merhabalar doktor bey, ben 37 yaşında 10 yıllık evli bir bayanım. bugüne kadar çocuk sahibi olmak için 3 aşılama, 6 tüp bebek denemesi geçirdim. 5. tüp denememde hamile kaldım, fakat 5,5 aylıkken kaybettim. Bu süreç içerisinde (hamile olduğum dönem hariç) hamile veya küçük çocuklu insanlarla görüşmekten, bebek hikayeleri dinlemekten, yeni insanlarla tanışıp; ''sizin çocuğunuz var mı?'' sorusunu duymaktan hep kaçınmaya çalıştım. Hamile bir kadın gördüğümde hemen enerjimin düştüğünü hissediyorum, bir yakınımın hamile olduğunu duymak beni bir kaç gün ağlatıp, 2-3 hafta sürekli mutsuzluğa sürükleyebiliyor. Yeni bir tedaviye niyetlendiğim zaman ise boğazımda bir sertlik ve sıkıntı sıkışma hisleri olmaya başlıyor. Bebeğimi kaybettiğim zaman da bu sıkıntı hissi nedeniyle psikiyatra gitmiş ve 3 ay kadar xanax ile adını hatırlamadığım diğer bir ilaç tedavisi görmüştüm. bazı tedavilerim esnasında birkaç kez psikolog ile de görüştüm ama içimdeki fırtınayı dindiremedim. Hayat akıp giderken, herkesin çoluğu çocuğu büyürken kendimi hayatın gerisinde kalmış hissediyor ve çok üzülüyorum. Öyle ki bazen ''ben kaç yaşıma gelmiştim diye hatırlamakta zorlandığım oluyor, şaşırıyorum.'' ''çocuğumuz olursa- olmazsa'' şeklindeki ikilemler beynimi çok yoruyor ve bir daha geri gelmeyeceğini bildiğim bu yıllarım endişe ve stresle elimden hızla geçip gidiyor. yeni doğmuş bebek ziyareti ise benim için bir kabus gibi- hiçç gitmek istemiyorum. ve eşimde benzer durumda. bizim için önereceğiniz birşeyler var mı? saygılarımla.
psikolog ile yaptığınız o bir kaç görüşmeyi sürekli hale getirmenizi öneririm.