Ülkemizde yetişkin nüfustaki ölüm nedenlerinin ilk sırasında koroner kalp hastalığı gelmektedir. Hastalık riski 35 yaşından itibaren artmakta, erkeklerde kadınlardan, yüksek sosyo-ekonomik grupta düşük sosyo-ekonomik gruptan daha yüksek oranda görülmektedir.
Koroner kalp hastalığına neden olan risk faktörleri; bireyin denetimi altında olan ve olmayan olmak üzere iki grupta incelenebilir.
Bireyin denetimi altında olmayan faktörlerin başında; yaş, cinsiyet ve kalıtımdır.
Yaş : Kalp hastalığından ölenlerin yaklaşık %80’i 60 yaş üzerindedir.
Cinsiyet : 60 yaş altında yaklaşık her beş erkekten birinde hastalık görülürken 17 kadından birinde hastalık ortaya çıkar. Bu farklılığın nedeni doğurganlık döneminde salgılanan östrojen hormonudur. Menopozla östrojenin kesilmesiyle cinsiyet farklılığı ortadan kalkar.
Erkekliğe özgü hormonlar ise LDL’yi (kötü kolesterol) yükseltip HDL’yi (iyi kolesterol) düşürerek, karında yağ birikimini arttırarak kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttırıp pıhtılaşmayı aktif hale getirerek koroner hastalık riskini yükseltirler.
Aile Öyküsü : Araştırmalara göre aile geçmişinde kalp hastalığı bulunması, bireyin riskini yaklaşık %25 yükseltir.
Bireyin denetim altına alabileceği risk faktörleri ise ;
Kolesterol ve yağ asitleri : İnsan bedenindeki kolesterolün bir kısmı diyetle alınır, çoğunluğu karaciğerde asetattan sentezlenir. Kolesterol hücre zarı ve beyindeki myelinin yapısına girer, bazı hormonlar ve safra asitlerinin öncüsüdür. Kandaki kolesterol miktarının normal düzeyde tutulması beden çalışması için gereklidir.
Önceleri kolesterolün yükselmesinin diyetle çok kolesterol alımına bağlı olduğu sanılıyordu. Daha sonraki çalışmalar, kolesterolün kanda taşınmasının önemini ortaya koymuştur. Kalp hastalığı riskinin, serum LDL- kolesterol ile doğrusal, HDL-kolesterol ile ters yönde ilintili olduğu ortaya konmuştur.
Diyette yapılan değişikliklerle serum kolesterolünün, özellikle LDL-kolesterolün düşürülmesinin, KKH riskini azalttığını göstermektedir.
* LDL-kolesterolü (kötü kolesterol) yükselten yağ türleri (OLUMSUZ ETKİ): Süt yağı, palm yağı, Hindistan cevizi yağı, katı margarin
zeytin yağı, fındık yağı, bitkisel sıvı yağlar
*HDL-kolesterolü (iyi kolesterol) yükselten yağ türleri (OLUMLU ETKİ) : kanola yağı, balık yağı
Sigara : Koroner arter hastalığından ölümlerin %25’i sigara nedeniyledir. Sigara dumanındanki toksik öğelerin kan damarlarında inflamasyonu tetikleyerek hastalık riskini arttırdığı bildirilmiştir.
Hipertansiyon : KKH için en önemli risk faktörüdür. Kan basıncında 1 mm hg düşüş, kalp hastalığı riskini %2-3 azaltır!
Diyabet : Diyabetli bireylerin 10 yıllık süre içinde ciddi kalp hastalığına yakalanma riski %15-25 arasındadır!
Diyabetli bireylerin kan şekeri regülasyonunu sağlayan besinleri öğrenmek, öğün düzenini oluşturmak üzere beslenme programları için beslenme uzmanları ile çalışmaları şarttır!
Stres : Bazı araştırmalar, depresyonlu kişilerde KKH riskinin olmayanlara göre %71-73 daha yüksek olduğuna işaret etmektedir.
Homosistein : Homosistein metabolizmasında rol alan folik asit, B12, B6 ve B2 vitaminlerinin yetersizliğinde kanda homoistein düzeyi yükselir. Kalp hastalığı riski olan hastaların bu vitaminlere belirli aralıklarla baktırmaları homosistein seviyeleri açısından önemlidir.
Kalsiyum : Az yağlı süt ürünlerinden (yoğurt/ayran/peynir) alınan kalsiyumun kan basıncının düzenlenmesine ve KKH riskinin azalmasına yardımcı olur.
Fibrinojen : Fibrinojen pıhtılaşma sürecinde rol alan bir kan proteinidir. Pıhtılaşma, arterleri tıkayan bir olay olduğundan kanda fibrinojen düzeyinin yükselmesinin KKH için bir risk faktörü olabileceği düşünülmüştür.Düzenli egzersiz (haftada min. 150 dk- maks. 300dk. yürüyüş), şişmanlığın iyileştirilmesi, sigarasız ortam, balık tüketiminin artması ya da balık yağı alımı pıhtılaşma riskini azaltır.
Böbrek Hastalığı : Böbreklerde oluşan hasar kalp krizi ve inme riskini arttırır. Böbrek sağlığı için günlük ideal su tüketiminin sağlanması (ağırlık*30 ml.) ve tuz tüketiminin azaltılması gerekmektedir.
Şişmanlık : Şişmanlık; hipertansiyon,tip 2 diyabet, uyku apnesi, HDL-kolesterol düşüklüğü, karın yağlanmasının yarattığı inflamasyon risklerini arttırarak, dolaylı yönden kardiyovasküler sağlığı olumsuz etkiler. Özellikle yağın bedenin üst kısımlarında toplanması riski daha da yükseltir. Bel çevresinin kadın için 80, erkek için 93 cm altında olması riski azaltır.
Egzersiz: Egzersiz, hepatik lipaz aktivitesini azaltarak HDL-kolesterolü yükseltir.
Diyet Posası: Özellikle yulaf, baklagiller, sebze ve meyvelerden alınan yüksek diyet posası kolesterol öncüsü safra asilerinin kana geçişini önleyerek hastalık riskini azaltır.
KALP HASTALIĞI RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN SAĞLIKLI BESİN SEÇİMLERİ
|
EN İYİ SEÇİM |
SAKINILMASI GEREKEN |
YAĞ GRUBU |
Zeytinyağı, kanola yağı, zeytin |
Margarin, iç yağı |
ET/TAVUK/BALIK/BAKLAGİLLER |
Her türlü balık Tavuk,hindi ve diğer kanatlı hayvanların derisiz eti Zeytinyağlı, kurubaklagil yemekleri |
Sucuk,sosis,salam,kavurma,yağlı koyun,sığır eti Kızartılmış besinler Tavuk ve kanatlı hayvanların derisi |
TAHIL GRUBU |
Tam buğday, çavdar ekmeği Bulgur pilavı, zeytinyağlı sebze yemekleri Yulaf |
Yağ ve şeker içeren her türlü mamuller, kremalı bisküviler, saflaştırılmış un (beyaz ekmek) |
SÜT GRUBU |
Az yağlı süt ve süt ürünleri |
Tam yağlı süt ve süt ürünleri Krema Çikolatalı tatlılar |
MEYVE GRUBU |
Avokado dışındaki tüm meyveler |
|
SEBZE GRUBU |
Yeşillikler Lahana türleri, pırasa, karnabahar, domates, brokoli |
|
TATLI GRUBU |
Sebze ve meyveli az şekerli tatlılar |
Çikolata ve tereyağı eklenmiş ağır tatlılar |