Bağlılık, bebek ile anne baba arasında genellikle gebelik döneminde başlayıp doğumdan sonra da devam eden çok güçlü duygusal ilişkidir. Ama bütün bu heyecan ve bekleyiş sonunda bebeklerini ellerine aldıklarında bazı anne babalar bebekle aralarında bağ oluşturmakta zorlanırlar. Geçmişte araştırmacılar şöyle düşünüyorlardı: Yeni doğan bebekle vakit geçirmek onunla ‘bağ kurmak’ demektir. Oysa bu bağın doğumda başladığını gösteren bir kanıt maalesef yok. Şimdi biliyoruz ki bebek ile anne baba arasındaki bağ oldukça karmaşıktır ve bu yüzden bu ilişkinin kurulmasında ve gelişmesinde zamana gereksinme olmasının birçok nedeni vardır.
Maalesef ki anne babaların bebeklerini karşı konulmaz bir sevgiyle bağlayacak sihirli bir formül yoktur. Doğum travması, sağlık problemleri, destek yokluğu, uykusuzluk, depresyon ve diğer bazı güçlükler bağ kurma sürecini etkileyebilir. Bazı anne babaların bebekle bağ kurmayı neden zor bulduklarını uzmanların anlaması çok önemlidir. Ancak böylelikle ihtiyaç duyulan güven ve destek en gerekli olduğu zamanda sağlanabilecektir.
Doğum sonrası bakım
Doğum sonrası dönem, anne ve bebeğin sağlığı açısından kritik bir dönemdir. Çoğu kültürde doğum sonrası özel bakım iki haftadan altı haftaya kadar sürer. Annenin bakımı diğer kadınlar, arkadaşları ve akrabaları tarafından ortaklaşa yapılır. Bu, bebek bakımının sorumluluğunun sadece anne üzerine kalmasını önler ve işine başladıktan sonra tekrar kolayca yakalanamayacak olan bebeği daha yakından tanıma deneyimini yaşamasına yol açar. Bazı durumlarda büyükannenin doğum sonrası birkaç hafta kalması ev işlerine, yemeğe, çocuk bakımına yardımcı olması alışılmadık bir durum değildir. Eğer uzun süreli bakım mümkün değilse, babaların daha fazla sorumluluk almaları beklenir. Bu, bebek ile anne baba arasındaki kurulması beklenen yakınlık ve ilişkiyi artıracaktır. Olması gereken budur. Komplikasyonları olmasa bile doğum olayı neredeyse maraton koşmak gibidir. Ama anne babalar en iyi koşullarda bile öylesine hızlı yaşıyorlar ki bebeğe zaman ayırmak çok güç olabiliyor.
Bağlanma
Bağlılık, çeşitli şekillerde ve çok değişik zamanlarda gerçekleşebilir. Birçok anne baba bebeklerini daha ilk tebessümü gördükleri an çok severler. Bazıları için ise güçlü sevgi bebeklerinin mutlu ve güvenli olmasını sağlayacak olanı bulduklarında gelişir. Bazı anne babalar uyku düzeni sağlandıktan sonra bebeklerine yakınlık duyarlar. Bazen, bebek uysal, şirin ve hareketli olduğunda derin sevgi ve duygular gelişir. Duygusal bağın da diğer herhangi bir ilişki gibi oluşumu ve gelişimi zaman alır.
Araştırma gösteriyor ki doğumdan hemen sonra bebeğinden ayrılan anneler veya çok sonra bebeği evlat edinenler bile çok yakın ve sıcak ilişkiler geliştirebiliyorlar.
İlişki oluşturma kapasitesi ve arzusu, beynin ilk çocuklukta hızla gelişen özel kısımlarının organizasyon ve fonksiyonlarıyla ilgilidir. Çocuklukta beynin sağ yarıküresinde duygusal, davranışsal, sosyal ve psikolojik fonksiyonlardan sorumlu sinirsel sistem oluşur. Sol tarafta ise 3 yaşına kadar sosyal ve duygusal zeka gelişir. En kritik dönem hayatın ilk yılıdır. Bu da bebek ile ona ilk bakımı yapan arasında gelişen olumlu karşılıklı ilişkiye bağlıdır.
Araştırmalar gösteriyor ki 6 ve 9 ay arası dönemde bebekler ihtiyaçları karşısında hassas, rahatlık sağlayan, işe yarar insanlarla daha sağlam bağlar kuruyorlar. Bebekle geçirilen kaliteli zaman, yüz yüze etkileşim, yakın fiziksel temas ve koku, ses, tat ve dokunma gibi duyusal deneyimler bağlanma açısından çok önemli faktörlerdir. Bağlılığı yaratacak olan en önemli faktör fiziksel temas ve dokunmadır ki bu da beyindeki sinirsel fonksiyonları ve hareketleri etkiler. İlişki kurmakta geç kalmanın yan etkileri mutlaka görülmese de, sürekli olarak yakın fiziksel temas ve dokunmadan mahrum kalan bebekler gelecekte doğru ilişkiler kurmakta zorlanabiliyorlar.
İkincil bağlanma
Doğumdan sonra anne baba işlerine döndüklerinde günlük bakım, bebeğin sağlıklı duygusal gelişiminde çok büyük rol oynar. Psikanalist John Bowlby’ye göre sağlam bağlar kurulmuş 6 aylık ve daha büyük bebekler eğer daimi, sıcak ve duyarlı bir ikincil kişiyle de güvenli bir bağ oluşturmuşlarsa kısa süreli ayrılıklardan genellikle etkilenmezler. Araştırmacılar ayrıcı ikincil bir bağ oluşturma şansını bulamamış bebeklerde yüksek kortisole rastlamışlardır. Eğer beyin tepkisel olarak yüksek düzeyde stres üretiyorsa bu, gelecekte duygu ve davranış kontrolü kabiliyetini etkiyebilecek demektir.
Anne baba olmak
Bebek sahibi olmak hayatı değiştirecek bir olaydır ama birçok anne baba için anne babalığa geçiş çok kolay olmaz. Birçok kadın kendisini henüz bebeğe nasıl bakması gerektiğini çok az bildiği veya hiç bilmediği halde aile, arkadaş, akraba desteğinden yoksun bulur. Bu kadınların bazıları erken doğum, zor doğum yapmış hatta önemli bir operasyon olan sezaryen geçirmiş olabilir. Yeni araştırmalara göre yüzde 2 ila 5 arasında değişen oranlarda kadın, yetersiz iyileşme nedeniyle doğum sonrası stres bozukluğu yaşamaktadır.
Bu durum ilk yakınlık ve bağlanmaya zarar veriyor. Çoğu kadın da yardım istemenin zayıflık anlamına geldiğini düşünüyor; bazıları buna ihtiyaçları olduğunu anlamıyorlar.
Bu yeni duruma hazırlıksız yakalanan babalar da bu sorumluluk altında ezilebilir ve desteğe ihtiyaç duyabilirler.
Bağ oluşturma bebeğin önemli sağlık sorunları ve özel gereksinimleri varsa ertelenebilir. Uykusuzluk, yalnızlık, depresyon gibi diğer sorunlar birçok anne baba arasında paylaşılır. Sorunları sempatik ve eleştirel olmayan biri ile paylaşmak çok rahatlatıcı olabilir.