikli sprey ya da gargara kullanımı uygundur. Fakat, hastalığa bağlı olarak hekim onayından sonra yukarıda bahsettiğimiz sakıncalarından dolayı bırakılması, kullanımının sürekli hale gelmemesi uygundur” diyerek sözlerini sonlandırdı.  

Etiketler

Geniz etiAğız kokusuBoğaz ağrısıbademcik iltihabıgargara spreyi

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy lise öğreniminin ardından 1987 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'nden başarı ile mezun olarak tıp doktoru unvanını almıştır. 1999-2008 yılları arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı kurucu öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Bu sürede Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığı ve Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürlüğü görevlerini yürütmüştür. 2008'de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine profesör olarak atanmış ve Tıp Fakülltesi'nde Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı'nı kurmuştur. Aynı zamanda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi'nde 2009-2010 yıllarında kurucu başhekimlik yapmıştır. 2008-2019 yılları arasında aynı Üniversitede Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Kurucu Başkanlığı Uygulama Hastanesi Kurucu Başhekimliği, Yüksek Okul Müdürlüğü ve Dekanlık görevlerini yürütmüştür. Ağustos 2019 tarihinden itibaren Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Çamlıca Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde çalışmaktadır. Öğretim Elemanları Derneği Başkanlığı Afyon TED Okul Aile Birkal Başkanlığı, Trakya Kulak Burun Boğaz Dernegi Başkanlığı gibi birçok dernek ve STK'da görev yapmıştır. Halen Türk KBB BBC Derneği Onur ve Etik Kurul üyesidir. Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı'nda tezlı yüksek lisans yapmış olup Bilim Tarihi alanında basılı eserlere sahiptir. Tarihte Yüksek Lisans tezi ülkemizin ilk basılı tıp dergisi olan Vakayi Tıbbiye hakkındadır. 

Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy mesleki çalışmalarına Medipol Üniversitesi Çamlıca Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde devam etmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır