Boşanma süreci

Boşanma süreci

Evliliğin bittiğini düşünmek, geçmişte yaşanan iyi ve kötü anıların film şeridi gibi gözlerin önünden geçmesi kişide farklı bir duygu yaratır. Gerçekten bitmesi gerekiyor mu? Yoksa biraz daha çaba gösterilmeli mi? Kararsızlık, üzüntü, öfke, sevgi, pişmanlık, mutluluk gibi karmakarışık duygular yoğun olarak yaşanır.

Bir çok kişinin boşanma aşamasında depresyona girmesi beklenen bir sonuçtur. Belki de önceden başlayan bir depresyon bu boşanma sürecini daha da hızlandırmış olabilir. Boşanma sürecinde eşlerin alacağı psikolojik destek her şeyi daha sağlıklı bir şekilde görmelerini sağlar. Bu ilişkide eşler neredeydi, hangi nedenler bu sonuca neden oldu, şimdi iki tarafın neler yapması gerekir. Bir filmde başrolü oynayan kişinin kendisini sonradan ekrandan izlemesi gibi terapi süreci ilerler ve yeni yaşamla ilgili kararlar alınır.

Önerilen boşanma gerçekleşmeden önce bir psikolojik desteğin alınmasıdır. Bu süreci boşanma öncesi,   boşanma sırası ve boşanma sonrası olarak değerlendirmek daha doğru olur.

Boşanma öncesi; Eşle anlaşılamayan, artık bazı şeylerin eskisi gibi olmadığı hissedilen dönemdir. Evde tartışmalar artar ve paylaşımlar belirgin düzeyde azalır. En ufak bir şeyden tartışma başlayabilir.Eşlerden biri ya da ikisi artık sonlandırma kararını düşünmeye başlamıştır.Çocuklar ya da gelecek yaşamla ilgili kaygılar bu dönemde üst düzeyde yaşanır.

Boşanmaya karar verilse bile taraflar ilişkilerini karşılıklı konuşabilecek düzeyde olmalı. Aksi takdirde boşanma süreci daha da uzamakta, taraflar ve çocuklar daha fazla zarar görmektedir.

Boşanma sırası: Eşlerden biri veya diğeri tarafından verilen boşanma kararı netleşmiştir. Avukatlar karşılıklı olarak ayarlanmıştır. Bu süreçte eşlerden birisi daha kararlı ve güçlü olurken diğer eş güçsüz, çaresiz, yalnız, hüzünlü, yıkılmış, depresif, kızgın hissedebilir. Pişmanlık duyguları üst seviyede olsa da sona doğru yaklaşmak kişi için üzüntü verici olabilir. Ailenin diğer üyelerinin bu süreç hakkında bilgisi olur. Kararlara müdahale edilmemesi, görüş belirtilmemesi eşler açısından çok daha sağlıklı olacaktır. Bu durumda kişi kendi yaşamını düşünmekten çok konuşulanlar arasında kaybolup gittiğini hisseder.

Avukatlar; boşanma ile birlikte maddi paylaşım için artık devrededir. Bu süreç de uzlaşmacı bir şekilde çözümlenmeli gereksiz tartışmaların yeniden yaşanmayacağı bir ilişki içinde sonuca ulaşmalıdır. Çocuklar bu devrede kullanılmamalı ve yaşadıkları endişeler ile ilgili olarak rahatlatılmalıdır.

Boşanma sonrası: Yaşama yeni bir başlangıç yapma zamanı geliştir. Eşlerden bazıları bunu başarabilirken bazıları ise bu süreçten çok daha yorgun çıkabilir. Bu süreci kabullenememe, yaşanan pişmanlık duyguları, gelecekle ilgili yoğun kaygılar, ne yapacağını bilememe, bir türlü adım atamama gibi duygular yaşanır. Bu duygulardan uzaklaşmak kişi için zordur. Psikolojik destekle bu süreç daha kısa sürede ve daha az zararla atlatılabilir.

Eşlerin yeni yaşama uyum sağladıktan sonra aşka ve sevgiye sarsılan güven duygusunun yeniden filizlenmesine izin vermesi gerekir. Gelecekle ilgili plan yapma, yaşamdan ve ilişkilerden yeni şeyler bekleme, bunlar için çaba gösterme kişinin artık sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Boşanma sonrasında kişilerin çok yakın bir ilişki kurmaması, ortak alanlarda çok fazla birlikte bulunmaması, boşanma sonrası yeni kurulan yaşamın takip edilmemesi çok daha doğrudur.

Boşanma sonrası çocuklar: Eş rolü biten kişilerin anne baba rollerini titizlikte uygulamaya devam etmesi gerekmektedir. Özellikle de boşanma öncesinde yaşanan tartışmalara tanık olan bir çocuk söz konusu ise bir uzmanla birlikte bu süreci geçirmesini sağlamak çok daha sağlıklı olacaktır.

Boşanmanın tüm evresinde yaşanan duyguların çocuklara yansıtılmaması gerekir. Kişi eşini sevmiyor olabilir, her şey bitmiş olsa bile o kişi hala çocuğun annesi ya da babasıdır. Çocuk anne ya da babasının üzülmesini asla istemez. Anne de baba da mutlu ve her şeyin yolunda olduğunu çocuğa hissettirmelidir. Çocuk için birlikte ortak paylaşımlar yine de devam etmelidir. “Biz artık aynı evde yaşamıyor olabiliriz, ama senin annen ve baban olarak yine birlikte olacağız” mesajı yaşanarak verilmelidir. Boşanma sonrasında eşle ilgili olumsuz duygular çocuklara yansıtılmamalıdır. Eşe duyulan öfke mesajları çocukla iletilmemelidir. Bazı çocuklar boşanma sonrasında anne – babalarına onlar üzülmesinler diye duygularını ifade etmekten kaçınarak her şey yolundaymış gibi davranabilir. Burada dikkatli olmak gerekir. Bastırılan bu duygular farklı semptomlarla birden ortaya çıkabilir ( alt kaçırmaları, kekemelik, tırnak yeme gibi )

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Eda Gökduman

Klinik Psikolog Eda Gökduman, 2001 yılında On Dokuz Mayıs Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olmuştur. Gelişim Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini başarı ile bitirmiştir.   Çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi  ile ilgilenmektedir.  İlişki ve evlilik danışmanlığı hizmetleri vermektedir.  İlk klinik çalışmalarını Uzman Psikiyatrist Dr. Orhan Aykanat ile yürütmüştür.  Uzun yıllar, yetişkin psikiyatristleri, çocuk psikiyatristleri, çocuk doktorları ve kadın doğum uzmanları ile ortak klinik çalışmalarda bulunmuştur.  Turkcell Global Bilgi, Arkas Holding, Hürriyet Gazetesi, Hugo Boss, Lcw, Bosch, İlbak Holding, Ergo Sigorta, Doğuş Holding, Eczacıbaşı, Milupa, Digitürk, Temsa, Alman Hastanesi, Türk Telekom, Unicef, Photoworld/ Canon, Mikado  birlikte çalıştığı kurumsal firmalardan bazılarıdır. 2009 yılı ...

Etiketler
Boşanma süreci
Klinik Psikolog  Eda Gökduman
Klinik Psikolog Eda Gökduman
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube