Bir şeylerin bizi rahatsız etmesine izin verdiğimizde, benzer diğer şeylerin de bizi rahatsız etmesine kapı açmış oluruz.
Rahatsız edici durumlara duygusal tepkiler veririz. Duygusal tepki, bir olay, durum veya kişi karşısında verdiğimiz anlık yanıtları ifade eder. Bu tepkiler, o andaki duygusal durumumuzu ve algımızı yansıtır. Duygusal tepkiler, olumlu ya da olumsuz olabilir ve genellikle otomatik olarak ortaya çıkar.
Bu rahatsızlık hissi ile tekrarlanan bir döngü içerisine girmemek için ne yapacağız?
1. Durumu Tespit Edin ve Sınır Koyun:
Bizi rahatsız eden durumları tespit edeceğiz ve sınır koyacağız. İlk adım “DUR” pankartı açmak. Örneğin, iş yerinde bir iş arkadaşınız sürekli size fazla iş yüklüyorsa, "Bu kadar fazla iş yükünü alamam" diyerek sınırınızı belirleyin.
2. Farkındalık Geliştirin:
İkinci adım, sizi zorlayan bu durumların karşısında nasıl bir farkındalık geliştireceğinizdir. Bu duyguları kabullenip geçici olduklarını anladığınızda, bu duyguların tehdit boyutu azalır. Duygu yönetim paneli sizdedir; yani kontrol sizindir. Derin nefes alma, meditasyon ve mindfulness gibi tekniklerle farkındalığınızı artırabilirsiniz.
3. İçsel Değişim ve Düşünce Kalıplarınızı Yeniden Çerçeveleyin:
Üçüncü ve en radikali, içsel olarak gerçekleşecek olan adımdır. Değişeceğiz. "Neden öyle düşündük?", "Neden böyle bir düşünce kalıbına sahibiz?", "Bu düşünce kalıbını yapıcı hangi düşünceler ile değiştirebiliriz?" konuları üzerinde çalışacağız. Güvendiğiniz bir yakınınız ya da bir profesyonel ile yazarak da çalışabilirsiniz. Örneğin, sürekli eleştirilmekten korkuyorsanız, bunun kökenine inerek ve eleştiriyi yapıcı bir geri bildirim olarak görmeye çalışarak bu düşünce kalıbını değiştirebilirsiniz.
Bu adımlar, rahatsızlık veren durumlarla başa çıkmanıza ve duygusal sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır. Dönüşüm, değişim ve gelişim süreçleri zaman alabilir, ancak bu süreçlerde attığınız her adımda, daha sağlıklı ve dengeli bir yaşamın yolları berraklaşır.