0-6 Yaş Arasında Bağlanma Tarzlarının Sosyal Uyum Üzerine Etkisi

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
24 Haziran 202512 görüntülenme
Randevu Al
Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren ihtiyacımız olan en temel duygu güvendir. Yaşamın ilk iki yılında anne (ya da birincil bakım veren) ile çocuk arasında kurulan duygusal bağ, çocuğun gelecek yıllardaki sağlıklı gelişimi için en önemli temeli oluşturur . Bu erken ilişkide oluşan bağlanma, bebek ile bakım veren arasında gelişen ve özellikle stres veya ayrılık anlarında belirginleşen güçlü bir duygusal bağdır . Her çocuk, kendisiyle ilgilenen bakım verenlerle bir bağlanma ilişkisi geliştirir; ancak bu bağın kalitesi (güvenli ya da güvensiz oluşu), çocuğun sosyal ve duygusal uyumunu derinden etkilemektedir. Bu makalede, bağlanma kuramının temel çerçevesine kısaca değinildikten sonra güvenli ve güvensiz bağlanma türleri tanıtılacak ve bu bağlanma tarzlarının 0-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal uyumu üzerindeki etkileri ele alınacaktır. Ayrıca erken bağlanmanın uzun vadeli sonuçlarına kısaca değinilecek ve ebeveynlerin güvenli bağlanmayı desteklemek için neler yapabileceğine dair öneriler sunulacaktır.
0-6 Yaş Arasında Bağlanma Tarzlarının Sosyal Uyum Üzerine Etkisi

Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren ihtiyacımız olan en temel duygu güvendir. Yaşamın ilk iki yılında anne (ya da birincil bakım veren) ile çocuk arasında kurulan duygusal bağ, çocuğun gelecek yıllardaki sağlıklı gelişimi için en önemli temeli oluşturur . Bu erken ilişkide oluşan bağlanma, bebek ile bakım veren arasında gelişen ve özellikle stres veya ayrılık anlarında belirginleşen güçlü bir duygusal bağdır . Her çocuk, kendisiyle ilgilenen bakım verenlerle bir bağlanma ilişkisi geliştirir; ancak bu bağın kalitesi (güvenli ya da güvensiz oluşu), çocuğun sosyal ve duygusal uyumunu derinden etkilemektedir. Bu makalede, bağlanma kuramının temel çerçevesine kısaca değinildikten sonra güvenli ve güvensiz bağlanma türleri tanıtılacak ve bu bağlanma tarzlarının 0-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal uyumu üzerindeki etkileri ele alınacaktır. Ayrıca erken bağlanmanın uzun vadeli sonuçlarına kısaca değinilecek ve ebeveynlerin güvenli bağlanmayı desteklemek için neler yapabileceğine dair öneriler sunulacaktır.

 

Bağlanma Kuramı ve Bağlanma Türleri

 

Bağlanma kuramı, John Bowlby ve Mary Ainsworth gibi psikologların çalışmalarıyla gelişmiştir. Kuramın en önemli ilkelerinden biri; küçük çocukların normal sosyal ve duygusal gelişim gösterebilmeleri için en az bir birincil bakım veren ile tutarlı bir ilişki geliştirmeleri gerektiğidir . Bebekler genellikle 6 ay civarında, kendileriyle düzenli etkileşime giren ve ihtiyaçlarını karşılayan yetişkine bağlanmaya başlarlar. Bu bakım veren, çocuk için bir “güvenli üs” işlevi görür; yani çocuk, bu güven duygusuyla dünyayı keşfe çıkar ve stres anlarında tekrar bakım verenine sığınır .

 

Araştırmalar, bebeklerin bağlanma davranışlarının yaklaşık ilk iki yıl içinde şekillendiğini ve ebeveynlerin tutumlarının bu süreçte belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Gelişim psikoloğu Mary Ainsworth’ün ünlü Yabancı Ortam Deneyi sonrasında, başlıca iki kategori bağlanma modeli tanımlanmıştır: güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma . Güvensiz bağlanma da kendi içinde farklı örüntüler sergileyebilir: kaygılı (endişeli) bağlanma, kaçıngan bağlanma ve daha nadir görülen düzensiz (örgütsüz) bağlanma türleri . Bu teknik terimler kısaca şöyle açıklanabilir: Güvenli bağlanma geliştirmiş bir çocuk, bakım verenine temel bir güven duyar. Böyle bir çocuk anne-babası yanındayken rahatça çevresini keşfeder; ayrıldığında üzülse de, ebeveyn geri döndüğünde kolayca sakinleşir . Kaygılı bağlanma örüntüsünde çocuk, bakım verenden ayrıldığında aşırı huzursuz olur ve bakım veren geri döndüğünde de tam olarak sakinleşemez; ayrılığın etkisi devam eder. Kaçıngan bağlanma gösteren çocuklar ise sanki bakım verene çok ihtiyaç duymuyormuş gibi davranabilir; anne-baba ortamdan ayrıldığında belirgin bir tepki göstermeyebilir, döndüğünde de genellikle kayıtsız görünürler. Düzensiz bağlanma ise tutarsız bir davranış örüntüsüdür; çocuk, bakım verene karşı ne yapacağını bilemez halde kararsız tepkiler sergiler (bu durum genellikle bakım verenin tutarsız veya çocuğa korku veren davranışlarının bir sonucudur). Özetle, güvenli bağlanmada çocuk ile bakım veren arasında sıcak, tutarlı ve güven verici bir ilişki varken; güvensiz bağlanma türlerinde çocuk kendini tam olarak güvende ve anlayış bulmuş hissetmez. Bu erken bağlanma stilinin nasıl oluştuğu, büyük ölçüde ebeveynin çocuğun temel ihtiyaçlarına verdiği tepkinin kalitesine bağlıdır. Bebeklik döneminde beslenme, fiziksel güvenlik ve sevgi gibi temel ihtiyaçların tutarlı ve duyarlı şekilde karşılanması, güvenli bağlanmanın temelini oluşturur . Bakım verenin çocuğun sinyallerini anlaması ve uygun şekilde karşılık vermesi, bağlanmanın sağlıklı gelişmesi için kritiktir .

 

Bağlanma Tarzlarının Sosyal Uyum Üzerindeki Etkileri

 

Erken çocukluk yılları, özellikle okul öncesi dönem (0-6 yaş), çocukların ilk sosyal deneyimleri kazandıkları ve sosyal-duygusal becerilerinin hızlı geliştiği bir dönemdir. Çocuk, ailesi dışında ilk defa bu dönemde akranları ve öğretmenleriyle düzenli etkileşime girer. Bu süreçte kendini ifade etme, başkalarıyla iletişim kurma, soru sorma, yardım isteme, paylaşma, duygularını kontrol edebilme gibi pek çok sosyal beceriyi edinmeye başlar . Peki, çocuğun bebeklikte geliştirdiği bağlanma tarzı, bu sosyal uyum sürecini nasıl etkiler?

 

Araştırmalar, güvenli bağlanma geliştirmiş çocukların sosyal ortamlara daha kolay uyum sağladığını ve sosyal beceriler açısından akranlarına kıyasla avantajlı olduğunu gösteriyor. Örneğin güvenli bağlanan okul öncesi çocukların, akranlarıyla yaşadıkları anlaşmazlıkları zorbalığa başvurmadan çözmede daha başarılı oldukları, genel olarak sosyal yeterliklerinin daha yüksek bulunduğu tespit edilmiştir . Bu çocuklar, genellikle daha meraklı, girişken ve kendine güvenlidir; yeni ortamlara girerken daha az çekingenlik yaşarlar. Buna karşılık güvensiz bağlanan çocukların, akranlarıyla bir arada olduklarında daha fazla uyum sorunu yaşama eğiliminde oldukları gözlenir . Örneğin güvensiz bağlanan çocuklar, çevrelerine karşı daha az merak duyabilir, daha çekingen veya pasif tavırlar sergileyebilirler . Hatta bazı araştırmalarda güvensiz bağlanmış çocukların (özellikle kaygılı veya kaçıngan bağlanma stiline sahip olanların) akranları tarafından daha az kabul gördükleri, daha saldırgan davranışlar gösterebildikleri ve problem davranışlara daha yatkın oldukları rapor edilmiştir .

 

Güvenli bağlanmanın sağladığı özgüven ve sosyal beceri avantajı, okul ve oyun ortamlarında somut biçimde ortaya çıkar. Güvenli bağlanan çocuk, anne-babasının her zaman yanında olduğunu ve ihtiyaç duyduğunda destek göreceğini bildiği için yeni deneyimlere daha açıktır. Bu güven duygusu, çocuğun akran ilişkilerinde de kendini gösterir: Güvenli bağlanan çocuklar genellikle daha kolay arkadaş edinir ve grup etkinliklerine daha rahat katılır. Yapılan pek çok çalışma, erken çocukluk döneminde güvenli bağlanmış çocukların ileriki yıllarda sosyal ilişkilerinde daha yetkin olduklarını ve güvensiz bağlanan akranlarına göre daha kolay uyum sağladıklarını ortaya koymaktadır . Nitekim 0-6 yaş döneminde güvenli bağlanma geliştirmiş çocukların, diğer yaşıtlarına göre sosyal beceriler bakımından daha başarılı ve okul ortamına daha iyi uyum sağlayan bireyler olduğu belirtilmektedir . Bunun bir yansıması olarak ilkokul dönemine gelindiğinde de güvenli bağlanan çocukların sınıf arkadaşlarınca daha çok kabul edildikleri, daha fazla arkadaş edindikleri ve akademik olarak daha uyumlu ve başarılı oldukları görülmüştür . Özgüvenli ve güven duygusu gelişmiş çocuklar, sorunlar karşısında “Ben bununla başa çıkabilirim” düşüncesine sahip olup aktif çözüm yolları ararken; güvensiz bağlanmış çocuklar yeni sosyal durumlarda kendilerini geri çekebilir veya duygusal zorluklar yaşayabilirler.

 

Bağlanma tarzının etkileri sadece çocuklukla sınırlı kalmaz, uzun vadede de bireyin yaşamına yön verebilir. Erken dönemde kurulan bağ, yetişkinlikte kurulacak ilişkilerin, kişinin kendine bakışının ve duygusal sağlığının adeta temelini atar . Güvenli bağlanma yaşamış bir birey, ilerleyen yıllarda uzun süreli ve sağlıklı ilişkiler kurmaya, başkalarına güvenmeye ve duygusal açıdan yakın olmaya daha yatkındır . Araştırmalara göre, çocuklukta güvenli bağlanma geliştiren kişiler yetişkinlikte daha yüksek özgüven ve özsaygı sergilemekte, ihtiyaç duyduklarında sosyal destek aramaktan çekinmemekte ve duygularını paylaşabilmektedir . Ayrıca küçük yaşta güvenli bağlanma deneyimlemiş bireylerin hayata genel uyumunun, örneğin akademik başarı ve kariyer gelişiminin de olumlu etkilendiği vurgulanmaktadır; kısacası 0-3 yaş arasında kurulan sağlam bağ, bireyin tüm yaşamına yayılan güçlü bir etki yaratır . Diğer taraftan güvensiz bağlanma, uzun vadede bazı riskler taşır. Güvensiz bağlanma örüntüleriyle büyüyen çocuklar, yetişkinlikte yakın ilişkilerde güven sorunları yaşayabilir, düşük benlik saygısı veya kaygı bozuklukları geliştirmeye daha yatkın olabilir. Nitekim güvensiz bağlanmanın, ileriki yaşlarda olumsuz duygudurumlar ve ruh sağlığı sorunları için bir risk faktörü oluşturabildiği belirtilmektedir . Örneğin, kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinlerin depresyon veya anksiyete yaşama olasılığının daha yüksek olduğuna dair bulgular mevcuttur. Bu nedenle, erken çocuklukta kurulan bağlanma ilişkisinin niteliği, bireyin hem çocukluk dönemindeki sosyal uyumunda hem de yetişkinlik dönemindeki psikososyal uyumunda kritik bir role sahiptir.

 

Kaynakça

  1. Fatma D. Öztürk & Hasan S. Tortop (2019). Okul Öncesi 4-6 Yaş Grubu Çocukların Bağlanma Stilleri İle Sosyal Becerileri ve Oyun Davranışları Arasındaki İlişki. Journal of Gifted Education and Creativity, 6(2), 75-85.
  2. Nobel Çocuk (2021). Çocuklarda Sosyal ve Duygusal Gelişimi Etkileyen Faktörler (Blog yazısı) .
  3. Hiwell Blog. Bağlanma Stilleri Nelerdir? Bağlanma Stilleri ve Romantik İlişkilere Etkisi .
  4. Mine Ağır (2019). Ebeveyn-Çocuk İlişkisinde Güvenli Bağlanma Nasıl Olmalıdır? Mynet Kadın .
  5. Aba Psikoloji (2021). Bağlanma Teorisi Hayatımızı Nasıl Etkiliyor? (Blog yazısı) .
  6. Aba Psikoloji (2021). Güvenli Bağlanma ve Kariyere Etkisi (Blog yazısı) .

 

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya

Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doğmuştur . PsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Merkezi`nin İstanbul ve Antalya şubelerinin kurucusudur.
Lisans öncesi eğitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından başlamış olduğu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur Öğrencisi" olarak mezun olmuş ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eğitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiştir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Kulübünde asil üye olarak aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eğitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliştirmeyi hedeflemiştir.
Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamış ve "Klinik Psikolog" olarak yüksek lisans derecesini tamamlamış ve "Evli bireylerde Cinsel Doyum Ve Aldatma Eğiliminin İlişkisi" adlı tez çalışmasını yayınlamıştır. Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programının Tez aşamasındadır.
2014 yılında Özel Olimpos Hastanesi- Antalya'da Psikolog olarak görev yapmıştır. Kurumsal Şirketlere yönelik Endüstriyel Psikoloji alanında danışmanlık vermektedir. Birçok Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitimlerde Sunum ve Kongrelere Konuşmacı ve katılımcı olarak çalışmalarına devam etmektedirPsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Danışmanlık Merkezi’nde yetişkinlere yönelik; Bireysel, Cinsel, Aile ve Çift Terapileri alanlarında hizmet sunmaktadır. İyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyesidir.
Ayrıca lisans eğitimi esnasında, Goodenough Harris Bir İnsan Çiz Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi, Luisa Duss Psikanalitik Öykü Tamamlama Testi, Peabody Resim- Kelime Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Kent E.G.Y Testi, Catel 2A Zeka Testi, Cinsel Terapi Eğitimi, MMPI, WISC-R, BDT Eğitimi (Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR) , Temel Hipnoz ve İleri Hipnoz Eğitimi (Dr.Mehmet KARAV),Rorschach Eğitimi (Prof. Dr. Kadir ÖZER) ve Aile ve Çift Terapisi Eğitimlerini tamamlamıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.