0-3 yaş bilinmeyen gerçekler - son bulgular

0-3 yaş bilinmeyen gerçekler - son bulgular

0-3 yaş, insan hayatının en önemli dönemidir. Bu döneme sadece bakım yılları olarak bakmak, anne babaları büyük bir yanılgıya götürmektedir. 

Anne ve babalar, bebeklerin ve küçük çocukların sevgiye ve ilgiye ihtiyaçları olduğunu yüzyıllardır biliyorlardı. Şimdi yeni araştırmalarla ortaya çıkan çarpıcı gerçekler, özellikle çocukların beyin gelişimleriyle ilgili çok önemli veriler sunmaktadır.

İyi bakımın, iyi beslenmenin ve iyi sağlığın insan beyninde fiziksel olarak nasıl değişimler yarattığı ve ileri yaşlarda bunun nasıl etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Teknolojideki yeni gelişmeler, beyin üzerine çalışan bilimadamlarının, insan gelişiminin çeşitli aşamalarında beynin resimlerini çekmelerine olanak vermektedir. Bu da insan beyninin hangi yaşlarda ne durumda olduğunu ve nasıl çalıştığını daha somut bir şekilde anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Dünyada çok yeni bulgular, bilgiler var. Bunları duymak ve önemsemek zorundayız.

Bir bebeği kucağına almak ve sallamak gibi basit hareketler beyindeki belli bölgeleri uyararak büyümeyi hızlandırmaktadır. Yetiştirme yurtlarında büyüyen çocukların beyinlerinde kritik alanlar gelişememektedir.

İlk agulamalar ve anne-babaların çocuklarına verdikleri cevaplar, sözel yeteneğin ilk başlangıcını oluşturmaktadır.

Son yıllarda, araştırmacılar, kalıtımın mı yoksa çevrenin mi önemli olduğu sorusuna, bir insanı kendisi yapanın, en çok, hayatının ilk üç yılında edindiği tecrübeler olduğu cevabını buldular. Beyin üzerinde yapılan testler bu yılların değeri hakkında çok önemli veriler sunmaktadır.

Eski inançlar:

İnsanın beyin yapısı doğumda, anne babadan aldığı genlerle belirlenir. Yani beynin yapısını asıl belirleyen kalıtımdır.

Yeni veriler:

Bugün, elimizde bilimadamlarının bulduğu çok önemli bilgiler bulunmaktadır. Beynin büyük bir kısmı, döllenme ile bir buçuk yaşa kadar yapılanmaktadır. Aynı zamanda, çocuğun çevresindeki uyaranlar ve bakım, 3 yaş öncesinde çocuğun beyninde çok önemli değişimlere neden olmaktadır. Çocuğun 3 yaş öncesindeki deneyimleri, çevresindeki insanların çocuğa verdikleri, davranış biçimleri, yine çevresindeki oyuncaklar, kitaplar, vs. çocuğun beyninin uyarılmasına veya uyarılmamasına neden olmaktadır. Beyin hücrelerinin(nöron) oluşumu  ve bu hücrelerin harekete geçmesi için gereken birbirleri  arasında oluşacak bağlantıların oluşabilmesi için, çocuğun yukarıda saydığımız deneyimleri inanılmaz etkiler yaratmaktadır. Bu hücrelerin oluşumu ve bağlantıların kurulması giderek azalarak 10 yaşına kadar devam etmektedir.

Çocuk doğarken milyarlarca beyin hücresiyle doğar. Fakat bunların önemli bir kısmı kullanılmaz veya uyarılmazsa, kendi kendine yok olur. Bu olay tıpkı bir ağaç yontmak gibidir. Hayat boyu kullanılacak olan hücreler ve bağlantılar bir şekle sokulur, fazla olanlar yani kullanılmayanlar atılır.

Bu konuda yapılan en önemli araştırmalardan biri, David Hubel ve Torsten Wiesel’in dünya çapında Nobel ödülü almalarını sağlamıştır.  Bu araştırma, uyaranların beyin gelişimi üzerindeki etkisi hakkındadır.

Hubel ve Wiesel, gözlerinde kataraktla doğan bebeklerin, bu kataraktın gözlerinden kaldırılmasından sonra bile, hiç bir zaman normal göremediklerini bulmuşlardır. Yetişkinlerde de katarakt olduğu, ancak bu katarakt alındığında, yetişkinlerin normal görüşe geri dönebildikleri, bilinen bir gerçek. Neden kataraktlı bebeklerin normal görüşe dönemedikleri sorusuyla yola çıkan bu iki bilimadamı, bebeklerin beyin resimlerini çekip, uzun süreli incelemeler yapmışlardır. Bebeklerin gözlerindeki katarakt alınmış, tekrar birçok araştırmalar yapılmış ve nihayet şu sonuca varılmıştır. Küçük çocukların gözlerindeki katarakt, çocuğun gördüğünü algılamasını sağlayan, beyindeki hücreler arası bağlantıların oluşmasına engel olmaktadır. Katarakt daha sonraki zaman  içinde alınsa bile, bu bağlantılar  oluşmadığı için (görmesini engelleyecek herhangi bir perde olmadığı halde) çocuk hiçbir zaman normal görüşe sahip olamamaktadır.

Bu araştırmadan şu sonuçlar elde edilmiştir:

1. Beyin hücreleri kadar, bu hücreler arasındaki bağlantılar da hayati önem taşımaktadır.

2. Beyin hücreleri arasındaki bu bağlantıların oluşabilmesi için belli dönemler vardır.

3. Bu dönemlerde oluşan aksaklıklar veya uyarılmamalar, bu dönemler geçtikten sonra ileride telafi edilememektedir

Eski inançlar:

Bir yetişkinin beyni, 3 yaşındaki bir çocuğun beyninden daha aktiftir.

Yeni veriler:

3 yaşındaki bir çocuğun beyni, bir yetişkinin beyninden 2 kat daha aktiftir.  Aktivite düzeyi ergenliğe doğru azalır.

İlk yıllar, aynı zamanda bebeğin kişiliğini de biçimlendirmektedir. Bazı özellikler, kalıtımla eğilim göstermesine rağmen, araştırmalar, sık sık kucaklanan, sevildiğini ve ilgi gösterildiğini hisseden bebeklerin kendilerine daha güvenli ve hayata daha iyimser baktıklarını kanıtlamaktadır.

Öte yandan, ilk 3 yıl, bebeğin birebir ilişkiye en çok ihtiyacı olduğu dönemdir. Yani bir kurumda bütün bir gününü geçirmek yerine, daha korunaklı bir ilişkiler ağı içinde olması daha sağlıklıdır.

İlk 3 yıl çocuğun kendi çevresindeki yetişkinlere en çok bağımlı olduğu ve ayrılık endişesini yaşadığı bir dönemdir. Ancak, çocukla birlikte olan kişinin kalitesi ve çocukla nasıl bir ilişki içinde olduğu çok önemlidir.

0-3 yaş döneminde, çocukla ilişki içinde olan kişinin ve ortamın vitalitesi (canlılığı, coşkusu) çocuğun gelişiminde hayati bir önem taşımaktadır. Yetişkin çocuğa ne kadar cevap veriyor, onun ihtiyaçlarına karşı ne kadar hassas, ortam ne kadar uyarıcı, yetişkin çocukla olan ilişkisinde sıkılıyor mu, çocukla birlikte olan kişi gününün ne kadarını çocukla birlikte geçiriyor, yetişkin kendine ne kadar zaman ayırıyor gibi soruların cevapları çocuğun olduğu ortamın vitalite düzeyini ortaya çıkarmaktadır.

ÖNERİLER:

0-3 yaş döneminde, çocukların çok hızlı geliştiği ve öğrenmeye, etkilenmeye çok açık oldukları araştırmalarla saptanmıştır. Durum böyle olduğuna göre, çocuğun eğitimine başlamak için 3 yaşını beklemek gerekmediği, tam tersine, beklememek gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, anne babaların bebekleri dünyaya geldikten sonra, beyin gelişimini hızlandırmak için neler yapabileceklerini araştırmalarını ve üzerine düşünmelerini öneriyoruz.

Küçük çocukların, hayatlarındaki önemli kişiler tarafından en çok zamana ve ilgiye ihtiyaçları var. Yetişkinlerin yapması gereken, sadece, çocuklarının doğal merak duygusunu dikkate almak. Çocuklar için herşey hayret edilecek kadar ilginç şeylerdir. Kaldırımdaki gölgeler, uzaktan havlayan köpek, telefon ahizesinden duyulan ses gibi herşey bir bebek için hayatın mucizeleridir. Eğer anne-baba, bebeğin hayretini ve gülmesini paylaşırsa, çocuk kendi gözlem ve duygularının değerli olduğunu ve insanların kendisini dinlediğini öğrenecektir.

Çocukların hangi aşamalarda nelere kapasiteleri olduğunu ve hangi ay ve yaşlarda ne tür duygu ve davranışlar içine girebileceklerini bilmek, çocuğunuz ve kendi mutluluğunuz için gerekli. Örneğin, “Benden hiç ayrılmıyor, peşimi bırakmıyor” şeklinde yakınan bir annenin, bebeklerin 9 ay civarından başlayarak bir süre anneden ayrılma endişesi yaşayabileceklerini bilmesi, “Ben neyi yanlış yapıyorum ki, bu çocuk böyle” kaygısını ortadan kaldırabilir. Bu kaygının ortadan kalkması, annenin “bana bağımlı olmasın” diye çocuğu kendinden uzaklaştırma çabalarının önüne geçmesine, böylece çocuğun kendini daha güvende hissetmesine ve ilerde gerçekten bir bağımlılık sorununa dönüşmesine engel olur. Çünkü genelde bildiğimiz bir doğru var ki, anneler çocuklarını ittikçe çocuklarda daha yüksek oranda bağımlılık sorunu yaşanmaktadır.

Annenin ya da çocuğun bakımından birinci derecede sorumlu olan kişinin, çocukla olan ilişkisinde vitalitesinin önemli olduğunu vurgulamıştık. O halde, bu yetişkinin, uzun saatler boyunca, yalnız çocukla birlikte olması yetişkinin tüm kaynaklarını kurutacaktır. Ve çocuğun ihtiyacı olan canlılığı çocuğa veremeyecektir. Bu nedenle, çocukla birlikte olan kişinin sık sık kendine zaman ayırması, sevdiği hoşlandığı şeyleri yapması ve çevreden destek istemesi yine çocuk açısından önemlidir. Yetişkin dışardan enerji aldıkça, çocukla olan ilişkisinde de daha enerjik olacaktır.

Öte yandan, araştırmalar, çocuk yetiştirmede anne-babaların bir öğüde ihtiyaç duyduklarında kitaplar yerine kendi anne-babalarına başvurduklarını göstermektedir. Dolayısıyla, ailenin kendi hikayesi çocuklar aracılığıyla, tekrar tekrar sahneye konmaktadır. Sonuç olarak, olumlu geleneklerin yanısıra, olumsuz gelenekler de bir sonraki nesillere geçebilmektedir. Herkesin kendi hikayesinin farkında olması, çocuğunu daha iyi yetiştirebilmesi için çok önemli. Bu nedenle, çocuğuyla ilişkisinin gözlenmesi ve hatta, yetişkinlerin kendi hikayelerini farkedebilmeleri ve çocuğuyla ilişkisinde nasıl davrandığını görebilmesi için yardım alması, önlenebilir birçok olumsuz aile geleneğini sona erdirebilir.

0-3 YAŞ İÇİN THERAPATICA’DA NELER YAPIYORUZ?

Hamile Destek Programı

0-3 Yaş Evde Eğitim Programı

Bakıcı Eğitimi Programı

0-3 yaş çocuklarına ve ailelerine destek veren kurumlardan yardım almak, birçok sorunun hızla çözülmesine yardımcı olacaktır.

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Banu Vardar

Uzm.Psikolog Banu Vardar, 1962 yılında dünyaya geldi. Lise eğitimini Kadıköy Anadolu Lisesi’nde tamamlamasının ardından, İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünde lisansını, Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde de yüksek lisansını tamamladı. Uzm.Psikolog Banu Vardar, Kanada’da uzun yıllar boyunca çocuklar ve gençler, anneler-babalar ve çocuk istismarı konuları üzerinde çalıştı ve Türkiye’ye dönüşünün ardından Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türk Psikologlar Derneği, Anne Çocuk Eğitim Vakfı gibi vakıf ve derneklerde yöneticilik ve proje koordinatörlüğü görevlerini sürdürdü. Uzm.Psikolog Banu Vardar kuruculuğunu yaptığı Together Danışmanlık Merkezinde, genç ve yetişkin terapisinin yanında, 0-3 yaş çocukları ve anne-babalarına yönelik farklı çalışmalar yaptı ve pekçok okulda düzenlediği öğretmen ve ann ...

Etiketler
0-3 yaş çocukları
Uzm. Psk. Banu Vardar
Uzm. Psk. Banu Vardar
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube