Doktorsitesi.com

Depresyona Neden Gireriz?

Psk. Dan. Servet Kankaya
Psk. Dan. Servet Kankaya
22 Ekim 202522 görüntülenme
Randevu Al
Hepimiz zaman zaman ben depresyondayım galiba; uyuyamıyorum, kimseyle konuşmak istemiyorum, evden çıkmak içimden gelmiyor, çok yiyorum, dünyada her şey kötüye gidiyor, bu virüs beni de öldürebilir gibi düşüncelere kapılabiliyoruz.
Depresyona Neden Gireriz?

ŞEFKAT GÖREMEYEN YORGUN BEDENLER.

Depresyona neden gireriz?

Hepimiz zaman zaman ben depresyondayım galiba; uyuyamıyorum, kimseyle konuşmak istemiyorum, evden çıkmak içimden gelmiyor, çok yiyorum, dünyada her şey kötüye gidiyor, bu virüs beni de öldürebilir gibi düşüncelere kapılabiliyoruz. Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılır. 

Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken sorun yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi gelebilir.

 Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Üzüntü, sebepsiz ağlama, boşlukta olmak veya umutsuzluk duyguları

Değersizlik, suçluluk duygusu, geçmiş başarısızlıklarda kendini suçlamaya takılma

Düşünme, konsantre olma, karar verme ve bir şeyleri hatırlamada sorunlar

Düşünme, konuşma veya hareket etmede yavaşlama

En küçük konularda bile öfke patlamaları, sinirlilik hissi veya hayal kırıklığı

Hobiler, spor veya cinsellik gibi normal aktivitelerin çoğuna veya tümüne karşı ilgi veya zevk kaybı

İştahta azalma ve kilo kaybı ya da artan yeme isteği ve kontrolsüz kilo alımı

Kaygı, ajitasyon veya huzursuzluk

Sebebi belirsiz fiziksel problemler, sırt veya baş ağrısı gibi

Sık veya tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri, veya intihar girişimleri

Uykusuzluk veya çok fazla uyumak da dahil olmak üzere uyku bozuklukları

Yorgunluk ve enerji eksikliği, en ufak işlerin bile çaba gerektirmesi

Bireyler yaşadığı bu sorunları uzun bir süre kendi başına çözmeye çalışmaktadır. Bazen hasta dibi gördükten sonra bir psikolojik destek almak için uzmanların kapısını çalmaktadır.

Depresyon neden var ?

Etrafımızda bizim çözemediğimiz konularla ilgili zihnimiz takılır ve sürekli aynı şeyleri ve görüntüleri tekrar tekrar izletir. Beynimiz bu aşırı tekrar ve düşüncelerle kendine yeni bir çıkış yolu aramaktadır. Bazı insanlar bir çıkış yolu bulup kendiliğinden depresyondan çıkarken bazı insanlar destek alarak çıkabiliyor.

İnsan sevdiklerini kaybedince çok acı çeker ve bu acıyla baş etme beceri farklıdır. Ağıtlar yakarak ağlamak, göğsüne vurarak ağlamak, sessizce ağlamak, güçlü durmak hep baş etme becerilerimizden kaynaklıdır. Bu davranışları küçüklüğümüzden bu yana atalarımızdan ve çevremizden öğreniyoruz. İnsanlar yaşadığı acılardan bir şeyler öğreniyorlar. Beynimiz olası risklere karşı siperde nöbet tutan asker gibi tetiktedir. Hayatın kendisi risklerle doludur. En güvenli dediğimiz evlerde cinayetler işleniyor, ev içi kazalardan çok kötü sonuçlar doğabiliyor. Kapımızdan çıkarken de dış dünyadaki riskleri göze alarak işe gidiyor, geziyor, eğleniyoruz. İnsan bedeni çok uzun strese maruz kalırsa hastalanıyor. Stres altındaki kişinin bağışıklık sistemi düşerek enfeksiyonlara ve depresyona açık hale  geliyor. Hep birlikte bir düşünelim doğadaki bir ceylanı; aslan peşinden koşarken hiç stres yaşamıyor mu? Biz insanlardan daha mı az stres altındalar. Doğadaki canlıların yaşadığı stres anlık oluyor ve geçiyor. Doğadaki canlıların programı çok basit üç  programla çalışıyor bence. Biri hayatta kalmak ve üremek diğeri beslenmek, sonuncusu Rabbine şükretmek. Biz insanları strese maruz bırakan konuları sayfalarca yazabilirim. Bir filin ,ceylanın, aslanın ,karıncanın, kuşun ,kaplumbağanın rızık endişesi yaşadığını düşünüyor musunuz? Ben düşünmüyorum. Her gün doğada yaşayan binlerce canlı rızkının Mevlasından gönderildiğini biliyor ve razı geliyor. İnsan oğlu doyumsuz ve şükürsüz tavrıyla kendine ve çevresine zarar veriyor. Televizyonda  *Balon Balığı* ile ilgili haberi görünce çok ilgimi çekti. Balon balığı denizdeki tüm canlılar için büyük bir tehdit oluşturmuş. Balon balığı bir demiri bile saniyeler içinde parçalayıp yiyebiliyor. Birden kendi kendime balon balığını covid 19 virüsünün vücud bulmuş hali diye düşündüm. Birde dünyada balon balığı gibi olan dev firmalar, insanlar, ülkeler var. Balon balığının eti zehirli, işgalci, olta ve ağları yiyen bir canlı. Bu balığa dokunulursa şişiyor ve savunma amaçlı zehrini dışarı salarak zehirlenmelere ve ölümlere sebep oluyor. Bu hayatta  balon balığı gibi olan insanlardan uzak durmak gerekir. Bunların menfaatine dokunursanız hemen sizi zehirleyebilir hatta öldürebilirler.

Hepimizin hayatında yaşanmış travmalarımız var. Bu travmalarımızın bilinç alında ve bedenimizde kayıtları mevcut. Travma yaşanır yaşanmaz depresyon tedavisini çok uygun bulmuyorum. Kişinin baş etme becerilerini kullanması için zaman ihtiyaç vardır. Travma sonrası stres tepkileri  3-6 ay arasında normaldir. Bu sürenin sonunda tekrarlayan sıkıntılar için uzman desteğine ihtiyaç vardır.

Acı çeken beynimiz yumurtanın içten kırılınca yeni bir hayatın başlaması gibi süreçten güçlenerek çıkabilir. Başımıza her gelen felaket, hastalık, kaza, kayıp bize bir şeyler öğretmek için gelmiştir. Uzun süre depresyonda olan ve psikiyatrik desteği ret eden hastalar günlük yaşamlarını çok zor sürdürebilirler. Sürekli acı çeken kişinin yüreğindeki ve aklındaki olumsuz düşünceleri günlük yaşamında ayak bağı olur ve yaşam kalitesi düşer.

Yaşadığım tecrübelere dayanarak bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Hayatınızdaki gereksiz eşya, elbise,ayakkabı,arkadaş, evrak ne varsa atın kurtulun. Her gün uyanınca  Rabbinize şükredin, teşekkür edin, özür dileyin. Dışarıda bedeninizin temposunda her gün yürümeye gayret edin. Doğadaki canlıları ,akan suyun sesini, kuşların uçmasını, karıncanın çabasını, papatyanın açmasını, rüzgarın getirdiği kokuları ,gökyüzündeki ahengi izleyin. Ben her seferinde hayranlıkla izliyor ve şükrediyorum .Bu hayatta mutlak değişmeyen bir kader var ancak kaderimize yüklediğimiz anlamı ve bakış açımızı değiştirirsek sonuç güzel olacaktır. Biz karşımızdaki insanların sürekli olumsuz yönlerini dedektif edasıyla bulup ortaya çıkarıyoruz. Bunu ortaya çıkardıktan  sonra düzeltecek bilgi ve donanımız yoksa karşıdaki bireyi enkaz altında bırakıyoruz. Bizler insanların olumsuzluklarına odaklanmaktan vazgeçip ürünlerini toplarsak bu dünya çok daha güzel olacaktır. Beynimiz değirmen taşı gibidir oraya ne koyarsanız öğütür. Olumlu düşünceler koyarsanız çıktılar da olumlu olur. Kendinize sıklıkla tekrar etiğiniz olumsuz düşünceleri bir sorgulayın gerçek o kadar her şey kötümü? Siz abartıyor olabilir misiniz? Çok negatif olayların bile bir süre sonra etkisi azalıp kaybolabilmektedir. Hayatınızda olumlu şeylere odaklanarak çok güzel uyuyun, spor yapın, müzik dinleyin, bir şeyler üretin, dua edin, size iyi gelen insanlarla sıklıkla görüşün. Bu dünyada çok özel ve güzel birisi varsa oda sizsiniz lütfen kendinize ŞEFKAT gösterin.

SERVET KANKAYA

Psikolojik Danışman,Aile terapisti.

Etiketler

Depresyona neden girerizDepresyon

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Servet Kankaya

Psk. Dan. Servet Kankaya

Psk. Dan. Servet Kankaya 1969 yılında Konya Beyşehir’de doğdu. İlköğretine Almanya’da başladı ve ortaöğretimini İzmir Namık Kemal lisesinde tamamladı.1990 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümünden mezun oldu.
Üniversitede eğitimine devam ederken evlendi ve iki kız çocuğu dünyaya getirdi. Stajını Ankara Üniversitesi yetişkin psikiyatri kliniğinde tamamladı.1997 yılında Sosyal Sigortalar Kurumuna memur olarak atanarak üç yıl görev yaptı.
2000 yılında kurumlar arası geçiş yaparak Ankara Misket İlköğretim Okuluna  atandı.Ortaöğretim ve ilköğretim  okullarında  12 yıl Psikolojik Danışman olarak  görev yaptı. Cinsiyet eşitliği konusunda konferanslar, grup terapileri ve eğitimler düzenledi.
2012 yılında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına Rehberlik Danışmanlık ve Kariyer Birimi Şube Müdürü olarak atandı. 2014 yılında Aile Danışmanlığı eğitimimi tamamlayarak aile ve çift terapisine başladı. Kamuda 27 yıl görev yaptıktan sonra 17.Temmuz.20023 tarihinde emekli oldu. Şu an bireysel ve çift terapisti olarak danışan görmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır