Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, içgüdüsel davranışlara en yakın örüntü annelik davranışlarıdır. Bebek anne rahimin de ilk oluştuğunda anne de oksitosin hormon salgılanması artar ve annelik duygusu da başlamış olur. Ancak annelik duygusu kendiliğinden oluşan, içgüdüsel ve hormonal bir durum olsa da , yinede ebeveyn olmak çok farklıdır ve anneye lohusalıktan itibaren destek ve yardım gerekebilir.
Peki babalık için içgüdüsel bir temel var mı, yok mu ?
Babalık içgüdüsel davranışlara örnek verilemez. Yani babalık, annelik gibi kendiliğinden ortaya çıkan doğal bir durum değildir.. Babalık , daha çok öğrenilen bir davranıştır.. Kişi kendi babasını örnek alarak bir babalık tutumu geliştirebilir. Daha sonrada bebeği ile ilk karşılaştığında, ilk dokunduğunda ve ilk bebeği ile göz göze geldiğinde, sevgi hormonu denilen oksitosin hormonu salgılanır. Bu hormon babalık duygularını harekete geçirir. Bu aşama dan sonra lohusa annenin olduğu kadar babanın da yardım ve desteğe ihtiyacı vardır.
Çocuğun sağlıklı bir kişilik oluşturmasında baba da anne kadar önemlidir.Baba erkek çocuk için farklı, kız çocuk için farklı anlamlar ifade etmektedir. Erkek çocuk için özgüven ifade eder ve gelecekteki babalık tutumlarına örnek oluşturur. Ayrıca erkek çocuk baba ile bir özdeşim kurarak ileri yaşantısında bir çok konuda babayı model alır. Kız çocuk için ise baba, ilk iletişim kurduğu karşı cins olma özelliğini taşır. Baba ile kurulan duygusal ilişki, kız çocuğunun ileride karşı cinsle kuracağı ilişkilerde belirleyici rol oynar. Dolayısıyla bu aşamada babaların kızları ile kurduğu ilişkilerin tutarlı ve sağlıklı ilişkiler olmasına özellikle özen göstermesi gerekir.
Freud ebeveynlik için, gerçekleştirmesi çok zor olan 3 meslekten biridir diye ifade etmiştir.. Ebeveynlikte her meslek yetkinliği gibi bilgi, beceri ve tutumların birleşiminden oluşmaktadır. Dolayısıyla yalnızca kitaplardan ve internetten öğrenilemez. Kişinin kendi yaşantıları , gözlemleri ve deneyimleri de oldukça önemlidir.
Kendilerini hayatları üzerinde etkili, bilgili, yetkin ve yeterli becerilere sahip olduğuna inanan ebeveynlerin çocuklarının, yaşamlarında daha uyumlu oldukları ve davranış problemleri, çatışmalar fazla yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Ebeveynlik konusunda kendini bilgili, yeterli ve etkili hissetmeyen anneler kendilerini ebeveyn olarak başarısız görürler.. Bu ebeveynler, çocukları ile olan ilişkilerinde soğuk, duygusuz ve ilgisizdir davranırlar. Çocuklarına karşı kabul davranışı göstermede yetersiz kalırlar.
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, Ebeveyn Eğitim Programı, eğitim programına katılan annelerin ebeveynlik özyeterliklerini, becerilerini arttırma da ve bu etkiyi sürdürme de oldukça etkilidir . Ayrıca çocuk gelişimi, eğitimi ve bakımı ile ilgili konularda yeterli düzeyde bilgiye sahip olmalarının, anne babaların ebeveynlik becerilerini ve çocuk yetiştirme tutumlarını pozitif yönde etkilediği görülmüştür.
Günümüzde toplumlar çok hızlı değişmekte dir.. Sosyal anlamda ve teknolojik olarak. Dolayısıyla aile sistemide çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Aileler büyükanne ve büyükbabaları da kapsayan geniş aile den uzaklaşıp, anne baba ve çocuktan oluşan küçük çekirdek aile sistemine dönmüştür. Bu sosyal değişim ailelerin, büyükanne ve büyükbabalar dan oluşan geleneksel destek sistemini de yıkmakta, anne babaların hayatların da ve rollerinde de değişikliklerin olmasına zemin oluşturmaktadır. İşte bu noktada anne ve babaların ebeveynlik konusunda profesyonel desteğe çok fazla ihtiyaçları olabilmektedir.
Aile çocuğun ilk sosyal etkileşimini ve deneyimlerini edindiği yerdir. Aile içindeki olumlu ve olumsuz ilişkiler, çocuğun ileri yaşamındaki tüm ilişkilerine karşı tutum ve davranışlarını belirlemektedir.. Aile içinde pozitif, mutlu ve başarılı ilişkiler, çatışmadan uzak, mutlu, arkadaşça, ve yapıcı bireylerin oluşumunu sağlar. Ailenin görevi de,çocuğun sevgi ve güven ortamında sağlıklı yetişmesini sağlamak, yol göstermek, davranışlarına yön vermek ve kurallara uyumunu sağlamak ve yaşamlarını sorunsuz mutlu idame etmelerini sağlamaktır.
Aile eğitim programlarının konusu olan etkili anne babalik eğitimleri, ebeveynlerin aile içindeki değişen ve gelişen anne baba rollerine uyum sağlamalarını kolaylaştırmak ve bu alandaki becerilerini geliştirmek , evde anne baba , eş olarak görevlerinin ve ilişki yapılarının daha yapıcı olarak gelişmesine katkıda bulunmak ayrıca psikolojik saglıklarını da desteklemek ve güçlendirmek adına geliştirilmiş, yetişkin eğitimi niteliğindeki gönüllülük ve işbirliğine dayalı, önleyici temelli eğitimlerdir. Etkili anne babalık problem durumlar karşısında çocukların çözüm bulmalarını ve uyum sağlamalarını kolaylaştırır. Güvenli, tutarlı, sevgiye dayalı anne baba ve çocuk ilişkisi, çeşitli risk ortamlarında onarıcı ve koruyucu bir süreç olma özelliği taşır.
Aile eğitimi programları, ebeveynlerin çocuklarını sağlıklı bir şekilde yetiştirmelerini sağlamak amacıyla geliştirilmiş etkinliklerin tümüdür, Aile eğitimleri , seminerler, belirli aralıklarla çıkan dergiler, gazeteler, kitaplar, video filmler ve video temelli müfredat programı uygulamaları şeklinde uygulanabilmektedir. Seçilen yöntem her ne olursa olsun eğitimin nitelikli bir şekilde işlemesini sağlamak önemlidir.
Barlow ve arkadaşları (2005). Anne baba eğitim programlarını ebeveynlerin çocuklarının duygusal ve davranışsal gelişimini sağlamalarında yardımcı olan kısa dönem de erken müdahale programları olarak tanımlamaktadır.
Anne baba eğitim programları, davranış değişikliği için önce bilginin ve tutumun değişmesi gerektiği varsayımından hareket ederler. Ebeveynlerin olumsuz davranışlarının değişmesi ve yerine olumlu davranışların konabilmesi için öncelikle tutumların değiştirilmesi gerekmektedir. Anne baba programları bu noktada önemli bir görev üstlenmekte ve ailelerin çocukları ile olumlu ilişkiler kurmalarına yardımcı olmaktadır.
Ebeveyn eğitiminin farklı tanımları olsa da, tümünün ortak noktası genellikle katılımcılara anne- babalık hakkında bilgi, beceri, yetkinlik ve farkındalık kazandırmak amacıyla düzenlenmiş programlar olmalarıdır. Erken çocukluk eğitiminde belki de en önemli konu ailenin eğitilmesidir.
Aile Eğitimine İhtiyaç Vardır? Çünkü, aile, toplumsal hayatta önemli bir kurumdur. Sağlıklı, huzurlu ve dengeli aile ve bu ortamda yetişmiş bir nesil, sağlıklı, huzurlu ve dengeli bir toplum demektir. Aile eğitimi denildiğinde ebeveylere aile içi etkili iletişim kurma metotlarını öğretmek ve geliştirmek, aile içi çatışmaları önlemek ve ebeveynlerin motivasyonlarını arttırmak, ebeveylerin kendi değer ve güvenlerini arttırarak ebevenlik becerilerini geliştirmek, çocuk eğitimi konusunda farkındalık geliştirmek ve bu konuda bilgi ve becerilerini arttırmak olarak ifade edebiliriz... Ülkemizde de bu konularda hazırlanmış ailelere yönelik eğitim programları olmasına rağmen , ebeveynler bu konuda daha çok medyadan yararlanmaktadır.