Çocuk için özgüven

Çocuk için özgüven

Özgüven; kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan memnun olmak ve bunun sonucu olarak kendimiz ve çevremizle barışık olmaktır.

Özgüvenimiz düşük olduğunda  gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde, daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz. Birçok durumda, özellikle karar vermemiz, yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.

Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.

Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda ise; en iyisi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz.
Bireylerin doğuştan özgüvenli doğmadıklarını, özgüvenin geliştirilebilir bir kavram olduğunu unutmamalıyız.

Çocuğun Özgüveninin Desteklenmesinde Rol Oynayan Etkenler

Bireylerin kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri daha ilk yaşlardan, hayatlarındaki önemli insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.

Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendine özgüveni olur.

Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz.

Özgüven sadece okul yaşamında değil, kişisel ve sosyal yaşamda da önemlidir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit özgüvenden bahsetmektedirler. İç özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır.

ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENLERİNİ SAĞLAMAK İÇİN YAPILACAK ŞEYLER

1- Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.

2- Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.

Unutmayın kendine özgüven duymak kendini beğenmişlik ya da kibirlilik demek değildir. Özgüven sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik içinde hissetmektir.

3- Çocuğunuza gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.

Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin. Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.

4- Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkarmasında yardımcı olun.

Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Çocuklarınıza ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine özgüven duymalarını sağlamış olursunuz.

5- Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için önemli ve değerli olduğunu gösterin.

Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarsanız, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.

6- Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.

Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle rahatça paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar. “Söylediğin kadar da kötü değilmiş” ya da “Geçer canım merak etme” şeklinde cevap vermek yerine, onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.

7- Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.

Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Sinirlenip onlara bağırdığınızda bunu şiddet olarak değerlendirecektir. Kendisi de kızdığında bağırmanın fiziksel veya sözel şiddet uygulamanın normal olduğu düşünecek kendi ilişkilerinde de bu yolu tercih edecektir.

8- Beklentileriniz çoğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.

9- Çocuklarınıza sorumluluklar verin.

10- Ne yaparlarsa yapsınlar onlara sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.

Çocuklarınızı disipline edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın.

11- Birlikte vakit geçirin.

12- Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun.

“Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim” ya da “Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki fikrini çok beğendim” gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.

13- Çocuğunuzla ilgili problemleri onu suçlamadan ya da onun karakterini eleştirmeden tartışın.

Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu problemi çözmek için çaba sarf ederler. Onun karakterine değil, yaptığı şeye hitap ederek konuşun. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin yatağına fırlattığı için sinirlisiniz. “Sen kötü bir çocuksun!” ya da “Yapma!” yerine, “Sen oyuncaklarını attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin” diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur.

Aşağıdaki sözcükleri belki çok masumca kullanıyorsunuzdur;

Etiketlemek

Ne kadar inatçısın

Ah şimdiki nesil

Mesafe koymak

Seni dinlemiyorum

Karşılaştırmak

Ablan hiç böyle davranmazdı

Benim zamanımda

Abartma

Sen zaten- her zaman

Bütün söylediklerim bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor

Yaşla alay etmek

Bebek gibisin

Büyüdüğünü zannediyorsun ama..

Büyüklük taslamak

Senin yaşında birisi için oldukça iyi

İlk deneme için hiç fena değil

Alaycı Konuşmak

Şimdi buna çalışma mı diyorsun

Suçluluk Duygusu Aşılamak

Senin yüzünden başım ağrıdı

Ablan elinden geleni yaptı ya sen?

Kehanette Bulunmak

Böyle gidersen…

Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın

   İşte size çocuklarımıza yüksek sesle söylememiz gereken sözlerden birkaçı. Sesiniz sevgi doluysa, gülümsüyorsanız, ona sarılıyorsanız söylediklerinizin etkisi çok daha etkili olacaktır

Olumlu duyguları paylaşmak

Seninle kitap okumak çok hoşuma gidiyor,

Seninle beraberken çok mutluyum.

Takdir ettiğinizi belirtme

…… için kutlarım.

Ne kadar iyi bir dostsun.

Çaba ve başarılarının takdir edilmesi

Bütün zorluklara rağmen kaydettiğin ilerlemeye bakar mısın?

Kendinle övünebilirsin çünkü …. konusunda çok çaba gösterdin.

Onu koşulsuz kabul ettiğinizi gösterme

Bu hatayı yapman normal, şimdi nasıl düzelteceğimize bakalım.

Her zaman kusursuz olamazsın ki!

Güven duyduğunuzu belirtme

Bu konuda senin fikrin benim için çok önemli.

Bu konuda bana yardım edebilir misin?

Bu makale 31 Mayıs 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Elif Petenkaya

Psk. Dan.Elif Petenkaya, Mevlana Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde lisans eğitimini başarı ile tamamlamıştır. Lisans eğitimi boyunca birçok atölye çalışması ve workshoplara katılımının yanı sıra çeşitli alanlarda gönüllü staj yapmıştır. Selçuk Üniversitesi / Aile Danışmanlığı (480 saat) eğitimi alarak 2016 yılından itibaren özel bir danışma merkezinde birçok aileye danışmanlık hizmeti vermiş; çocuk,ergen ve yetişkinlerle bireysel terapi yapmıştır. Aynı zamanda Uğur ve Bahçeşehir Eğitim kurumlarında psikolojik danışman olarak görev almış; öğrencilere, öğrenci ailelerine ve öğretmenlere destek vermiş; çocukların ve gençlerin akademik ve sosyal/duygusal gelişimlerine yoğunlaşmıştır. Klinik Psikoloji ve Bağımlılık Danışmanlığı alanlarında çift master yapmaktadır. Bu süre zarfında Çocuk, Ergen ve Yetişkinlere ...

Etiketler
Psikoterapi
Uzm. Psk. Dan. Elif Petenkaya
Uzm. Psk. Dan. Elif Petenkaya
Tokat - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube