Daha fazla domates yiyerek prostat kanserinden korunabilir miyiz?

Daha fazla domates yiyerek prostat kanserinden korunabilir miyiz?

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan bir araştırma, likopenin prostat kanserini önlemede etkili olduğu yönünde yapılan diğer araştırmaları destekler niteliktedir.

Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin kontrol dışı büyümesiyle ortaya çıkan, erkeklerde sık rastlanan ve yaşam kaybına neden olabilen kanser türlerindendir. Erkeklerin yaklaşık %20’sinde hayatlarının bir döneminde prostat kanseri görülmektedir. Erken evrede teşhis edilen vakalarda, çeşitli yöntemlerle sorun çözülebilse de, özellikle ilerlemiş vakalarda yaşam kaybı oranları hayli yüksektir. Yaşam kaybına neden olmasa dahi özellikle idrar çıkarma ve cinsel fonksiyonlar üzerindeki olumsuz etkileriyle yaşam kalitesinde ciddi düşüşe neden olmaktadır. Bu durum, prostat kanseri tedavisinin önemini daha da artırmaktadır.

Her hastalıkta olduğu gibi prostat kanserinde de en etkin tedavi, aslında hastalık oluşmadan önlenmesi yani korunmadır. Prostat kanseri, hem genetik hem de genetik olmayan (çevresel) faktörlere bağlı olarak gelişen bir kanserdir. Genetik faktörleri değiştirmek pek mümkün değildir. Ancak genetik olmayan faktörler, kişinin yaşadığı çevre, beslenme ve yaşam tarzı gibi faktörlerdir ve bunlar değiştirilerek prostat kanseri ve diğer pek çok hastalıktan korunma sağlanabilir. Ancak, prostat kanserinin gelişmesinde çevresel faktörlerin etkili olduğu bilinmesine karşın, bu faktörlerin neler olduğu ve prostat kanserinden korunmada nelerin etkili olduğu henüz net olarak aydınlatılabilmiş değildir.

Prostat kanserinden korunmada likopenin etkili olduğu düşünülmektedir. Likopen; başta domates ve domates içerikli ürünler olmak üzere karpuz, pembe greyfurt gibi besinlerde bulunan antioksidan (oksijenin zararlı etkilerinden koruyan) bir maddedir. Bu madde insan vücudunda üretilemez ve mutlaka tüketilmesi gerekir. Buda, likopen içeren gıdalarla beslenerek mümkün olacaktır. Birçok araştırmada, bu maddenin pek çok faydasına ilişkin ciddi bulgular mevcuttur. Prostat kanserinden korunmada ise, likopenin etkisinin olduğunu gösteren çalışmalar olduğu gibi etkisiz olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur. Yani bu etkinin varlığı henüz tartışmalıdır.

Ancak geçtiğimiz günlerde sonuçlanan bir araştırma, likopenin prostat kanserini önlemede etkili olduğu yönünde yapılan daha önceki araştırmalarda elde edilen bulguları ciddi anlamda desteklemiştir. Bunun yanı sıra, likopenin sadece genel prostat kanseri değil, yaşam kaybı yüksek prostat kanserini önlemede de etkili olduğu tespit edilmiştir. Hatta yaşam kaybı yüksek prostat kanserini önlemede çok daha etkili olduğu belirtilmiştir.

Bu çalışmada; 40-75 yaşları arasındaki, başlangıçta prostat kanseri taraması negatif olan (yani prostat kanseri olmayan) yaklaşık 50.000 amerikalı erkek sağlık çalışanı ele alınmış ve beslenme, yaşam şekli, likopen içerikli gıda tüketimleri ve prostat kanserine yakalanma oranları 24 yıl boyunca düzenli olarak takip edilmiştir. Her 4 yılda bir beslenme durumları, her 2 yılda bir yaşam şekilleri ve sağlık durumları değerlendirilmiştir. Prostat kanseri ve bu kanserde anjiogenez gelişmesi (yeni damar oluşumu, kanserin ilerlemesine neden olan bir durum) ile yüksek miktar likopen alımı ilişkilendirilmiştir. Sonuçta, yüksek miktar likopen alımıyla, genel ve yaşam kaybı yüksek prostat kanseri ve anjiogenez gelişmesinin önlenmesi arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır.

Sonuç olarak, günümüzde sık görülen prostat kanserinde, bu hastalıktan korunmayı sağlayacak en küçük bir gelişmeyi dahi yakından takip etmek ve dikkate almak gerekir. Bu çalışma, belki likopenin prostat kanseri üzerindeki etkisinde son nokta olmayabilir, ancak bu yöndeki bulguları ciddi olarak desteklemektedir. Ayrıca, bu çalışmayla domates sofralarımızda daha fazla yer bulmayı fazlasıyla hak ettiğini göstermiştir.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mustafa Özdoğan

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan lise öğreniminin ardından 1986 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlamış olduğu tıp eğitimini 1993 yılından tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Mecburi hizmetini Isparta ve Antalya’da görev yaptıktan sonra 1996-2003 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde İç hastalıkları ihtisası ve Tıbbi Onkoloji yan dal ihtisasını tamamlamıştır. 2003 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başlamıştır. 2004 yılında ise Almanya'da Kanser Tedavisinde Tamamlayıcı Tıp ve Alternatif Tedaviler, Hipertermik Tedaviler ve Bölgesel Tedavilerle ilgili olarak pek çok çalışma yapmıştır. 2006 yılında Doçent, 2011 yılında ise Profesör unvanı almaya hak kazanmıştır. Prof. Dr. Mustafa Özdoğan’ın 60'ın üzerinde uluslararası ve ulusal hakemli dergilerde yayınlanmı ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Domates prostat kanserinden korur mu
Prof. Dr. Mustafa Özdoğan
Prof. Dr. Mustafa Özdoğan
Antalya - Tıbbi Onkoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube