Corona virüs ile gelen davetsiz misafir anksiyete (kaygı) bozukluğu

Klinik Psikolog Şeyma Altınel
Klinik Psikolog Şeyma Altınel
2 Nisan 2020255 görüntülenme
Randevu Al
Corona virüs ile gelen davetsiz misafir anksiyete (kaygı) bozukluğu

                                     Corona virüs ile gelen davetsiz misafir anksiyete (kaygı) bozukluğu

     Kontrolden çıkma ve belirsizliği tolere edememe korkusu anksiyete bozukluğunun temel özelliği olarak bilinmektedir. Dolayısıyla önceden bu tarz bir bozukluğu olan bireyler şu anda çok daha büyük zorluklarla başetmek durumunda kalabiliyor. İnsani ve işlevsel bir duygu olarak kabul ettiğimiz kaygı şuan toplumsal düzeyde normal standartların üzerinde bir şiddete ulaşmaya başladı.
     Bu süreçte kaygıyı zihinsel olarak yönetebilmek için önereceğim birkaç yöntem;
*1."Biliyorum ama..."*
?
"Bu virüs bir gün bitecek biliyorum ama ya bana, sevdiklerime zarar verirse" gibi ama demeden önce söylediğimiz gerçekçi cümleleri göz ardı etmemeliyiz. Bize ve sevdiklerimize bu virüs çıkana kadar da, virüs bittikten sonra da zarar verebilecek olan yüzlerce hastalık, kontrol edilemez felaketler hep vardı, bundan sonra da olacak. Bir trafik kazasında ölme ihtimalimiz salgından ölme ihtimalimizden daha mı düşük acaba? Ama hergün bu kaygıyla yaşıyor muyduk şimdiye dek? Aşırı ve abartı sesler üreten zihninize gerçekçi cevaplar verin. Bir soru işareti cevabını almadığı sürece ortadan kalkmayacaktır.
*2.Daha önce başedemeyeceğinizi, bitmeyeceğini sandığınız durumlar oldu mu?*
?
Bu salgın elbette eşi insanlık tarihinde çok görülmemiş bir pandemi. Ancak kendi bireysel geçmişimizde bizim öznel tarihimizde kendi duygusal ve zihinsel salgınlarımız hiç olmadı mı? Yaşadığımız anlarda üstesinden gelemeyeceğimizi zannettiğimiz, "ben şimdi ne yapacağım?" desekte bir şekilde atlatılan sorunlar? Çözümlediğiniz ve bugün bu soru üzerine düşünürken bile bir çoğunu hatırlayamacığınız birçok probleminiz oldu. Evet ozaman da çok korktunuz, kaygılandınız, üzüldünüz, bitmez sandınız ama üstesinden geldiniz; bu sorunun da üstesinden gelebileceğiniz gibi. Hadi düşünün ve yazın; neler vardı şimdiye kadar felaketleştirdiğiniz ama felaketle sonuçlanmayan, çözümlenen?
*3. Zihninizi telkin edin.*
?Bedeninizi zihniniz yönetir. Emirleri, komutları zihin verir, beden uygular. Telkin çok önemli. Kendinize günde on kere "bugün çok iyiyim" derseniz beyin iyi endorfin salgılar. Olumlu cümleler üreterek, zihni olumlu düşünmeye zorlamış olursunuz. Kendinize hergün iyi olduğunuzu ya da zaman zaman kötü hissetmenin normal olduğunu, bu sorunun biteceğini, sevdiklerinizin iyi olduğunu, evde zaman geçirmenin size kattığı olumlu şeyleri, güçlü yönlerinizi yazın.
*4. Kaçınmayın*
?
Mutlu olmadığım için, iyi hissetmediğim için... diyerek iyi hissetmenize katkı sağlayacak etkinlikleri yapmaktan kaçınmayın. Çok gülmeseniz de komik bir film izleyin. Dört dörtlük olmasa da egzersiz yapın. Çok eğlenmeseniz de keyifli şarkılar dinleyin. Ressam gibi çizmek zorunda değilsiniz, sadece rengarenk boyamalar yapın. Unutmayın sizin iyi hissetmeniz sadece sizin elinizde! Ve birgün yine iyi hissedeceksiniz; hiç bir duygu sonsuza dek sürmez, kaygı da. Hadi o günün daha hızlı gelmesi için harekete geçin!

Etiketler

Anksiyete nedenleriAnksiyete bozukluğu belirtileriAnksiyete ve stresAnksite bozukluğuKaygi bozukluuguAnksiyete semptomlarıAnksiyete tedavisiAnksiyete belirtileriKaygı bozukluğu nedirKaygı hastalığı belirtileriKaygı bozuklukları belirtisiKaygıları azaltmakYaygın anksiyete psikoterapiKaygı ile baş etmeCorona salgın hastalığıcorona virüsücoronacorona virüs tedavisicoronavirüscorona virüsünün psikolojiye etkilericorona virüsünün psikolojik tedavisicorona virüscoronavirüs paniği

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Şeyma Altınel

Klinik Psikolog Şeyma Altınel

Kl. Psk.Şeyma Altınel, Balıkesir’de 1990 yılında doğmuştur. Balıkesir Lisesi’nden mezun olduktan sonra 2009 yılında T.C. Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazanmış ve 2014’te lisans eğitimini yüksek onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Lisans eğitimi sırasında çeşitli proje, staj deneyimi ve gönüllü çalışmalarda yer almıştır. 2013 yılında Mustafa Kemal Toplum Merkezi’nde sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelere ve çocuklarına bireysel görüşmeler ile psikolojik destek sağlamıştır. Aynı yıl içerisinde Özel Aysu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde engelli çocukların aileleri ile terapötik ilişki temelli bireysel görüşmeler yapmış ve otizm, mental retardasyon, down sendromu tanılı çocukların özel eğitimine ilişki temelli destek sağlamıştır. 2012 yılında Özel Sevgi Bahçesi Anaokulu’nda çocuklarla oyun aracılığı ile ilişki kurarak ilişki kurma tarzları, iletişim ve baş etme becerilerini gözlemlemiştir. SOYAÇ- Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar için Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde 10-18 yaş grubu travmatik geçmişi olan gençler ile akran temelli müdahale yaklaşımıyla çalışmıştır. Çeşitli atölye çalışmalarında aktif olarak gençlerle birlikte çalışmalar yapmıştır ve Yrd. Doç. Dr. Özden Bademci tarafından her hafta verilen süpervizyon eğitimlerine katılım göstermiştir. 2013 yılında proje kapsamında SOYAÇ ve İstanbul Kalkınma Ajansı İşbirliği ile düzenlenen; “Sokakta Yaşayan Çocuklara Destek Amaçlı Yürütülen Çalışmaların Işığında: Üniversite-Toplum İşbirliği” sempozyumunda konuşmacı olarak görev almıştır. Travmatize Olmuş Gençler: ‘İlişki Kurarak Öğrenme’ adlı gözlem ve araştırma sunumunu katılımcılara sunmuştur. 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.