Kıskançlık çoğu zaman kişinin özgüven eksikliğinden dolayı sevdiğini kaybetme ve terkedilme korkusunla ilgili duygu durumudur. Kendisini yetersiz hisseden kişi bu hislerini bastırmak ve kendini daha güçlü hissetmek için eşini kontrolü altına almaya çalışır, baskı yapar ve davranışlarının eşi üzerinde bıraktığı etkiye karşı duyarsızdır. Zamanla eşinin onu aldattığına dair takıntılı düşüncelerinle onu suçlamaya başlar ve neticede onu kendinden uzaklaştırır. Kıskançlık ve paranoya yıkıcı davranışlara sebep olduğu gibi kişinin anksiyete, öfke ve depresyona girmesine de yol açar ve mantıklı düşünmesine engel olur.
Olumsuz duygularla başetmek kişinin kıskançlığını kabul etmesi ve bu gibi yıkıcı düşüncelerin ve davranışların evliliğinin temelini sarstığının farkına varması ile sağlanır. Kıskançlık ve paranoya hislerinin nereden kaynaklandığını bir terapist'in yardımıyla keşfetmesi kişinin yıkıcı ve üzücü duyguları ve düşünceleri geride bırakmasında yardımcı olacaktır. Ayrıca, eşinle birlikte ikisinin de kolaylıkla uygulayabilecekleri bir takım kuralların da belirtilmesi gerekir. Kıskanç olmayan eş ne yaptığını veya nereye gittiğini belirtmeli ve yalan söylememelidir.
Çift terapi eşlerin birbirlerine olan güvenin artmasını ve onların iletişim becerilerini geliştirerek birbirleriyle açık konuşabilmelerini sağlamakla evlilik bağlarının güçlenmesinde yardımcı olur. Çözümsüz kalan kıskançlık durumları evliliği yıkabilir.
Psk. Dr. Nil Alptekin