Normal doğum, kendiliğinden (spontan) normal doğum ya da doğal doğum gibi değişen isimler verilen bebeğin doğal vajinal kanaldan dünyaya geldiği doğum şeklidir.
Oksitosin adı verilen hormonun beyinde salgılanmaya başlaması ile annenin rahminde düzenli kasılmalar başlar. Bu kasılmalar sayesinde bebeğin başı ya da poposu annenin leğen kemikleri arasına iner(angaje olur) ve rahim ağzı denilen bağ dokusu baskıya uğrar. Bu hormonal ve mekanik etkiler bir araya geldiğinde doğum ağrıları başlar.
Aktif doğum eylemi dediğimiz rahim ağzının 4 cm açıklığa ulaştığı ve ağrılarının 5 dakikada bire indiği dönemden itibaren anneyi iki seçenek bekler. Normal doğum ve epidural anestezili normal doğumdur.
Epidural enestezili normal doğum
Epidural enestezili normal doğum anestezi doktorunun anneye uygun pozisyonu vererek bel bölgesinde omurilik zarının dış bölgesine (epidural aralık) yerleştirdiği bir kateter yardımı ile anestezik madde vermesi ile doğum ağrılarını hissetmeden vajinal yolla doğurmaktır. Normal doğum ise, kendi ağrılarını doğumun kaçınılmaz bir parçası olarak görmek ve her ağrıda bebeğin doğuma yaklaştığını hissederek tamamen doğal yollarla doğurmaktır.
Epidural anestezili normal doğum farkı nelerdir?
Birinci yol yani epidural anestezi olmadan normal doğum, anne açısından yıpratıcı, yorucudur. Doğum için epizyotomi uygulanması ve tamiri sırasında lokal anestezik madde enjeksiyonlarına ihtiyaç duyulur. Yorulan annenin doğumdan sonra toparlanıp bebeğini emzirmesi daha güç olur.
Epidural anestezi altında gerçekleşen normal doğumda ise tecrübeli hekimler tarafından uygulanan epidural anestezi:
Etkin bir şekilde doğum ağrılarının giderilmesini sağlar.
Psikolojik rahatlama ve kas spazmını çözerek doğumun daha kolay ilerlemesine yardımcı olur.
Sersemletmez, barsak hareketlerini durdurmaz.
Doğum sonrası toparlanma, bebeği emzirme daha kolay olur.
Epizyotomi kesi ve tamiri hissedilmez.
Doğumun seyri sırasında herhangi bir sebeple sezaryene dönmek gerektiğinde kateter aynı yerinde kalır, sadece verilen ilacın dozu arttırılarak genel anesteziye gerek kalmadan doğum gerçekleştirilebilir.
Baş ağrısı gelişme oranı %1’den azdır.
Yukarıda saydığımız sebepler nedeni ile halk arasında ‘prenses doğum’ olarak bilinir.
Epidural anestezinin istenmeyen etkileri nelerdir?
Eğer 4 cm açıklık ve düzenli doğum sancıları başlamadan işlem yapılırsa yani erken davranılırsa doğumu yavaşlatır hatta sezaryene dönem oranını arttırır. Daha geç yapılırsa anne gereksiz acı çeker ve uygun pozisyonda duramayacağı için kateter yerleştirmek sorun olur. Doğumun yavaşlaması doğum hekimi açısından en sık görülen komplikasyondur ve doğru zamanlama ile üstesinden gelinebilir.
Anestezi sırasında tansiyon düşebilir, bunu önlemek için hastaya öncesinde damar yolundan sıvı yüklemesi yapılır.
Aşırı kilolu gebelerde fazla cilt altı yağ dokusu sebebi ile kateter yerleştirilemeyebilir.
İşlem başarısız olabilir, gebe ağrı duyabilir.
Baş ağrısı işlem sırasında hareket edildiğinde daha sık görülür. Bol su, kafein, kola içme ile bir iki hafta içinde kendiliğinden geçer.
İdrar yapmakta zorluk görülebilir geçicidir.
Kateter yerinde enfeksiyon ya da allerji çok nadirdir.
Epidural anestezi seçeneği sunulmasına rağmen ağrı çekerek normal doğumu tercih eden annelerin en büyük çekinceleri olan ‘epidural anesteziye bağlı kalıcı idrar tutamama ve kısmi felç riski’ ise ortalama 200000 de 1 gibi oldukça düşük bir orandır. tecrübeli ellerde bu oran daha da düşüktür.
Sonuç olarak epidural anestezi modern tıbbın bize sunduğu bir bölgesel anestezi tekniğidir ve doğum gibi muhteşem bir olayda hem normal doğumun sıklığının artmasını sağlamak hem de konforlu bir doğum hikayesi sunmak gibi katkıları nedeni ile normal doğumda altın standarttır.
