Doktorsitesi.com

Bebeğimin büyümesini izlerken!

Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış
Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış
6 Eylül 2011493 görüntülenme
Randevu Al
Bebeğimin büyümesini izlerken!

Bebeğimin Büyümesini İzlerken...
 
            Bebeğim Bora 15 gün sonra 6 aylık olacak. Zaman nasıl da akıp geçiyor; günler, haftalar sanki birbirini kovalıyor. Bu hızlı temponun içinde bebeğimin büyümesini izlemek inanılmaz bir şey. İnsanın gözünün önünde her gün değişen bir varlık. Tarifi imkansız bir mutluluk bu. Sanki her gün birbirinin aynı gibi hissettiğim günler oluyor. Hayat bazen çok monotonmuş gibi geliyor. Sıkılıyorum, hayatımda değişiklikler arıyorum. Ama aslında düşününce hiçbir gün birbirinin aynı değil. Hava her gün farklı. Yüzüm her gün farklı. Doğa her gün değişiyor. Bebeğim her gün biraz daha fazla büyüyor. Hayatın içindeki bu farklılıkları görmek yani yaşamı “öylesine” değil de tadına vararak yaşamak elimde. Yemeği tadına vararak yavaş yavaş yemek, havanın kokusunu duyarak yavaş nefes alıp vermek yani herşeyi duyarak hissedere yapmak. Böyle yapınca hayat daha da güzelleşiyor.
            Bebeğim artık emekleme denemeleri yapıyor. Oyuncaklara uzanıyor. Sesler çıkartıyor. Her yaptığı yeni şey ona inanılmaz keyif veriyor. Birşeyler başardığını hissediyor. Bana anne olarak düşen onu teşvik etmek. Her yapamaya çalıştığı şeye atlamamak, onun yerine hiçbir şey yapmamak. Onun zorlanmasına izin vermek. Çünkü herşeyi biz anneler yapınca çocuk ileride bağımlı bir hale dönüşüyor. Kendi tek başına birşey yapamaz hale geliyor.
            Oğlum büyük bir hızla büyüyor. Bu anların hepsinin tadını çıkarmak istiyorum. Ben süper dışa dönük insan, gezmeyi, gece çıkmalarına bayılan insan evde oturup bebek büyütüyorum. Kendime, nasıl değiştiğime ben de inanamıyorum aslında. Yeni hobim ve zevkim bebeğimi büyütmek. Onun bana bakıp gülümsemesi, akşam ben eve gelince sevincini göstermesi bana her türlü sıkıntıyı unutturuyor. Hele bir de yemek yemesi var ki; o yedikçe sanki ben doyuyorum. O ağzını açtıkça benim de ağzım açılıyor. Ne ilginç bir şeydir bu. Herhalde içinde 9 ay boyunca büyüyen o varlıkla bir bağ oluşuyor aranda. Ondan anneler çocuklarının başına birşey geldiğinde hissederler, çocuklarının çektiği acıyı belki onlardan daha yoğun hissederler. Hep derlerdi “anaların hakkı ödenmez” diye. Ödeme konusundan ziyade bence varlıklarıyla, gülücükleriyle herşeyi ödüyor onlar. Daha büyük bir mutluluk düşünemiyorum ben.
            Oğluma birinci görevim kendimin mutlu ve iyi olması. Çünkü ben kendimi kötü ve mutsuz hissedince o bağ dolayısıyla bu negatif enerji çocuğuma da geçiyor. Bunu çok iyi biliyorum. Ayrıca çocuğun tüm temel ihtiyaçlarını karşılayıp onu doyuran, yediren, giydiren bir annenin ne kadar soğuk olabileceğini de biliyorum. Bütün gün çalışmak zorunda olan ama eve geldiğinde o kısıtlı 1.5 - 2 saatlik süre içinde çocuğuna tüm sıcaklığını veren anneleri de biliyorum. Bebeğim benimle ilgili herşeyi hissediyor bunu çok iyi biliyorum. Geçen gün birşeyden ötürü kendimi çok gergin ve öfkeli hissedyordum. O gün 5.5 aylık oğlum sanki kendisi bir şey yapmış gibi sessiz sessiz durdu. O küçücük varlıklar biliyorum ki içlerinde çok büyük kararlar alıyorlar. O kararlar da her zaman olumlu ve iyi kararlar olmuyor. Ve bu kararlara göre de hayatları şekilleniyor. Onun için anne baba olarak ne kadar dikkatli olmam gerektiğini biliyorum. Ama obsesifleşmeye de hiç gerek yok. Ben evde ne kadar huzurlu bir ortam yaratırsam, eşimle ne kadar olumlu bir ilişkim olursa bebeğim de o kadar iyi olacak. Yani herşeyin en iyisini ona yapmaya çalışmak değil, kendime ilk önce iyi bakmam gerekiyor. “Karı-koca enerjisi daha sonra da “ben enerjisi”nin pozitifliği benim bebeğimi büyütecek. Hem de çok güzel büyütecek.. Canım oğlum seni çok seviyorum...

Etiketler

BebekBebek gelişimiBebek büyütmekBebeğin büyümesi

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış

Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış

Uzm. Psikolog Manolya Özek Tatış 1980 İzmir doğumludur. İzmir Amerikan Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünü kazanmış, son senesini Amsterdam School of Business’ta exchange öğrenci olarak tamamlamıştır. Avrupa ülkelerinin çoğunu gezdiği bu deneyimin ardından özel sektörde satış pazarlama alanında çalışmış, kurumsal hayatın kendisine göre olmadığını anlayınca kendi işini kurmaya karar vermiştir. 26 yaşında Pozitif Manevra Psikolojik Danışmanlık & Koçluk Merkezi’nin kurucularından olan Tatış, önce koçluk eğitimi alıp öğrenciler, aileler ve okullarla çalışmaya başlamıştır. Çocuklarla çalışırken Play Attention Dikkat eğitim programını ve 5-17 yaş aralığındaki çocuklara uygulanabilen bir bilişsel beceri değerlendirme sistemi olan CAS (Cognitive Assesment System) testini kullanmıştır. Ardından psikoterapist olarak ilerlemeye karar verince Dokuz Eylül Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde yüksek lisansını tamamlamış, uzun yıllar Transaksiyonel Analiz kuramı üzerine eğitim almış, daha sonra da Transaksiyonel Analiz kuramından yeni bir kuram yaratan Richard Erskine’den Integratif Psikoterapi (IP)eğitimi almıştır. Uluslararası sertifikalı IP Psikoterapistidir. Bu eğitim esnasında bedenle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu fark edince nefes, beden ve meditasyonu birleştiren yoga alanında da uzmanlaşmaya karar vermiş ve Zeynep Aksoy’dan Yoga Alliance onaylı Yoga eğitmenliği eğitimi almıştır. 2017 senesinde Pozitif Manevra’dan ayrılan Tatış, çocuk ve yetişkin psikoterapisinin yanı sıra PsikoYoga adını verdiği psikolojiyle yogayı birleştirdiği yoga grup dersleri ve Wellbeing eğitimlerine devam etmektedir. Dünyanın her yerinden danışanlarına online hizmet veren Tatış, hem Türkçe hem İngilizce psikoterapi hizmeti vermektedir. Evli ve bir erkek çocuk annesidir.        

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır