Yeme Bozukluklarıyla İlgili Yaygın Yanılgılar ve Gerçekler


Yeme bozuklukları; anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu, kaçınan kısıtlayıcı gıda alım bozukluğu ve başka türlü adlandırılamayan yeme ve beslenme bozuklukları tüm psikiyatrik hastalıklar arasında en yüksek ikinci ölüm oranına sahip son derece ciddi rahatsızlıklardır. Araştırmalara göre Türkiye’de gençlerin yaklaşık %10’u yeme bozukluğu geliştirme riski altındadır ve bu oran her geçen yıl artmaktadır.
Bu hastalıkların belirtilerini tanımak ve iyileşme şansını artırmak için mümkün olan en kısa sürede profesyonel tedaviye teşvik etmek çok önemlidir. Yeme bozukluklarıyla ilgili gerçekleri daha iyi anlamak için bazı yaygın yanılgıları çürütelim!
Yanılgı #1: “Çocuğumun yeme bozukluğu yok, onu sürekli yemek yerken görüyorum!”
Gerçek: Yeme bozukluklarının yalnızca yemek yemeyi reddetmekten ibaret olmadığını bilmek önemlidir. Daha ince ama önemli işaretler olabilir: kişilik, davranış ve fiziksel değişimler. Çocuğunuz yemek yiyor olabilir, ancak normal büyüme ve gelişimini ya da fiziksel aktivite düzeyini destekleyecek kadar yemiyor olabilir. Yeme düzenlerini oluşturmanın yanı sıra, yeme bozukluğu olan kişiler genellikle bozukluğun gelişimine katkıda bulunan duygusal sorunlarla da başa çıkmayı öğrenmek zorundadır. Gerçek iyileşme, bu duyguları tanımlamayı ve onlarla sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmeyi içerir.
Yanılgı #2: “Yeme bozukluğu olan biri mutlaka çok zayıf olur.”
Gerçek: Yeme bozuklukları her vücut tipindeki insanları etkileyebilir. Aslında altı ana yeme bozukluğu tanısından yalnızca biri kilo kaybı ile ilişkilidir. Yeme bozukluğu davranışları, kişinin kilosu ne olursa olsun hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebilir.
Yanılgı #3: “Yeme bozuklukları bir tercihtir — insanlar dikkat çekmek veya güzel görünmek için yapar.”
Gerçek: Bu inanış, yeme bozukluğu yaşayan kişilerde büyük bir utanç duygusu yaratır. Beden algısı kaygıları ile yeme davranışları arasındaki ilişki bazen yeme bozukluklarının sadece görünüm kaygısından kaynaklandığına dair yanlış inançlara yol açabilir. Bu doğru değildir; yeme bozuklukları karmaşık tıbbi ve psikiyatrik rahatsızlıklardır ve profesyonel yardım gerektirir. İstek meselesi değildir, tek bir nedene bağlı değildir ve çoğunlukla anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve depresyon gibi diğer ruhsal sorunlarla birlikte görülür.
Yanılgı #4: “Yeme bozuklukları sadece genç kızlarda görülür.”
Gerçek: Yeme bozuklukları tüm cinsiyetlerden, cinsel yönelimlerden, yaşlardan, beden ölçülerinden, ırklardan ve etnik kökenlerden insanları etkiler. Ayrıca ergenlerdeki yeme bozukluğu vakalarının yaklaşık üçte biri erkektir ve erkeklerde de yeme bozukluğu davranışları kadınlar kadar yaygındır.
Yanılgı #5: “Yeme bozuklukları sosyal medya gibi dış etkilerden kaynaklanır.”
Gerçek: Günümüzde toplum sürekli olarak diyet yapma, kilo verme ve ince olma fikrini öne çıkarıyor. Bu, sağlıksız bir şekilde yiyecek ve kilo takıntısına yol açabilir ancak doğrudan neden değildir. Yeme bozuklukları; genetik, biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Toplumsal baskı, travmatik deneyimler, düşük benlik saygısı ya da ailede yeme bozukluğu öyküsü tetikleyici olabilir.
Yanılgı #6: “Yeme bozukluğu olan kişinin ebeveynleri suçludur.”
Gerçek: Araştırmalar, yeme bozukluklarının güçlü biyolojik kökenleri olduğunu desteklemektedir. Ancak her bireyde farklı nedenlerin birleşimiyle gelişir. Gençlerde yeme bozukluklarının en etkili tedavi yöntemleri, aile üyelerinin sürece aktif olarak dahil edilmesini içerir. Bu süreç oldukça zorlayıcı olduğundan, ebeveyn ve bakım verenlerin de destek alması çok önemlidir.
Yanılgı #7: “Yeme bozukluğu olan kişiler tedaviyle tamamen iyileşir ve sorun biter.”
Gerçek: İyileşme süresi herkeste farklıdır. Tam iyileşme olsa bile birçok kişi, nüksü önlemek için öğün planlama, terapist/diyetisyen/hekime düzenli kontrole gitme gibi bakım aktivitelerini sürdürmek zorundadır. Yeme bozuklukları günlük işlevselliği ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir; ancak her zaman iyileşme umudu vardır. İyileşme yıllar sürebilir ve herkes tamamen iyileşemese de birçok kişi tedaviyle büyük ilerleme kaydedebilir.
Kaynakça: https://www.nationwidechildrens.org/family-resources-education/700childrens/2024/11/eating-disorder-myths
Türkçeye Çeviren – Düzenleyen: Fatih ÖZMEZ