Çocuklara cinselliği anlatmak!

Çocuklara cinselliği anlatmak!
Çocuk sahibi olan anne ve babaları,çocukların yetiştirilmeleri sürecinde belki de en çok zorlayan konu, onlara cinselliğin nasıl anlatılacağıdır. Hemen hemen bütün kültürlerde ve toplumlarda neredeyse bir tabu haline gelmiş cinsellik, ister kız, ister erkek olsun çocuklara açıklamakta anne babaları oldukça zorlayan bir sorun haline gelebiliyor.
Hayatın ve var oluşumuzun ilk ve en önemli sebebi olan cinsellik ve seks yetişkin bireyler arasında bile zaman zaman can sıkıcı bir konu olmakla beraber asıl sorun konuyu çocuklara açıklamakta ortaya çıkıyor.
Bu zorluk, son yıllarda cinsel eğitimin,bir devlet politikası olarak benimsenmesi ve okullarda bir ders olarak işlenmesiyle birlikte daha geniş bir toplumsal içerik kazanmış oldu.
Anne babalar hangi yaşta, ne kadarlık bir bilgiyi nasıl anlatacakları konusunda maalesef hala tutarlı bir yol bulabildiklerinden emin değiller. Bir çok anne babanın ciddi anlamda zorlandığı, utandığı ve el yordamıyla bir yol bulmaya çalıştığı bir gerçek.
Her şeye rağmen de çocuklara cinselliği anlatmak zorundayız. Üstelik bu konuyu başka yerlerden, yalan yanlış bilgilerle öğrenmeleri yerine anne baba olarak bizden öğrenmeliler. Zorlansak da, sıkılıp utansak da cinsellik denilen kavramı anne babalarından öğrenmeleri gerektiği gerçeğini değiştiremiyoruz. Belki çocukların yaşları büyüdüğünde bazı bilgileri farklı yerlerden ya da kişilerden edinmeleri sağlanabilir ama özellikle okul öncesi dönemde ve okul çağları başlangıcında cinsel eğitim konusunda en önemli bilgi kaynağı bizler olmalıyız.
Bilindiği gibi çocuklar her yaş döneminde meraklıdırlar, çok soru sorarlar ve her şeyin nedenini bilmek isterler. Anne babalar da genellikle bu sorulara yanıt vermekten yorulurlar. Ama aileleri en çok bunaltan sorular cinsellikle ilgili sorulardır ve ne yanıtlar verileceği konusunda tam bir karmaşa yaşanır. Çocuğa  açıklanacak bilgi ne olmalıdır, ne kadar olmalıdır ve ne yanıt verilmelidir? Bunlardan başka çocukla kim konuşmalıdır, yanıt verilecekse doğru olan bütün çıplaklığıyla(!) açıklanmalı mıdır, türü sorular bütün anne babaları ciddi anlamda zorlar. Sonuç olarak çocuğunuza domates çorbasının nasıl yapıldığını anlatmayacaksınız, nasıl dünyaya geldiğini anlatacaksınız. Üstelik çok küçük çocuklar bile artık onu leyleklerin getirmediğini biliyor. O sadece nasıl olduğunu bilmek istiyor.
İLK SORULAR
Çocuklar cinsellikle ilgili olarak sorular sormaya başladığında yanıt vermeye başlamadan önce bazı kuralları dikkate almakta fayda var. İlk sorular genellikle çok küçük yaşlarda başlar ve direk sorularla gelir: Ben nasıl oldum? gibi.,,
Soru ne olursa olsun önce hangi yaş aralıklarında çocuklar bu tip sorular sorarlar sorusunun yanıtını bilmek gerekir.
Toplumlarda ama özellikle bizim gibi kapalı ve cinselliğin ayıp ya da yasak olarak görüldüğü toplumlarda yetişkinlerde görülen pek çok rahatsızlığın ve psikolojik bozukluğun arkasında cinsel bilgi eksikliğinin yattığı yapılan araştırmaların net sonucu olarak durmaktadır.
Zamanında, yeterli, sağlıklı ve yaşına uygun cinsel bilgilerle büyüyen çocukların yetişkin yaşlarında cinsel kaynaklı sorunlar yaşama olasılıkları neredeyse yok denecek kadar azdır. Artık her yaşta o yaşın gerektirdiği biçimde cinsel eğitim verilmesinin gerekliliği kesin olarak anlaşıldığından okullarda da bu tip bir eğitim uygulamasına geçilmiştir. Bu bir ölçüde anne babaların işini kolaylaştırmış görünse de, henüz okula başlamamış çocukların da cinsel eğitime ihtiyaçları olduğunu unutmamak gerekiyor.
Demek ki öncelikli kural soru soran çocuğun yaşı ve sahip olduğu bilgi düzeyidir. Buna göre şöyle bir özetleme yapabiliriz. Çocukların sorgulama yaşı olan 3-4 yaşlarında bu tip soruların sorulduğu görülmekte ve bu sorular direk olduğu gibi çok basit sorular olmaktadır.
Ben nasıl oldum?
Ben nereden geldim?
Bebek nasıl olur?
Bebek karnından nasıl çıkacak?
Bebek karnına nasıl girdi? Vb..
Çocuklar sordukları bu sorulara anında yanıt almak isterler bu da anne babaları çok zor durumda bırakır. Özellikle sorular toplum içinde sorulmuşsa veya anne baba bu sorular karşısında hazırlıksızsa.
İlk çocukluk döneminde ve genellikle 3-4 yaş civarında bu tip sorular görülürken kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye olan düşkünlükleri dikkat çekicidir. Başkalarının bedenlerine karşı meraklıdırlar. Farklı cinsiyetteki arkadaşlarını ve büyükleri izlemeye bayılırlar. Çocukların merakları ve soruları 5-7 yaşlar arası yön değiştirir ve genellikle konuşmalara cinsellik içerek küfürler eklenebilir. Kullandığı kelimelerin anlamını bilmez ama anne babanın tepkilerini ölçerek bir anlamda sınırlarını öğrenmeye çalışır.
Kadın ve erkek ayrımının bilincindedirler. Kendi mahremiyet duygularının temelleri bu yaşlarda atılmaya başlar ve örneğin tuvalete kendi kendilerine gitmek, kendi başına banyo yapmak isteyebilirler. Bu yaşlarda sıklıkla arkadaşının bedenini keşfetmeye yönelik oyunlar da başlar, doktorculuk ve evcilik oyunu içindeki anne baba rolleri içinde diğerlerinin bedenlerini tanımaya ve anlamaya çalışır.
MERAKLI ÇOCUKLAR
Genel olarak aileler cinsellikle ilgili sorularda hazırlıksızdırlar ve sorulara nasıl cevap vereceklerini bilemezler. Bu açıdan işinizi kolaylaştıracak bazı önerilerimiz olabilir:
Çocuklar her yaşta her tür soruyu sorabilirler. Şu yaşta şu sorular sorulur gibi kesin yargılarda bulunmak mümkün değildir. Bir çocuğun 5- 6 yaşlarındayken sahip olduğu bilgiye diğer çocuk 8-9 yaşlarına geldiği halde sahip olmayabilir ve aynı soru farklı yaş dilimlerinde sorulabilir. Günümüzde teknoloji hızla geliştikçe ve bilgisayarlar küçük çocukların bile oyuncağı haline geldikçe çocukların cinsel bilgileri doğru ya da yanlış olarak 9-10 yaşlar civarında öğrendiklerini görüyoruz. Çocuklar cinsel ilişkinin ne olduğunu 11 yaş civarı anlamaktalar ve bu yaşlarda sorulacak soruların daha ciddiye alınması gerekiyor. O nedenle bu yaşlardaki sorularda daha çok gerçek anlamı öğrenmek istedikleri için çocuklara açıklama yaparken bilimsel kaynaklardan yararlanmakta fayda var. Aile açıklamalarda zorlandığını düşünüyorsa birlikte bir kitaptan araştırma yapmak ve çocuğun doğru bilgiyi bu yolla edinmesini sağlamak en sağlıklı yol olacaktır. Özellikle ergenlik çağına gelen gençlerin ailelerine bu yönde soru sorma gereği bile duymadıkları bir gerçek. Onlar ihtiyaçları olan bilgileri ve malzemeyi ellerinin altındaki bilgisayarları sayesinde bazen gereğinden de önce elde edebiliyorlar. Bu nedenle çocuklara soru sormaya başladıkları ilk andan itibaren doğru ve tutarlı yanıtlar vermek çok önemli. Çocuk ilk bilgileri ailesinden almalı ve soruları ayıp ya da yasak diye geçiştirilmemeli. Çocuklar için ayıp kavramı yoktur. Biz doğru olanı yaşına uygun kelimelerle ve mümkün olan en basit haliyle anlatmak zorundayız.
ZOR SORULARIN ZOR YANITLARI
Yaşı büyük olan çocukların cinsellikle ilgili çok fazla soru sormadığını genellikle bu tip soruların okul öncesi ya da ilk öğretim ilk basamak çocuklarından geldiğini belirttik. Çocuklar ne soruyorlar ve ne cevap vermeliyiz sorusuna net karşılıklar olması bakımından bazı örnekler vermekte fayda var.
Genellikle ilk sorular cinsiyet farklılıklarına yönelik olur;
Soru: Kızların niye pipisi yoktur?
Cevap: Kızlarla erkekler ayrı yaratılmışlardır. Kızların pipisi olmaz çünkü büyüyünce kızlar anne olurlar. Pipisi olsaydı anne olamazlardı.
Soru: Annelerin niye memesi olur?
Cevap: Anneler bebeklerini beslesinler diye göğüsleri vardır ve orada bebekleri beslemek için süt olur.
Soru: Ben nasıl oldum?(Ya da bebekler nasıl olur gibi sorular)
Cevap: Annenin içindeki yumurtayla (ya da tohumla), babanın yumurtası (tohumu)birleşince bebek oluşur. Bebekler de annelerinin karnındaki yuvada büyürler.
Soru: Annelerin karnı neden şişer, karnında ne var?
Cevap: Çocuklar annelerinin karnında büyürler. Annenin karnında seni koruyacak bir yuva var, sen büyüyüp geliştiğinde hastaneye gittik ve doktorlar seni oradan çıkardılar.
Soru: Çocuk anneden nasıl çıkar?(Ya da doğmak ne demek?)
Cevap: Annelerde çocuğun dışarı çıkması için bir delik vardır. Bebekler çok küçüktür ve annedeki o delikten kolayca dışarı çıkabilir.
Soru: Bu balonu şişirebilir miyim? Bu ne işe yarar? (Prezervatif için)
Cevap: O balon değil ve şişmez. Biz şu an başka bir çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz. Bu yüzden babanla beraber yatarken, tohumlarımız birbirine karışmasın ve bebek olmasın diye baban bunu kullanıyor.
Soru: Eğer bebek yapmayacaksanız neden birlikte yatıyorsunuz?
Cevap: Anne babalar sadece bebek yapmak için beraber yatmazlar. Biz birbirimize sarılarak uyumayı seviyoruz.
Soru: Bu kadın ve adam ne yapıyorlar?(Televizyonda bir sevişme sahnesini gören çocuğun sorusu)
Cevap: Birbirlerine sarılmak ve kucaklamak istemişler. Kucaklaşıp öpüşüyorlar.
Soru: Fahişe ne demek?
Cevap: Bazı kadınlar tanımadıkları erkeklerle aynı yatakta yatarlar ve bunu para karşılığı yaparlar. Bu davranış hoş karşılanmaz ama onlar bu işi meslek olarak yaparlar.
Soru: Aşk yapmak (ya da sevişmek) ne demek?
Cevap: Kadın ve erkek ya da anne baba birbirine dokunmak, kucaklaşmak ve öpüşmek ister. Birbirlerini bu şekilde sevmek isterlerse buna sevişmek denir.
Soru: Benim vücudum niye büyüklerinki gibi değil?
Cevap: Çünkü henüz küçüksün. Büyüdüğünde vücudunda büyüyecek ve büyüklerin vücudu gibi olacak.(Bu tip sorularda çok ayrıntıya girmeye gerek yok.)
Soru: Büyüklerin vücudunda niye tüyler var, niye benim tüylerim yok?
Cevap: Sen büyüdüğünde vücudun da büyüyecek ve bazı değişiklikler olacak. Vücudun bazı hormonlar üretecek ve o hormonlar senin vücudunda tüyler oluşturacak.
Soru: Ben de büyükler gibi öpüşebilir miyim(ya da sevişebilir miyim)?
Cevap: Çocuklar büyükler gibi böyle şeyler yapamazlar. Bunun için büyümeniz gerekir. Büyüdüğün zaman bir erkeği (ya da kadını) sevebilirsin ve onunla öpüşebilirsin.
Soru: Doğum yapmak ne demek? Nasıl doğum yapılır?
Cevap: Annenin karnında büyüyen bebeğin dışarı çıkmasına doğum yapmak denir. Annenin bacaklarının arasındaki bir delikten bebek dışarı çıkar. Bebekleri doktorlar dışarı çıkartabilir. Bazen annenin ameliyat edilmesi gerekir. Bunun için doktorlar annenin karnında küçük bir delik açarak bebeği dışarı çıkartırlar.
Soru: Doğum yaparken annenin canı yanar mı?
Cevap: Doğum yaparken anneler biraz ağrı duyabilirler, canları yanabilir. Ama bu kısa sürer ve anne bebeğini kucağına alınca bütün ağrıları biter. Doğum yapmak güzel bir olaydır, herkes çok mutlu olur.
Soru: Seks ne demektir? Seks yapmak ne demektir?
Bu çok önemli ve anne babayı çok zorlayan bir sorudur. Çocuklar genellikle 6-7 yaş civarındayken bu tip sorular sorarlar. 3-4 yaşındaki bir çocuk sorsa da ayrıntılı olarak açıklamak yaşını ve anlama düzeyini aşacağı için gereksizdir. Yaşı daha büyük olan çocuklar artık cinselliğin ne olduğu konusunda bazı düşüncelere sahiptir. Bu düşüncelerinin doğru ya da yanlış olduğunu test etmek amacıyla bu tür soruları sormaya başlayan çocuklar konuyu gerçekten öğrenmek isterler. O nedenle cinsel ilişki doğru olarak anlatılmalıdır. Böyle değerlendirildiğinde yaş düzeyleri göz önüne alınarak iki ayrı cevap verilebilir.
Cevap 1 (Küçük yaş grubu için): Kadın ve erkek ya da anne ve baba birlikte oldukları zaman birbirlerine dokunmak ve kucaklaşmak isteyebilirler. Birbirlerini öpebilirler. Birbirlerine sarılarak ve dokunarak yatabilirler. Seks yapmak böyle bir şeydir.
Cevap 2  (Büyük yaş grubu için): Anne ve baba ya da kadın ve erkek birbirlerini çok sevdikleri zaman birbirlerine dokunmak ve sarılmak isterler. Beraber oldukları zaman babanın penisi annenin vajinasına girer. Bu seks yapmaktır. Sadece anne babalar yapabilirler.
Bu sorular aslında tehlikeli sorulardır. Çocuktan böyle bir soru geldiğinde konu uzatılmadan ve kaçak cevaplar verilmeden net olarak açıklanmalı ama ayrıntılı konuşmalara girilmemelidir.
 
Soru:Kızlar neden ayakta tuvaletini yapamaz?Neden erkekler ayakta çiş yapabilirler?
Cevap:Çünkü kızların pipisi(penisi)  yoktur.Erkeklerin pipisi olduğu için onların tuvalete oturmasına gerek yok.Ayakta da yapabilirler.
 
Çocuğun cinsel sorularını cevaplarken ayıp ya da yasak kavramının ardına sığınılmaması gerektiği unutulmamalıdır.Ayıp ,bizim konuya yüklediğimiz bir anlamdan başka bir şey değildir.Çocuklar için ayıp yoktur ve onlar gerçekten de öğrenmek için sorarlar.Yanıtından emin olmadığınız ya da cevaplarken sıkılacağınız sorular için bazı kaynaklardan araştırma yapmak yararlı olur.Bu konuda çocukların sorularına nasıl yanıtlar verilebileceğine dair hazırlanmış çok güzel kitaplar var ve anne babalar sıkıntılarını aşmakta bu kitaplardan yararlanabilirler.
 
CİNSEL EĞİTİMDE YAŞLARA GÖRE MERAK VE GELİŞİM
Anne babaların genellikle en çok çekindiği konu cinselliktir ve maalesef hem bireylerin hem de çiftlerin en sık sorun yaşadığı konu da cinselliktir.Toplum olarak cinsel konuların konuşulmasından hoşlanmıyoruz ama merakımızı da yenemiyoruz.Özellikle internette aranan kelimelerin istatistiksel değerlendirmelerine bakıldığında cinsellik ve seks kelimelerinin ilk sırayı aldığını öğrenmek çok şaşırtıcı olmamalıdır.Yasak,ayıp,günah kavramlarıyla yetişmiş kuşakların kendi çocuklarına cinselliği anlatması ne kadar modern görüşlere sahip olunursa olunsun o kadar kolay değildir.Bu konuda maalesef iyi niyetle çabalarımız olsa da ciddi yanlışlara düşebiliyoruz.
Çocukların hangi yaşta ne tip sorularla karşımıza geleceklerini bilemediğimiz için bazen çok hazırlıksız yakalanıyoruz.Oysa bilinmelidir ki,cinsiyet farkıyla ilgili sorular yaklaşık 2 yaş civarında sorulmaya başlarken,doğumla ilgili olanlar 3-4 yaşlarında başlar.Çocuklardaki cinsel ilginin 7-8 yaşlara doğru kaybolduğu,ergenlikle beraber tekrar arttığı görülür.Ergenlikte artık hormonal faaliyetler ve bedensel değişiklikler başlamıştır.Bu nedenle ilgi ve dikkat tekrar cinselliğe kayar ve özellikle karşı cinsi de kapsayan sorular gelir.İlk çocukluk yaşlarına denk gelen 3-6 yaşlar masturbasyonun da görüldüğü yaşlardır ve aileler bu durumu gördüklerinde ciddi olarak paniğe kapılırlar.Yaklaşık olarak 1.5-2 yaş civarı başlayan tuvalet eğitimi,çocuğun cinsel organlarının farkına varmasına yol açar ve bu organları vasıtasıyla tesadüfen haz duyduğunu da fark eder.Zaman içinde bilinçli olarak cinsel organlarına dokunarak ya da bir yerlere sürtünerek aldığı hazzı artırmaya yönelik davranışlar sergiler.Bu davranışları gören anne babaların büyük çoğunluğu,çocuğu bu davranıştan uzaklaştırmak için korkutmak,yasaklamak ya da çocuğu küçük düşürmek yolunu seçmekte ve bu durum zaman içinde çocukta kötü bir şey yapmış düşüncesine yol açmaktadır.Oysa istenen asla bu değildir. Çocuğun kendi kimliğini ve kişiliğini keşfetmesi ne kadar doğalsa ve gelişim sürecinin bir parçasıysa,bedenini keşfetmesi ve haz aldığı cinsel organlarını fark etmesi de o kadar doğal bir gelişim evresidir.Masturbasyon yapan bir çocuğu cezalandırmak,bir anlamda cinsel kimliği cezalandırmaktır ve çocukta cinselliğin yanlış ve kötü bir eylem olduğu izlenimi uyandırır.Yanlışlarla verilmiş bir cinsel bilgi, gelecekte çocuğun cinsel sorunlar yaşamasına ve sağlıksız bir evliliğin oluşmasına zemin hazırlamaktır.Kendi bedenini keşfeden çocuğa, yaptığının ayıp olduğunu söylemek ve onu utandırmak çözüm değildir.Yapılması gereken,bu davranışı herkesin içinde yapmaması gerektiğini yumuşak bir dille anlatmaktır.'İnsanların senin bedenini ve ne yaptığını görmelerine gerek yok,odanda yapabilirsin ama herkesin içinde yapamazsın' demek bile yeterlidir.Bir süre sonra zaten çocuk bu davranışa son verecek ve ilgisi başka yerlere yönelecektir.
İlk çocukluk döneminde sağlıklı bir cinsel bilgiye ulaşamamış çocuğun ergenlik dönemine geldiğinde öğrenmek istediklerini anne babasına sormayacağı kesindir.Merak duyguları durdurulmuş,ilk soruları baştan savılmış ve yanlış bilgilerle geçiştirilmiş olan çocuk, öğrenmek istediği konulara dışarıdan cevaplar arayacaktır ve muhtemelen öğrenecekleri de sağlıklı ve doğru olmayacaktır.Üstelik ergenlik yaşında çocukların gelişmiş mahremiyet duyguları nedeniyle ve ailelerinden tepki görecekleri korkusuyla bir çok duyguyu paylaşmaktan çekinmeleri ve daha içe kapanık bir görüntü çizmelerinden dolayı cinselliğe daha mesafeli yaklaştıklarını unutmamak lazım.Ergenlikteki çocuğun ailesiyle cinsel konularda konuşup,sorularına cevap alabilmesinin yolunun erken çocukluk döneminde kurulmuş sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisinden geçtiğini bir kez daha vurgulamakta fayda var.Bu yaşlar özellikle karşı cinsle ilk yakınlaşmaların,ilk duygusal ilişkilerin yaşandığı dönemler olması sebebiyle önem verilmesi gereken bir dönemdir.
Yaşı kaç olursa olsun, bir çocuğun cinsellik üzerine gelişen merakı ve ilgisi, bütün diğer meraklar ve ilgi çekici konular kadar doğal ve sağlıklıdır.Kendisini,çevresini,kimliğini keşfetme yolculuğundaki temel taşlardan biri de cinselliktir.Üstelik merak ettiği cinsel konular üzerinde yeteri kadar doğru bilgiye ulaşamayan ve sağlıklı bilgiyi,zamanında öğrenemeyen,merak duygusu doyurulmamış çocukların bu meraklarının saplantı ya da takıntı haline geleceğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
 
Yaş gruplarına göre bilgilendirme içeriğini yaşlara göre sınıflandırdığımızda çok net bir tablo belirlenebilir.Yaklaşık olarak 5-6 yaş grubunda resimli kitaplardan yararlanma yoluna gidilerek,çocukları merak ettikleri konularda soru sormaya teşvik etmek en doğru yöntemdir.Ön ergenlik olarak tanımlayacağımız 10-14 yaşlarda, cinsel ilişkiyi tanımlama ve cinsel ilişki hakkında açıklayıcı bilgiler,cinsel yolla bulaşan hastalıklar, hamilelik ve hamilelikten korunma konularında bilgi verilmelidir.Ergenlik ve 15-17 yaş gibi daha ileri yaşlarda tek eşlilik,eş seçimi,istenmeyen sonuçlardan korunma ve korunma yöntemleri gibi konular anlatılarak kendini kontrol etme,bir ilişkiyi kontrol  etme,ilişkide korunmanın önemi ve sağlıklı kararlar alabilme becerisi kazandırma, cinsel saldırı ve istismara karşı koyma– hayır deme becerilerinin önemi açıklanmalıdır. Cinsel kimlik gelişimi üzerinde durularak,cinsel kimliğin oluşmasını etkileyen faktörler ve sağlıklı bir cinsel kimliğin gelişimi hakkında doğru yaklaşımlar konularında aydınlatıcı açıklamalar yapılmalıdır. Bu bilgilerin verilebileceği yaşlar genel bir çerçeve çizildiğinde yaklaşık olarak  12-17 yaşlar arasıdır.Sağlıklı  ve doğru olarak verilen bilgiler ile ergenin kendi cinsel kimliğini anlaması, cinsel kimliklerin yapısına uygun tutum ve davranışların farkında olması amaçlanmalıdır.
 
CİNSEL EĞİTİM NEDEN ÖNEMLİDİR?
Cinsel egitimde amaç; çocukların cinsellik konusunda olumlu ve sağlıklı bilgiler kazanmasına yönelik bakış açıları geliştirerek gelecekte sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olmalarının yöntemlerini oluşturmak olmalıdır.Sağlıklı cinsel yaşamın ve cinsel kimliğin oluşması ise bu konuda gerçek anlamda doğru bilgilere ulaşarak sağlıklarını koruyacak bilgi ve donanıma sahip olmakla mümkün olabilir.
Anne babaların cinsel eğitim konusunda çocukların hayatlarındaki en önemli eğiticiler olduğunu ve kontrollü ve doğru bilginin ancak bu şekilde verileceğini unutmadan tutumlar geliştirmek gerekiyor.
Cinsel konularda karşılaşabilecekleri sorulardan korkan ve konuyu konuşulması ve düşünülmesi yasak olan konular arasında gören anne babalar aslında çocuklarıyla aralarında kurabilecekleri sağlıklı ilişki kurma fırsatını kaçırdıklarının farkında değillerdir.Üstelik çocukların gelecekte yaşayabilecekleri bazı sapkın,tutarsız ilişkilerin,her türlü istenmeyen durumun yolunu açmaktadırlar.
Cinsel eğitimin amaçladığı ve zaman içinde bireye kazandırdığı başka bazı işlevler bulunuyor.Uluslararası Aile Planlaması Federasyonu,gençler için cinsellik konusunda sahip olmaları gereken haklarını tanımlamıştır.Buna göre:
 
*Kendin olma hakkı :
Kendi kararlarını verme, kendini ifade etme, cinsellikten zevk alma, güvenli olma, evlenmeyi ya da evlenmemeyi seçme ve aile planlamasında özgür olma durumu.
*Bilme hakkı :
Seks, cinsel yolla bulaşan hastalıklar,HIV-AIDS ,üreme ve cinsel haklar konusunda yeterli ve doğru bilgiye ulaşma durumu.
*Kendini koruma ve başkası tarafından korunma hakkı :
İstenmeyen gebelik, cinsel yolla bulaşan hastalıklar,HIV-AIDS ve cinsel istismara karşı korunma durumu.
*Sağlık hizmetlerine sahip olma -:
Sır saklayan, sağlık ihtiyaçları karşılanabilen, iyi kalitede ve saygıyla sunulan sağlık  hizmetlerine ulaşabilme durumu
*Katılma hakkı :
Gençler için planlanan programlara katılabilme, planlamalarda yer alabilme, vb.gibi çalışmalara katılma hakkı ve durumu.
 
 Sonuç olarak ilk cinsel eğitim anne babalar tarafından verilmekle beraber bu konu sadece anne baba inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli ve geniş tabanlı bir eğitimdir.Hem eğitim kurumları hem de sağlık,aile,çocuk konularında uzman diğer devlet kurumları tarafından da sahiplenilmelidir.Cinsellik konusu,toplumun yapısıyla ve gelecekteki durumuyla da yakından ilgili bir konu olduğundan öncelikle anne babaların bu eğitim konusunda bilinçlendirilmesi ve bir devlet politikası olarak ele alınması gereken bir eğitim olduğunu vurgulamakta fayda var.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Çocuğa cinselliği anlatmak
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube