Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, insan sağlığının en büyük tehditleri statüsüne koyulabilir. Sadece kullananı değil, kullanan bireyin, şahsi ve sosyal çevresinin de en büyük tehditlerinden biridir. Bu yüzden alkol ve madde kullanımı yasalarda yer bulmuştur.
Alkol, uyuşturucu ve ya uçucu maddelerin kullanımı, tarih boyunca kutsal içerikli kurallarla ve yasal zorunluluklarla engellenmeye çalışılmaktadır; fakat bu yasalar zamana ve coğrafyaya göre nadiren de olsa farklılık göstermektedir (Demirel & Balcıoğlu, 2015).
Çöpoğlu ve ark. (2014)’nın yapmış olduğu bir çalışmada suç işlemiş olan bireylerde, işlemeyenlere göre erkek cinsiyeti ve madde kullanımı anlamlı olarak yüksek, eğitim düzeyi ise anlamlı olarak düşük tespit edilmiştir. Madde kullanımı ve bağımlılığın değerlendirildiği vakaların %99’u ceza ve sorumluluğun belirlenmesi amacıyla değerlendirilen olguların %87.7’sini erkeklerin oluşturduğu bir örneklem grubu ile yapılan bu çalışmanın sonucunda madde kullanım ve bağımlılığı konusunda erkeklerin sayısının daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Yine aynı çalışmada olgulardaki madde kullanımının dağılımı;
- %57.1 à Esrar
- %14.6 à Eroin
- %13.1 à Çoklu madde
- %0.5 à İlaç
olarak tespit edilmiştir (Çöpoğlu ve ark., 2014).
Alkol ve Madde Bağımlılığı
Alkol ve madde bağımlılığı psikolojik faktörleri barındıran bir beyin hastalığıdır. Halk tarafından her ne kadar cesaretlendirici ve uyarıcı olduğu düşünülse de etkili bir merkezi sinir sistemi depresanıdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri göz önünde bulundurulduğunda 76.3 milyon kişi alkol bağımlısı; 15.3 milyon kişi ise madde bağımlısıdır (Tosun, Çetin & Konuk, 2011).
Alkol ve madde bağımlılığı DSM-5’te “Madde ile ilişkili bozukluklar” başlığı altında toparlanmıştır. Madde ile ilişkili bozukluklar işin tam olarak 10 farklı madde kümesi oluşturulmuştur. Madde kümeleri şu şekilde belirlenmiştir:
- Alkol
- Kafein
- Kenevir (Kannabis)
- Varsandıranlar (Hallüsinojenler)/(Fensikidin [ya da benzer etkili arilsikloheksilaminler] ve diğer varsandıranlar için ayrı kategoriler)
- Uçucular (İnhalanlar)
- Opiyatlar
- Dinginleştirici, uyku verici ve kaygı gidericiler (sedatif, hipnotik ve anksiyolitikler)
- Uyarıcılar (amfetamin türü maddeler, kokain ve diğer uyarıcılar)
- Tütün
- Diğer (ya da bilinmeyen) maddeler (DSM-5).
Madde ile ilişkili bozukluklar ikiye ayrılır. Bunlardan biri madde kullanım bozukluğu; diğeri ise maddenin yol açtığı bozukluklardır. Maddenin yol açtığı bozukluklar ise şöyle sıralanabilir:
- Psikotik bozukluklar
- Duygudurum (bipolar ve ya depresif) bozuklukları
- Kaygı bozuklukları
- Obsesif kompulsif ve ilişkili bozukluklar
- Uyku-uyanıklık bozuklukları
- Cinsel işlev bozuklukları
- Deliryum
- Majör veya Hafif Nörobilişsel bozukluklar.
Madde kullanım bozukluğu olan bireyler, kullandıkları maddeyi hayatlarının farklı yerlerinde işlevselliklerini etkileyecek ve problemlere yol açacak düzeyde tüketirler. Bu etkilenen alanlar arasında kişisel ve kişiler arası yaşam, iş, kontrol, sağlık-güvenlik ve fizyolojik sonuçlar bulunmaktadır (Morrison, 2017).
Madde kullanımını bağımlılık düzeyinde kabul edebilmek için, kullanıcıların yaşaması gereken üç dönem vardır. Bunlar; madde intoksikasyonu, madde yoksunluğu ve tolerans olarak belirtilmektedir (Köroğlu, 2016).
Türk Ceza Kanunu (TCK)’na Göre Alkol ve Madde Bağımlılığında Ceza Sorumluluğu
Alkol ve madde bağımlılığının ceza sorumluluğu, ceza hukukunun bir konusudur. Kullanım açısından ceza hukuku iki farklı şekilde yorumlar. Bunlardan biri madde kullanımının bırakılmasının ardından yoksunluk belirtilerinin oluştuğu iptila (tutkunluk) ve maddenin bırakılmasının ardından yoksunluk belirtilerinin görülmediği itiyat (alışkanlık) durumlarıdır. Maddeyi bıraktıktan sonraki durumda itiyat belirtisi gösteren bireylerde cezayı sorumluluk, iptila durumunu gösteren bireye göre daha fazla değerlendirilir. İptila durumu gözlemlenen bireyler bağımlılık düzeyinde oldukları için, mahkeme karşısında da ruhsal hastalık sahibi kimseler olarak kabul edilmektedir (Demirel & Balcıoğlu, 2015).
Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişiler ile ilgili suç yaptırımı ve süreci şu şekilde açıklamıştır:
- Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK md. 191/1).
- Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171’inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır (TCK md. 191/2).
- Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en gazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir (TCK md. 191/3).
- Kişinin, erteleme süresi zarfında
- Kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmemesi,
- Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
halinde, hakkında kamu davası açılır(TCK md. 191/4).
- Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.(TCK md. 191/5).
İptila derecesinin değerlendirilmesi hususunda ise adli psikiyatrik yaklaşım devreye girmektedir. Adli vakalarda en sık karşılaşılan durumlardan biri iptila derecesini saptamaktır. TCK’nın 34/1, 34/2 ve 57. maddeleri “alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma” durumu iradi olup olmama üzerinden farklılaşan cezaları öngörmekte olup bu noktada adli psikiyatrik açıdan iptila derecesinin tayinini gerekli hale getirmektedir (Çetin & Konuk, 2011). Bu maddeler şu şekilde belirtilmektedir:
- Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez (TCK md. 34/1).
- İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz (TCK md. 34/2).
- Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınması karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir (TCK md. 57).
SONUÇ
Ülkemizde Avrupa Birliği kriterleri referans alınarak Türk Ceza Kanunu aracılığı ile alkol ve madde bağımlılığı üzerine caydırıcı kurallar koyulmuştur. Bu kurallardaki ceza sorumluluğu bireyin suç işlerken bulunduğu duruma ve ceza-i sorumluluğunun ona geri dönüşünün nasıl olacağının farkında olması ile değişkenlik göstermektedir. Bu yüzden iptila ve itiyat kararlarında uzmanların objektif bir şekilde, profesyonel bir bakış açısıyla, dikkatlice raporlama yapılmalıdır.
KAYNAKÇA
Çöpoğlu, Ü.S.; Bülbül, F.; Kokaçya, M.H.; Alıcı, D.; Taştan, M.F.; Ünal, A.; Alpak, G. & Savaş, H.A. (2014), Adli psikiyatri polikliniğinde değerlendirilen olguların psikiyatrik tanıları, madde kullanım durumları, sosyodemografik ve klinik özellikleri, New/Yeni Symposium Journal, 52(1):1-6.
Demirel, Ö.F. & Balcıoğlu, İ. (2015), Alkol ve madde bağımlılığında ceza sorumluluğu ve fiil ehliyeti, New/Yeni Symposium Journal, 53(1): 27-33.,
Tosun, M.; Çetin, A. & Konuk, N. (2011), Alkol ve madde bağımlılığının adli psikiyatrik yönleri, Türkiye Klinikleri Dergisi, 4(1): 81-90.
Türk Ceza Kanunu, http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf, Erişim tarihi: 26.05.2019, 02:18.