Ekran Bağımlılığı ve Psikolojik Etkileri


Ekran bağımlılığı, yalnızca uzun süre ekran karşısında vakit geçirmek anlamına gelmez. Asıl önemli olan, bireyin ekran karşısında geçirdiği zamanı kontrol edememesi, bu durumun işlevselliğini bozması ve ekrandan uzak kaldığında huzursuzluk, gerginlik gibi yoksunluk belirtileri yaşamasıdır. Özellikle çocuklar ve ergenler, gelişimsel olarak daha duyarlı olduklarından, ekran bağımlılığına karşı daha kırılgan bir yapıya sahiptir.
Psikolojik açıdan ekran bağımlılığı; dikkat dağınıklığı, dürtüsellik, öğrenme güçlükleri, uyku bozuklukları ve sosyal izolasyon gibi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca ekrana maruz kalma süresi arttıkça, bireyin gerçek hayattaki tatmin düzeyi azalabilir. Bu da zamanla depresyon, anksiyete ve özgüven sorunlarını beraberinde getirebilir.
Terapötik süreçte ekran bağımlılığı ele alınırken, öncelikle bireyin ekranı hangi amaçlarla kullandığı belirlenmelidir. Ekran bir kaçış aracı mı, boşluk doldurma yöntemi mi, yoksa sosyal bağlantı kurma çabası mı? Bu sorulara verilecek yanıtlar, müdahale planının temelini oluşturur. Davranışsal yaklaşımlar çerçevesinde ekran süresinin kademeli olarak azaltılması, alternatif etkinliklerin planlanması ve bireyin yaşam doyumunun artırılması hedeflenir.
Ailelerin bu süreçte farkındalık geliştirmesi büyük önem taşır. Çocuklarda ekran bağımlılığıyla başa çıkmak için tutarlı sınırlar, ekran dışı kaliteli zaman ve model olma oldukça etkilidir. Ebeveynin kendi ekran kullanımı da çocuğun davranışlarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle aileye yönelik bilinçlendirme çalışmaları da terapi sürecinin bir parçası olmalıdır.
Sonuç olarak, ekran bağımlılığı dijital çağın kaçınılmaz bir yan etkisidir ancak uygun müdahalelerle kontrol altına alınabilir. Bireyin ekranla olan ilişkisinde dengeyi kurması, dijital araçları amacına uygun ve sınırlı bir şekilde kullanması, hem psikolojik esenlik hem de yaşam kalitesi açısından önemlidir.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz