Yediklerimiz mi bizi kontrol ediyor yoksa biz mi yediklerimizi ?

Yediklerimiz mi bizi kontrol ediyor yoksa biz mi yediklerimizi ?

Yeme davranışı irade açısından bize ait, istediğimiz zaman yeriz, istemediğimiz zaman yemeyebiliriz.

Ancak yemekle aramızdaki duygusal bağ o kadar yoğun bir hal aldı ki, bir an da kontrolden çıkabiliyoruz. Tıka basa karnımız tok olsa da çok sevdiğimiz bir tatlıyı gördüğümüz de fazlaca yiyebiliyoruz. Sadece bir parça almak için açtığımız çikolata paketi hiç fark etmeden bomboş kalabiliyor.

İradesiz miyiz?

Hayır değiliz?

Aksine biz iradeliyiz, çünkü; biz istemezsek yemeyiz, kimse bize zorla bir şey yediremez öyle değil mi?

Bizdeki sorun iradeyle alakalı değil, sadece yeme tutum ve davranışlarımızın altında yatan nedenleri anlamıyoruz.

Peki bu durumun altında yatan nedenler ne olabilir?

Bizi sinirlendiren ya da mutlu eden bir duruma bağlı olarak yemek yeme isteği geliştiriyor olabiliriz, bir film ya da dizi izlerken bir şeyler demeye başladığımız da ne kadar yediğimizi fark etmeden fazlaca yiyor olabiliriz, ya da sosyal hayatımız da arkadaşlarımızla dışarı çıktığımızda yemek yemeyi bir aktivite olarak  kabul edip kendimize sınırsız izinler veriyor olabiliriz… Nedenler uzar gider. Biz neler yapabiliriz çözümlere bakalım.

Öncelikle her şeyden önce kendimize dürüst olmalıyız.

Gerçekten aç mıyız?

En son ne zaman yemek yedik?

Ne kadar yedik, ne yedik?

Ne kadar sürede yedik?

Su içtik mi?

Yemek istediğimiz bir şey ile karşılaştığımızda ya da aklımıza geldiğinde; bunu yersek mutlu mu olacağız yoksa yedikten sonra pişman olup kendimizi suçlayacak mıyız?

Bu yemek yeme döngümüzü hep böyle devam mı ettireceğiz?

 Ne zaman acıktığımızı, ne kadar yediğimizi, nasıl yediğimizi ve ne zaman doyduğumuzu fark etmeden yiyoruz.

Yemek yerken kafamızdaki düşünceleri, elimizdeki telefonu ve meşgul olduğumuz işi bir kenara bırakıp yediğimiz yemeğin her bir lokmasını fark ederek yiyelim. Çünkü tokluk sinyalleri beyne yemek yemeye başladıktan 20 dakika sonra ulaşıyor yani yemek yeme süresi ne kadar uzun olursa o kadar çok doyduğumuzu hissederiz.

Ve unutmayın yediklerimizin ne fazlası yarar ne de azı, yediklerimiz de dengeyi sağlamak en doğru yol olacaktır.

Farkındalıkla oturup yemek yediğiniz mutlu sofralarınızın olması dileğiyle :)

Bu makale 26 Temmuz 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Merve Demirbilek

Dyt. Merve Demirbilek, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Atatürk Üniversitesi  Beslenme ve Diyetetik bölümünü  2018 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır.  Atatürk Üniversitesi Öğrenci Yemekhanesi ve Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde yemek hizmeti veren mutfakta etkin mutfak yönetimi, menü planlama, hijyen konularında toplu beslenme stajı, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde pediatri kliniği, kadın doğum kliniği, yeni doğan kliniği ve pediatri polikliniği bölümlerinde çocuk stajı, endokrinoloji, nefroloji, gastroenteroloji, onkoloji, yoğun bakım ve cerrahi kliniklerinde yetişkin stajı uygulamalarını başarıyla tamamlamış, ve Nörolojik Hastalıklar ve Ketojenik Diyet’’ konulu seminer çalışmaları'da yapmıştır. Ayrıca mesleki olarak'ta Diyabette Beslenme ve Karbonhidrat Sayımı, Sporcu Diyetisyenli ...

Etiketler
Sağlıklı
Dyt. Merve Demirbilek
Dyt. Merve Demirbilek
Kayseri - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube