Doktorsitesi.com

Yakınlık Korkusu: Hem Biri Olsun İstiyorum Hem de Uzak Durmak

Psk. Cenk Özen
Psk. Cenk Özen
12 Mayıs 202562 görüntülenme
Randevu Al
Hem yakınlığa ihtiyaç duyup hem de başkalarını kendimizden uzak tutmak isteme hâline “kirpi ikilemi” denir.
Yakınlık Korkusu: Hem Biri Olsun İstiyorum Hem de Uzak Durmak

Bu durumda olan kişiler, yakınlık kurduklarında zamanla rahatsızlık hissederler. Güvende olduklarında savunmalarını indirirler; ancak bu, kendilerini güçsüz hissetmelerine neden olur. Savunmasız kalmayı güçsüzlükle eşitlemek, onların temel yanılgısıdır. Oysa sevmek ve sevilmek, her şeyden önce ‘güçlü görünme’ idealinden vazgeçmeyi gerektirir.
Eğer sevdiğimize bile yumuşak karnımızı gösteremeyeceksek, onun diğer insanlardan ne farkı kalıyor? Bu soruya kirpi ikilemine sahip kişiler şöyle cevap verebilir:

“Savunmasız görünürsem zarar görürüm.”

Oysa sevmek, güvenle iş birliği içinde olan bir duygudur. Sevmediğimiz birine güvenemeyiz; çünkü sevgi eksikliği, güveni engelleyen bir rahatsızlık üretir. Bu yüzden birini seviyorsak, güven duygusunun da beraberinde gelmesi doğaldır. Eğer gelmiyorsa, ya sorun sizdedir ya da karşınızdaki kişinin tutumlarında.
Eğer sorun sizdeyse, bu durumun temelinde, koşulsuz sevildiğiniz ve kabul edildiğiniz bir ortamda büyümemiş olmanız yatıyor olabilir.Koşulsuz sevgi deneyimlenmeden büyüyen bireyler, güç gösterilerine daha yatkın hale gelirler. Çünkü çocukluktan itibaren böyle bir sevgiye maruz kalmamış olmak, onun varlığını kabul etmeyi zorlaştırır. Bu da kişinin, koşulsuz sevgiye maruz kaldığında dahi rahatsızlık hissetmesine ve oradan uzaklaşma isteği duymasına neden olabilir.

Gelelim yalnızlık kısmına...

Bu noktada kişi, yakın ilişkilerden uzaklaştığında yalnız kalır. Yalnızlık başlangıçta iyi hissettirebilir; belirli bir süre için kişiye iyi bile gelebilir. Ancak bu sürenin uzaması ve yalnızlığın kalıcı hâle gelmesiyle, bu durumun ağırlığı da artar. Ağırlık arttıkça kişi bunu taşımakta zorlanır. Bu zorlanmanın da elbette belirtileri olur; anksiyete bunlardan biridir.
Burada kişi, yalnızlığın “hep böyle” süreceği endişesiyle anksiyete yaşar. Bu, bir tür gelecek kaygısıdır. “Hep böyle yalnız bir şimdiye mi sahip olacağım?” sorusu yanıtsız kaldıkça, yalnızlığın ağırlığı da katlanır. Sonuç olarak kişi, bu duygudan kurtulmak adına kendini bir ilişkinin içine atabilir.

Ancak anksiyete ve yalnızlık nedeniyle bir ilişkiye başlamak, doğru bir seçim yapma ihtimalini azaltır. Çünkü kişi, bulunduğu durumdan kaçmak için seçim yapar. Oysa sevmek, bir “kaçış” duygusunun sonucu değildir. Bu nedenle böyle başlayan ilişkiler, kişinin ruhsal yapısına fayda sağlamak yerine, genellikle daha karmaşık bir döngüye yol açar.

Böylece kişi, kendiyle yüzleşme gücünü elde edene kadar, bu döngünün içinde sıkışıp kalır.

Etiketler

İkili ilişkilerde özgüvenKaybetme korkusuyakınlık korkusu

Yazar Hakkında

Psk. Cenk Özen

Psk. Cenk Özen

Herkese merhabalar, 
Ben Psikolog Cenk Özen. Lisans eğitimimi Üsküdar Üniversitesi’nde onur öğrencisi olarak tamamlamış olup, yüksek lisans eğitimimeyse Arel Üniversitesi’nde devam etmekteyim. 4 yıllık lisans sürecimin ikinci yılından itibaren staj gördüm. Bununla birlikte lisans sürecimin son senesinde, değerli bulduğum çeşitli eğitimlere başvurarak onlardan sertifikalar aldım. ISST sertifikalı İleri Düzey Şema Terapist olan Prof. Dr. Esra Yancar Demir’den 6 oturumdan oluşan 42 saatlik ‘Şema Terapi’ eğitimi aldım. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Anabilim Dalı Başkanı, ACT – EABCT Sertifikalı BDT Terapisti Doç. Dr. Ayşe Sibel Demirtaş’tan 11 oturumdan oluşan ‘Bilişsel Davranışçı Terapi Uygulayıcı Eğitimi’ aldım. Bir senesi staj kapsamında, bir senesiyse psikolog olarak toplam iki senedir danışan görmekteyim, aynı zamanda Spotify üzerinden ''Cengoland'' kullanıcı adıyla psikoloji alanının çeşitli konuları hakkında podcastler yayınlamaktayım . Kişisel gelişiminize katkıda bulunmak için podcastlerimi dinleyebilirsiniz . 
Bununla birlikte kendi kişiliğimle alakalı birkaç bilgi vermek isterim. Kendimi her zaman meraklı bir insan olarak tanımladım. Yani beni bir gün sosyoloji alanında bir şey okurken görebilirsiniz bir gün psikoloji bir gün de felsefe. Her zaman iyi yazarların bu dünyaya katmış olduğu güzel eserleri keşfetmeye ve onlarla buluşmaya gayret ettim, etmeye de devam ediyorum. Çünkü düşünen insanın dünyadaki yerini keşfetmeye dair ihtiyacı vardır. Kendini keşfedebilmenin yolu da öncelikle kendin olmayan ile karşılaşmaktan geçer; yani ötekiyle. 
Terapi dediğimiz yerde böyledir. Siz gelirsiniz ve bana, hayatınızın belli bir sahnesinden yaşamınızı ifade etmeye başlarsınız. Başlangıcı yaptıktan sonra benimle aranızdaki terapist danışan ilişkisinde hissetmiş olduğunuz güven ve samimiyete göre hayatınızın başka sahnelerini de açmaya başlarsınız. Bu yolculuk sırasında birlikte, yaşananları inceler ve yaşanmış olan şeylerin sizdeki izlerini keşfetmeye çalışırız. Birlikte diyorum çünkü, siz kendi hayatınızın uzmanısınız ve ben sizin hayatınızla yeni tanışan biriyim. Diyelim ki 30 yaşındasınız. 30 yıllık yaşamınızın herhangi bir sahnesini bilmeyen ben nasıl sizin uzmanınız olabilirim ki? İşte burada; sizinle birlikte ben, 30 yıllık yaşamınızda bir yolculuğa çıkan kişiyim. Siz bana bu yolculuğun tanıtımı sırasında eşlik eden uzmansınız. Bense, bu yolculuk sırasında ortaya çıkmış olan, sizin şimdiye kadar görmemiş veya görememiş olduğunuz anlamları görebilmeye çalışacak olan bir uzmanım. 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler