Doktorsitesi.com

Duygusal Yemeyi Anlamak ve Dönüştürmek

Uzm. Psk. Dan. Esra Bildik
Uzm. Psk. Dan. Esra Bildik
23 Ekim 202513 görüntülenme
Randevu Al
Yemek yeme eylemi, yalnızca fiziksel açlığın giderilmesi değil, çoğu zaman duygusal bir düzenleme biçimidir. İnsan zihni, tolere edemediği duygusal yoğunluklarla baş edebilmek için bedensel yollar arar; bu bazen aşırı çalışma, bazen sosyal kaçışlar, bazen de yemek üzerinden kurulan bir rahatlama biçimiyle kendini gösterir. Yeme davranışı bu anlamda, kişinin kendini yatıştırma, duygularını bastırma ya da kontrol etme çabasının sessiz bir dışavurumudur.
Duygusal Yemeyi Anlamak ve Dönüştürmek

Duygusal yeme, genellikle kişinin iç dünyasında bastırdığı, ifade edemediği ya da farkında olmadan taşıdığı duyguların beden yoluyla dile gelmesidir. Üzüntü, öfke, yalnızlık veya değersizlik hissi, doğrudan fark edilmediğinde veya kabul görmediğinde, kişi bu duygusal açlığı fiziksel bir açlık gibi deneyimleyebilir. Beden, aslında ruhun açlığını temsil eder. Yemek yemek bu noktada, kısa süreli bir rahatlama sağlar; ancak bu rahatlama duygunun kendisini dönüştürmez. Bastırılmış hisler geçici olarak susturulur, fakat kök neden aynı yerde kalır.

Yeme davranışı üzerinden kurulan bu geçici denge, çoğu zaman kişinin erken yaşantılarında gelişen duygusal düzenleme biçimlerinin bir uzantısıdır. Çocuklukta sevgi, güven ya da kabul görme ihtiyaçları yeterince karşılanmadığında, kişi duygusal doyumu dışsal kaynaklarda aramaya yatkın hale gelir. Yemek, bu bağlamda hem bir ödül hem de bir teselli aracına dönüşebilir. Kimi zaman anne sıcaklığının, kimi zaman kabul edilmenin, kimi zaman da huzurun sembolü haline gelir. Bu nedenle duygusal yeme, sadece bir alışkanlık değil, içsel bir ilişkiler örüntüsünün yansımasıdır.

Kişi, duygusal açlığını tanımaya başladığında, aslında bedenin değil, ruhun doyurulması gerektiğini fark eder. Bu farkındalık, yemekle kurulan ilişkinin de dönüşüm noktasını oluşturur. Duygusal yeme davranışını dönüştürmek, kendine yasaklar koymak ya da iradeyi zorlamakla değil, içsel ihtiyaçları fark etmekle mümkündür. Ne zaman, hangi duygunun etkisiyle yeme isteği doğduğunu gözlemlemek; yemekle değil, duyguyla temas kurmaya izin vermek önemlidir. Çünkü her yeme dürtüsünün ardında bir duygu, her duygunun ardında da görülmeyi bekleyen bir içsel ihtiyaç vardır.

Bu sürecin en önemli adımı, kişinin kendine karşı yargılayıcı değil, meraklı ve şefkatli bir tutum geliştirmesidir. Duygusal yeme, bir zayıflık göstergesi değil, içsel bir mesajın dışavurumudur. Bu mesajı bastırmak yerine anlamak, bedensel doyumdan çok daha derin bir tatmin duygusu yaratır. Kişi yavaş yavaş yemekle değil, kendi duygusal dünyasıyla temas kurmayı öğrendikçe, içsel açlığını doyurmanın yolu da değişmeye başlar. Gerçek dönüşüm, yeme alışkanlığını kontrol etmekten değil, duygularla yeniden bağlantı kurmaktan geçer. Çünkü doyum, bedeni değil, ruhu dinlemeye başladığımız anda ortaya çıkar.

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Dan. Esra Bildik

Uzm. Psk. Dan. Esra Bildik

Uzman Psikolojik Danışman Esra Bildik, Trakya Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünden mezun olmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. Dinamik bütüncül psikoterapi ekolü ile çalışmaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.