Boşanmanın, çocuk üzerindeki etkileri

Boşanmanın, çocuk üzerindeki etkileri

Toplumda boşanma ya bakış açısının değişmesi ve negatif yaklaşımların değişmiş olması ve boşanmış çiftlerin eskisi kadar yadırgan mıyor olması boşanma nedenleri arasında gösterilmektedir. Ancak Türkiye’de, mahkeme kayıtları ve istatistik rakamlarında, boşanma sebepleri arasında “şiddetli geçimsizlik” ilk sıradadır.

 “Şiddetli geçimsizlik” boşanmak için asıl etken olmakla beraber,  “şiddetli geçimsizlik”in temelinde sevgi, saygı yokluğu, aile içi şiddet, cahillik, maddi menfaatlerin ön plana çıkmış olması, ekonomik yoksulluk, işsizlik, sosyal hayattaki düzensizlik, aşırı derecede alkol kullanma, kıskançlık yaklaşımları, kadını eve hapsetmek gibi aşırı muhafazakar baskılar, evli çiftlerin ailelerinin sosyo-ekonomik düzey farklılıkları gibi unsurlar yer almaktadır.

Ekonomik problemler, eşlerin ruhen anlaşamamaları, birbirlerini ihmal etmeleri, gayri ahlaki tutumlar, Karşılıklı hakaretler, şan, şöhret  gibi maddi unsurlar da bu sebebin içerisinde yer almaktadır. Ayrıca Türk toplumundaki ataerkil yapı, özellikle erkeğin kadına karşı kaba kuvvet kullanması boşanmanın temel nedenlerin den biri olarak görülmektedir.

Yapılan istatistiklere göre, kalkınmış bölgelerdeki boşanma oranı daha fazla, eğitimli kişiler daha fazla boşanıyor, evliliğin ilk beş yılında daha fazla boşanılıyor ayrıca, Türkiye’de, boşanmanın yaklaşık yarısı, çocuksuz ailelerden oluşmaktadır.

O halde ; çocuk evliliği sürdürmede önemli bir etken midir?

Aile, birbirini etkileyen ve birbirinden etkilenen karı-koca, ebeveyn-çocuk ve kardeşler alt sistemlerinden oluşmaktadır. Ailenin çocuk üzerindeki temel işlevleri arasında, çocuğun, fiziksel, sosyal ve duygusal alanlardaki gereksinimlerinin karşılanarak, sağlıklı bir birey olarak yetişmesi yer almaktadır. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkilerinin yanı sıra, ebeveynlerin birbiriyle ilişkilerinin de çocuk üzerindeki etkisi kaçınılmazdır.

Ebeveyn davranışları ve ebeveyn-çocuk ilişkisi, çocuğun kişilik gelişiminde son derece önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle de yaşamın ilk yıllarında anne-babayla olan ilişkinin önemi tartışılmaz..

Boşanması ise, hiç kuşkusuz hem çocuklar hem de ebeveynler için oldukça zor ve stresli bir süreçtir. Konuya çocuk açısından bakıldığında, boşanma sürecinin başlaması ile birlikte, o güne kadar en fazla bağlı olduğu iki kişiye bundan sonra her istediğinde ulaşamayacaktır.. Boşanma gibi sarsıcı bu durum sonrasında, çocuğun yeni duruma ve değişen ilişki biçimine uyum sağlaması gerekmektedir.

Çocukların boşanma sonrasında, psikolojik uyum, sosyal ilişkiler, akademik başarı, gibi birçok alanda sorunlar yaşayabildiği görülmektedir.

Çocuğun için, boşanma sonrasındaki olası en iyi durum,

-Anne-babanın açıkça birbirlerine düşmanlık göstermedikleri,

-Çocuk için birbirleriyle ilişki kurabildikleri,

-Çocukla ilişkilerini güçlü ve olumlu bir şekilde sürdürebildikleri bir durumdur .

Boşanma, her zaman çocuklara kaçınılmaz olarak zarar verecek bir yaşantı olmayabilir.. Boşanma süreci ve sonrasında eşlerin birbirlerine karşı olan tutumları çocuğun boşanmaya uyumunu etkileyen en önemli faktörlerden birisidir.

Eşlerin evliliklerinin sona ermesini nasıl karşıladıkları, kendi hayatlarını, kendi aralarındaki ilişkiyi ve çocuklarıyla olan ilişkilerini nasıl sürdürdükleri de çok önemlidir.

Ebeveynler arası çatışmanın boşanma öncesi ve sonrasında çocuğun uyumunu olumsuz etkilediği belirtilmektedir

Ailedeki alt sistemler arasındaki ilişkilerin sağlıklı olduğu ve yıkıcı çatışmaların olmadığı aile yapısında, çocukların, psikolojik açıdan daha uyumlu olacakları ön görülmektedir .

Mutsuz bir ev ortamının, evlilik uyumsuzluğunun göstergesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan evlilik çatışmasının belirleyicisidir.. Ebeveynler arasındaki evlilik çatışmasının boşanma sonrasında  da ebeveynler arası çatışma olarak devam etmesi  çocuğun uyumunu etkileyen en önemli etkenlerden biri dir.

Çocuğun hayatında ne anne ne de babanın yeri doldurulamaz; Her iki ebeveynin rolleri birbirinin tamamlayıcısı durumundadır.. Geleneksel olarak iki ebeveyli  ve çatışmanın olmadığı bir aile yapısında yetişen çocuğun, boşanma sonrası tek ebeveyn ile yetişen çocuğa göre daha iyi bir ortamda yetişeceği düşünülmektedir... Aynı çatı altında, her iki ebeveyni ile birlikte yaşamanın çocuğa, paylaşma, anlaşma ve uzlaşma gibi sosyal yetenekleri öğrenmesinde yardımcı olduğu ancak, bir ebeveynin çocukla birlikte yaşamaması durumunun, çocuğun sosyalleşmesinde sorunlara yol açabileceği vurgulanmaktadır.

Boşanma sonrasında çocuğun psikolojik uyumunu etkileyen bazı  faktörler mevcuttur..

 -Boşanma sonrasında ebeveyn desteği önemlidir.Ebeveyn desteğinin  fazla olduğu çocuklarda psikolojik uyumun ve okul başarısının arttığı görülmğştür..

-Ebeveynlerin sert cezalar uyguladığı durumlarda ise, uyumun ve okul başarısının azaldığı belirtilmiştir.

- Ayrıca, Ebeveynlerin  çatışmalarında çocuklarının taraf olmasını istediğinde,  çocuklarına anlaşmazlık koşulunda kavga etmenin bir yol olduğunu dolaylı yoldan öğretebilmektedir.

 -Çocukların (özellikle de küçük yaştakilerin), ebeveynleri arasındaki çatışmadan kendilerini sorumlu tuttukları da görülmektedir.

-Yapılan araştırmalarda, boşanma sonrası tek ebeveynle yaşayan çocukların, çok çatışmalı evli ebeveynlerle yaşayanlara göre, psikolojik uyum açından daha iyi olduğu bulunmuştur .

-Boşanma sonrasında eski eşlerin, çocuğa destek, velayet ve çocuğu ziyaret konularındaki kronik gerginliklerinin çocuğun iyilik halini olumsuz etkilediği belirtilmektedir.

-Boşanma öncesinde ebeveynleri arasında çatışma olması , çocukları boşanmadan daha fazla olumsuz etkilediği belirtilmektedir.

-Boşanma sonrası çocuğun birlikte yaşadığı ebeveyninden duygusal destek, bilgi ve öğüt alma  gereksinimi vardır.. Ancak, bazı ebeveynlerin boşanma sonrası çocuklarına yardım edemeyecek kadar kendi sorunlarıyla ilgili oldukları dan dolayı çocuk bu desteği alamamaktadir. çocuklar ailesinden göremediği desteği arkadaşlarından  veya büyükanne büyükbaba gibi akrabaların dan beklemektedir.

-Boşanmada velayeti almayan ebeveyn ile çocuğun ilişkisinde her bakımdan azalma yaşayabilmektedir.

-Ayrıca, boşanma sonrasında, genellikle velayet annede olduğundan dolayı babanın evdeki fiziksel yokluğunun kız ve erkek çocukları psikolojik iyilik düzeyi açısından olumsuz etkileyebilmektedir.

 -Boşanma sonrasında baba çocuk ilişkisinin kalitesi ile çocuğun düşmanlık (hostilite) duygusu arasında anlamlı ilişki olduğu da düşünülmektedir..

-Anne-babası boşanmış çocuğun genel psikolojik uyumuna olumsuz etki eden en önemli faktör, babanın çocuğu ihmalidir. Boşanmış ailelerde çocuklar, evde olmayan ve ihtiyaç duyduklarında kolaylıkla ulaşamadıkları babalarını doğal olarak ihmal edici olarak algılamaktadır. Böyle bir durumda baba ihmali, çocuğun psikolojik uyumunu kaçınılmaz olarak olumsuz ekilemekedir.

-Ebeveynlerden birinin evden ayrılması, boşanmanın yaşamına ne gibi olumsuzluklar getirebileceğini bilemeyen çocukta, endişe ve kaygıya yol açabilir. Babanın evden gidişi, çocuğun zihninde babanın adeta kaybı olarak algılanabilir. Babanın kaybı ise, varoluş açısından son derece kritik olan güvenli aile ortamının kaybı olarak yorumlanabilir.

Birçok evlilikte, ailenin maddi gelirinin büyük bir kısmı baba tarafından sağlanmaktadır. Boşanma sonrasında babanın sağladığı maddi desteğin azalması, hatta çoğu zaman tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte, annenin gelirinde büyük bir azalma görülmektedir. Bu durumda çocuğun bakımını da üstlenmiş olan anne, duygusal sorunların yanı sıra ciddi maddi sorunlarla da yüz yüze kalmaktadır. Bu durumda çocuğun bakımı için eski eşinden çok az destek alabilen veya hiç destek alamayan ebeveynlerin (genellikle anneler) hayatlarını dengede tutmakta zorlandıklarını; bu nedenle de, çocukların uyum problemleri yaşayabildikleri görülmektedir.

Çocukları tarafından en fazla kabul edici olarak algılanan anneler, eşiyle çatışma yaşamayan evli annelerdir. Bunu ikinci sırada eşinden boşanmış ama boşandığı eşiyle çatışma yaşamayan anneler izlemektedir. Bu durum, eşiyle çatışma yaşamadıkça bir annenin evli veya boşanmış oluşunun çocuğunun kabul-red algısında bir farklılık yaratmamaktadır..

Boşanmış annelerin, eski eşleriyle çatışma yaşayıp yaşamadığı, çocuklarına karşı ne kadar kabul edici olup olmayacaklarını pek etkilemezken; evli ailelerde, annenin eşiyle çatışma yaşayıp yaşamadığı, çocuğuna karşı ne kadar kabul edici olup olmayacağını etkilemektedir..

Eşiyle yaşadığı çatışmadan olumsuz etkilenen anne, muhtemelen çocuğuna karşı da, daha olumsuz olacak ve bunun sonucunda çocuğu tarafından daha red edici olarak algılanacaktır. 

Özellikle yüksek çatışmalı boşanmalarda, boşanma öncesi ve boşanma sürecindeki eşler arasındaki çatışma çocuk üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır .

 Ayrıca, evliliğin bitiş sürecinde, çoğu ebeveynin hissettikleri kırgınlık, öfke, umutsuzluk gibi duygular nedeniyle, kendi dertlerine gömülerek çocuklarının duygu ve ihtiyaçlarıyla fazla ilgilenemedikleri de etkilidir.

Yapılan araştırmalarda  görülmüştür ki,boşanma tek başına çocuk üzerinde olumsuz bir etki yapmamaktadır. Olumsuz etkiye neden olan, daha çok ebeveynler arasındaki çatışma ve olumsuz yaşantılardır.

Ebeveynlerin unutmaması gereken önemli nokta, boşanmanın tek başına çocuğun psikolojik uyumu üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığıdır. Asıl önemli olan, çocuğun, evlilik boyunca maruz kaldığı çatışmalı ortamdır.

Çocukların ruhsal gelişimi için en ideal olanın,  ebeveynler arasında çatışmanın olmadığı evlilikler ya da çatışmasız boşanmalardır. Aslında, çocukların ruhsal gelişimi için en ideal olanın,  ebeveynler arasında çatışmanın olmadığı evlilikler ya da çatışmasız boşanmalardır.Ancak En ideal ortam ise çocukların  anne-babası ile aynı çatı altında yaşadığı ve ebeveynleri arasında önemli bir çatışmalı ilişkinin olmadığı bir aile ortamıdır.

Boşanma kararı çocuğa söylenmelimidir?

Çocukların boşanma  süreçi hakkında açıklamalara ve desteğe çok fazla ihtiyaçları vardır. Birçok anne-baba, yaşananlar ve boşanma konusunda çocuklarına ne şekilde ve ne kadar bilgi vermeleri gerektiğine karar verememektedir. Ancak çocuğun boşanmaya uyumunda, ebeveynleri tarafından verilen bilgi ve desteğin önemli etkisi vardır.

 Çocuğun boşanmaya uyumunu arttırmak için, çocukların yaş dönemlerine göre anlayabilecekleri şekilde bilgilendirilmeleri ve ayrılık sürecine hazırlanmaları gerekmektedir

Kaynak: Uzman psikolog Çiçek Tarla.Tavsiye ediyorum.com.daki ‘’ÇOCUK  İÇİN EVLİLİĞİ SÜRDÜRMEK Mİ GEREKİYOR?’’ adlı makalesinden alınmıştır.

Bu makale 21 Ekim 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Çiçek Tarla

Uzm.Psk Çiçek Tarla, lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi'nde 1986 yılında tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. Ege Üniversitesi'nde ise yüksek lisans eğitimini tamamlayarak Uzman Psikolog unvanı almıştır.

Mesleki çalışmalarına Nehir Psikogelişim Merkezi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Boşanma
Uzm. Psk. Çiçek Tarla
Uzm. Psk. Çiçek Tarla
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube