Bağımlılığın psikolojisi : ‘’istersem bırakırım’’

Bağımlılık, zararlı fiziksel ve psikolojik etkilerine rağmen yaygın olarak kullanılan bir rahatsızlıktır. Maddeye karşı tolerans ve yoksunluk gelişimi, duygusal bozukluklara yol açarak bireyin hayatını olumsuz etkiler. Bağımlılık, genetik, nörogelişimsel ve sosyokültürel faktörlerin etkileşimiyle şekillenen kronik bir hastalık olarak tanımlanabilir. Birey, bağımlı olduğu objeye veya davranışa karşı konulamaz bir istek duyarken, bu süreç psikolojik ve biyolojik düzeyde karmaşık etkileşimlere sahiptir (Özdengül vd., 2021).

Bağımlılığın psikolojisi : ‘’istersem bırakırım’’

Bağımlılık, zararlı fiziksel ve psikolojik etkilerine rağmen yaygın olarak kullanılan bir rahatsızlıktır. Maddeye karşı tolerans ve yoksunluk gelişimi, duygusal bozukluklara yol açarak bireyin hayatını olumsuz etkiler. Bağımlılık, genetik, nörogelişimsel ve sosyokültürel faktörlerin etkileşimiyle şekillenen kronik bir hastalık olarak tanımlanabilir. Birey, bağımlı olduğu objeye veya davranışa karşı konulamaz bir istek duyarken, bu süreç psikolojik ve biyolojik düzeyde karmaşık etkileşimlere sahiptir (Özdengül vd., 2021).

Bağımlılığın psikolojisi, büyük ölçüde ödül ve ceza süreçleriyle bağlantılıdır. Beyindeki dopamin gibi nörotransmitterlerin salgılanması, bireye haz ve tatmin duygusu verir, bu da kişinin bu hazzı tekrar deneyimleme isteği uyandırır. (Kaya vd., 2019). Dopaminin etkisiyle birleşen psikolojik faktörler, bağımlılığın gelişiminde belirleyici bir rol oynar. Genetik yatkınlık, çevresel etmenler, stres, travma ve düşük benlik saygısı gibi unsurlar, bağımlılığa yol açabilecek psikolojik faktörler arasında yer alır. Bu etmenler, kişinin yaşamında duygusal zorlukları artırır, sosyal ve iş hayatında ciddi sorunlara yol açabilir; iş performansını düşürebilir ve ilişkilerde gerilimler oluşturabilir. Bağımlı bireyler, genellikle sağlıklı düşünme süreçlerinden sapar ve ödül arayışı doğrultusunda kararlar alırlar. Depresyon, anksiyete ve huzursuzluk gibi duygusal problemler, bağımlılığı daha da artırabilir. Bu duygusal zorluklar, bağımlı kişileri, boşluklarını doldurmak için maddeye ya da bağımlılığa yol açan davranışlara yönlendirebilir. Ancak, bu bireylerin bir kısmı, bağımlılıklarından kurtulabileceklerine dair yanlış bir inanç geliştirerek, “İstersem bırakırım” şeklinde bir düşünceye sahip olabilirler. Bu düşünce, genellikle bağımlılığın psikolojik ve biyolojik etkilerini göz ardı eden yanıltıcı bir savunma mekanizmasıdır.

Bağımlılık türleri, her biri farklı psikolojik etkilerle ilişkilidir. Madde bağımlılığı, alkol, uyuşturucu veya tütün gibi maddelere olan bağımlılığı ifade ederken, psikolojik bağımlılık ise davranışsal bağımlılıklar (örneğin, alışveriş, internet, kumar, kişiler) gibi durumları kapsar. (Bektaş, 2018) Her iki tür de beyindeki ödül ve zevk merkezlerini etkileyerek kişiyi, bu davranışları tekrar etmeye zorlar. Psikolojik bağımlılıklar genellikle stres, duygusal boşluk veya kişisel tatminsizlik gibi içsel çatışmalarla ilişkilidir. Bu durumda, kişi bu boşluğu dışsal bir uyaranla doldurmaya çalışır. Bununla birlikte, bağımlılıkla başa çıkmaya çalışan bireyler sıklıkla "İstersem bırakırım" gibi bir düşünceyle karşılaşırlar. Bu yaklaşım, bağımlılığı sadece irade sorunu olarak görmekle sınırlıdır ve çoğu zaman kişinin bu sorunun derinliğini anlamasına engel olur. Oysa bağımlılık, karmaşık ve derin bir rahatsızlık olup, yalnızca irade gücüyle ya da basit bir karar vererek çözülemeyecek kadar güçlüdür. Beyindeki ödül sistemleri, kimyasal bağımlılıklar ve psikolojik faktörler, bu süreci daha da karmaşık hale getirir.

Bağımlılık tedavisi, genellikle uzun ve zorlu bir süreçtir. Birçok kişi, bağımlılığını aşabileceğini düşünse de "İstediğim zaman bırakırım" gibi bir düşünceye sahip olabilir. Bu düşünce, genellikle bağımlılığın ciddiyetini ve tedavi gerekliliğini reddeden bir zihinsel savunma mekanizmasıdır. Bağımlılığın psikolojik ve fizyolojik etkileri, kişinin bağımlı olduğu maddeyi bırakma konusunda ne kadar zorlanacağına dair güçlü bir gösterge olabilir. "İstediğim zaman bırakırım" yaklaşımı, kişiyi tedaviye başlama konusunda tereddüde düşürür ve iyileşme sürecinin başlatılmasını engelleyebilir. Oysa bağımlılık, kişinin kontrolünü kaybettiği, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkileşimiyle gelişen bir hastalıktır. Tedavi süreci, profesyonel destek, terapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi ile yönetilir. Başarılı bir tedavi için, bireyin bağımlılığını kabul etmesi ve bu sürece tamamen katılması gerekmektedir. Bağımlılıkla mücadelede bilişsel davranışçı terapi (BDT), motivasyonel görüşme ve grup terapisi gibi yöntemler, kişilerin bu sürece daha etkili bir şekilde katılmasına yardımcı olabilir (Başabak, 2022). Ayrıca, ilaç tedavisi, bazı durumlarda bağımlılık tedavisini destekleyerek iyileşme sürecini hızlandırabilir.

Bağımlılık, sadece bir madde ya da davranışa duyulan istekten ibaret değildir. “İstersem bırakırım” gibi düşünceler, bu derinliği görmezden gelerek bağımlılığın sadece irade meselesi olduğunu savunur; oysa ki, bağımlılık sadece güçlü bir irade ile çözülemeyecek kadar güçlüdür. Aslında, bağımlılık, genetik miras ve çevresel rüzgarların şekillendirdiği, içsel güvensizlikle pekişen bir savaştır. Beyindeki ödül sistemi, kimyasal bağımlılıklar ve duygusal boşluklar, bu süreci karmaşık hale getirir. Bağımlılıkla mücadele, yalnızca irade gücüyle değil, doğru tedavi, destekleyici bir çevre ve kişisel farkındalıkla mümkündür. Kişi, duygusal boşlukları anlamalı, sağlıklı baş etme stratejileri geliştirmelidir. Bağımlılık, bir irade meselesi olmanın çok ötesindedir ve doğru adımlarla, profesyonel yardım ve içsel güçle üstesinden gelinebilir.

Öğrenci Psk. Yağmur Artar                        Uzm. Klinik Psk. Damla Kankaya Sünteroğlu

 

 

REFERANSLAR:

  • Karakuş, B. N., Özdengül, F., SOLAK GÖRMÜŞ, Z. I., & ŞEN, A. (n.d.). Bağımlılık Fizyopatolojisine Genel Bakış overview of ... https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1864159
  • Kaya, E., Akpınar, D., & Akpınar, H. (2019). Bağımlılığın patofizyolojisi. Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Tıp Dergisi, 6(3), 166-170.
  • BAŞABAK BHAIS, A. Z. (n.d.). Bağimlilikta Psi̇koterapi̇ni̇n kullanimi. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3571829
  • Bektaş, M. (n.d.). (PDF) Davranışsal Bağımlılık: Tanımı, Türleri Ve Sınıflandırılması. https://www.researchgate.net/publication/330162054_Davranissal_Bagimlilik_Tanimi_Turleri_ve_Siniflandirilmasi

Bu makale 21 Şubat 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya

Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doğmuştur. Lisans öncesi eğitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından başlamış olduğu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur Öğrencisi" olarak mezun olmuş ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eğitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiştir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Klübün'nde asil üye olarak  aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eğitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliştirmeyi hedeflemiştir. Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamış ve "Klinik Psikolog" olarak  yüksek lisans derecesini tamam ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
whatsapp
linkedin
instagram
facebook
Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube