Yüz estetiği, altın oran ve profiloplasti

Yüz estetiği, altın oran ve profiloplasti

GÜZELLİĞİN MATEMATİĞİ VE PROFİLOPLASTİ

Doğadaki varlıkların yapısında daima bir matematiksel oran vardır. Salyangozun kabuğu, ağacın yaprağı, böceğin vücudunda bir uyum ve oran bulunmuştur. İnsan yüzünün ve vücudunun parçaları arasında da bir uyum ve matematiksel oran vardır.  Estetik cerraha başvuran ve yüzündeki bir bozukluktan yakınan hasta değerlendirildiğinde bu bozukluğun yüzün anatomik oranlarına ve saptanmış matematiksel ölçülerine uymadığı görülür. Yüzdeki güzelliğin sırrı da bu “altın oran” da gizlidir.

ALTIN ORAN NEDİR?
Çok eski çağlardan beri mimaride, sanatta ve anatomide saptanmış ve kullanılan 'Altın Oran' kavramı; bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin ve en güzel görünen boyutları verdiği düşünülen bir orandır. Yüz estetiğinde bu oran bütün yapı ve alt parçalar arasındaki orandır. Örneğin yüzün uzunluğu ve genişliğinin oranı, burun boyunun ne kadar olması gerektiği, göz arasının ideal ölçüsü, yüzdeki organların en güzel yerleşimi saptanmış bu ölçülerle bellidir.

Güzel ve hoş görünen bir yüz incelendiğinde bu ölçülere ve altın orana uyduğu görünür. Elbette ölçülere uymadığı halde “güzel ve hoş” görünen kişiler vardır, fakat bunlar istisnadır.

Estetik cerrahiye başvuran hastada yüzdeki ve vücuttaki şekil bozukluğunu gidermeden önce resimleme yapılır. Bu resimler üzerinde tedavi planlaması yapılırken bilinen anatomik matematiğe uygun olarak planlama yapılır, yani vücuttaki oluşumlar arasındaki altın oranın tekrar oluşturulmasına çalışılır.

KONTUR DÜZELTİLMESİ = PROFİLOPLASTİ

Bu gerçeği bilen estetik cerrah, sadece yakınma olan organa değil tüm yüze bakarak değerlendirme yapar. Çünkü yüzdeki organlar ve oluşumlar bir bütün içinde “güzel” veya “estetik” tir. Yüzün bütününü değerlendirip, bozuklukları cerrahi olarak düzeltmeye “profiloplasti” denir. Profiloplasti ile; tek bir bölgeyi düzeltmek yerine, onun çevre yapılarla birlikte bir bütün olarak düzeltilmesi sağlanır. Hastanın yüz değerlendirilmesi sonrası ideal olan oranlar kendisine anlatıp diğer ek girişimler de önerilir. Örneğin; burun estetiği için gelen hastaya alın ve çene konturlarındaki bozuklukları gösterip bu kısımların düzeltilmesini de önerilir. Kısaca yüz “profilini” total olarak düzeltmek idealdir. Bunu yaparken daima yüz matematiği ve “altın oran” rehberimiz olmaktadır.

Profiloplasti; özetle yüzdeki herhangi bir uygulamanın diğer tüm uzuvlarla da uyumlu hale getirilmesini ve kişinin yüzünün profilini düzeltmeyi amaçlayan işlemlerin tümü olarak tanımlanabilir.

PROFİLOPLASTİ HANGİ BÖLGELERE UYGULANIYOR?
Alın: Bu bölge çok düzse yağ dolgusu veya aquafilling ( uzun ömürlü sentetik dolgu) enjeksiyonları ile konveks bir şekil verilir. Alında kaşların üst bölgesinde kemik konturu çok belirgin ise alın kemiği traşlanabilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların geriye alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir.

Kaşlar: Düşük kaşlara kaş asma ameliyatları veya botoks enjeksiyonları yapılarak kaş ucunun kalkması sağlanabilir.

Burun: Estetik rinoplasti işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir, ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir. Burundaki kontur bozuklukları özel dolgularla tamamlanabilir.

Yanaklar: Orta yüz denilen yanak kısımlarındaki çökme, zayıflık veya sarkmalarda dolgular (aqua dolgular, yağ enjeksiyonları), orta yüz germe ameliyatları, yanak asma ameliyatları, elmacık kemikleri üzerine protez uygulaması gibi işlemler yapılabilir.

Dudaklar: Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt dudağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen burun operasyonu yaptıracak bayanlarda dudak pozisyonu, dolgunluğu ve ölçüsü çok önemlidir. Dudak konturları ve dolgunluğu dolgular ve yağ enjeksiyonları düzeltilirken, üst dudak mesafesi cerrahi olarak kısaltılabilmektedir.

Çene: Profiloplasti'de burundan sonra en önemli bölge çene konturudur. Çiğneme normal fakat çene ucu bölgesi büyük veya küçükse düzeltilmesi yüzün görünümünde çok önemlidir. Ülkemizde en çok görülen sorun çenenin geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak ve kısa bir yüze neden olurken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Çene ucunda büyütme ve dolgular, ilerletme, fazlalığı traşlama ile protez uygulamaları yapılabilmektedir. Bu işlemler hem burun estetik görünüşünü hem de kişinin yüz ifadesini çok etkilemektedir.

Çene Altı Bölgesi: Submental bölgedeki (gıdı bölgesi)  yağ fazlalığı hastanın çenesinin ve boynunun olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir yağ alma (liposuction veya lipoliz) veya cerrahi germe  çene konturunu düzgünleştirir. Boynun diğer kısımlarındaki kırışıklık ve fazlalıklar boyun germe operasyonu ile düzeltilebilir.

 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Atay Atabey

1958 yılında Ankara' da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’ da tamamladı. 1977-1983 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tıp doktorluğu öğrenimi gördü. Mezuniyet sonrası iki yıl mecburi hizmetini yaptı. 1985 yılında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlık eğitimine başladı. 1990 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi' nde "Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı" oldu. 1991 yılında aynı fakültede çalışmaya başladı. 1997 yılında "Doçent" ünvanını aldı. 1994-95 ve 1998-2000 tarihleri arasında toplam 2,5 yıl Amerika Birleşik Devletleri, Johns Hopkins Üniversitesi Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Maksillofasiyal Cerrahi Bölümü'nde  "Doktora Sonrası Araştırmacı" olarak çalıştı. Burada “kompozit flep prefabrikasyonu, kranio-maksillofasiyal cerrahi, doku transferleri” konularında ...

Etiketler
Yüz estetiği ameliyatları
Prof. Dr. Atay Atabey
Prof. Dr. Atay Atabey
İzmir - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube