Varoluşçuluk ve psikodinamik açıdan kaygı?

Varoluşçuluk ve Psikodinamik Açıdan Kaygı? Kaygı Nedir?

Varoluşçuluk ve psikodinamik açıdan kaygı?

Varoluşçuluk ve Psikodinamik Açıdan Kaygı?

Kaygı Nedir?

Beklenmedik durumlarda ve belirsizliklerin olduğu zamanlarda stresin eşlik etmesiyle birlikte ortaya çıkan bizlerin uyaranlara karşı bilişsel ve davranışsal yanıtların gelişmesini sağlayan bir duygu durumudur. Kaygının evrimsel açıdan faydaları olduğunu görmekteyiz. Başlıca örnekler odaklanma, güdülenme ve motivasyon gibi evrimsel işlevlerdir. Kaygının bir stresöre maruz kalmadan ortaya çıkması durumunda, zorluklarla baş edebilmeyi sağlayan işlevi dışına çıktığında. Kalıcı ve uzamış bir kaygının varlığı durumunda, yaşamı olumsuz etkileyen ve işlevselliği bozan durumlarda patolojik bir kaygının varlığı söz konusudur.

Psikodinamik Açıdan Kaygı;

Bilinçdışı çatışmaların, savunma ve nesne ile kişilerarası ilişkilerin etkisi olabilmektedir. Kaygı dürtüler ve bunların doyum araması ile birlikte süperego tarafından yönlendirilmek üzere baskı altına alınması ve engellenmeye çalışılmasından doğan bir iç çatışma halidir. Kaygı bilinçdışında gelişen ve egonun, bilinç haline ulaşmasını engellemeye çalışan bir alarm mekanizmasıdır. Psikodinamik açıdan kaygı, bilinçdışı iç çatışmanın ortaya çıkan belirtisidir.

Bu bağlamda kaygıyı Freud üç bölümde ele almıştır;

Gerçek Kaygı; Gerçek bir tehditle karşılaşılmasıyla birlikte oluşan kaygı. Gerçek kaygı hemen hemen hepimizin zaman zaman belirli yaşam olaylarına karşı yaşadığımız evrimsel yönü olan hayatta kalmamızı sağlayan işlevsel bir kaygıdır.

Nevrotik Kaygı; Eros (Yaşam) ve Thanatos’un (ölüm) bizde oluşturduğu bastırılmış dürtülerin sonucu gelişir. Burada ego’nun içgüdülerden doğan tehlikeli talepleri engelleyememe durumudur. Bu noktada dürtü, id tarafından yoğun bir bilinçdışı istekle eyleme dökülmek ister fakat bireyin davranışlarının cezalandırılacağı bir durum içerisinde bulunma ve sonucunda cezalandırılma tehdidi sonucunda da bilinçdışı bir mekanizma ile kaygı ortaya çıkar.

Bu mekanizma id ve ego arasındaki çatışmadan doğmaktadır. Bu çatışma ifade edilmek istenen durumların önüne geçer ve savunma mekanizmalarıyla başka ifadelere dönüşür. Bu yolla dürtünün kaynağı kaygıya dönüşerek boşalımı gerçekleşir.

Nevrotik kaygı bu savunma mekanizması yoluyla, kendini nedeni bir şeye bağlı olmayan aşırı tepki yanıtı geliştirmemize sebep olan mantık dışı bir deneyim ile sonuçlanan kaygılara sebep olur. Sıklıkla erken dönem yaşantılarından köklenmektedir.

Moral Kaygı; Bireylerin dürtülerini kontrol edememekten dolayı doğan vicdan azabı, utanma, suçluluk duygularının doğurduğu içsel kaygıdır. Bakım verenimiz ve dış dünya aracılığıyla içselleştirdiğimiz değer ve ahlaki yargılarımızla çatışan durumlarda geliştirdiğimiz utanç ve suçluluk duygularına neden olabilir. Bu kaygıların altında süper egonun kusursuz olma, idealize edilen benlikle ve mükemmeliyetçilik arayışı yatmaktadır.

Varoluşçu Açıdan Kaygı;

Kaygının nesnesi “hiçlik’dir”. Bu hiçlik anne karnındaki bebeğin algılamadığı, bir beklenti içinde olmadığı, yargılanmadığı tıpkı bir ölüm hali gibidir. Varoluşçuluk, hiçliğin fark edilmesini ve kendi varlığının farkında olmayı sadece bireyin kendi biricikliğini kendisinin fark edebileceğini vurgular. Farkına vardığımız hal sadece bana ait ise onunla ne yapabileceğimi sadece kendim karar verebilirim ve yönlendirebilirim. Farkında olduğum benliğimin ve kendime yönelik biricik bu yönlendirme ve karar verme yeteneğimizin farkında olmak bize geniş bir özgürlük sağlıyor. Fakat bir yandan da kendi hayatımızın anlamını ve sorumluluklarının benim elimde olması, neredeyse uçsuz bucaksız gökler kadar geniş bu hür özgürlüğün ve irademin bana yüklediği bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Bu özgürlüğün bize yüklediği irade ve sorumluluğun farkında olmak. Zihin ve bedenimizden varoluşsal bir kaygıyı da beraberinde getirmektedir.

Bu makale 15 Mart 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Onur Cansız

Uzman Klinik Psikolog Onur Cansız Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Akademik Başarı Bursu alarak eğitim görmüştür. Psikoloji bölümünden “Yüksek Onur Öğrencisi” olarak derece ile 3 yılda mezun olmuştur. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Lisans Bölümü’nden “Onur Öğrencisi” olarak mezun olmuştur. Uzmanlık eğitimine Haliç Üniversitesi Klinik Psikoloji Master Programı’nda Başarı Burslu olarak başlayarak dereceyle bitirmiştir. Uzmanlık Tezini "Erken dönem uyumsuz şemaların somatizasyon ve dissosiyasyonla ilişkisi" adlı tez ile tamamlamıştır. Master eğitim sürecinde Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikanalitik Çocuk-Ergen Psikoterapisi eğitimleri ve Süpervizyonları almıştır. Prof. Dr. Doğan Şahin ve Prof. Dr. Zümra Atalay gibi yetkin birçok eğitmenden eğitimler almıştır. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ...

Etiketler
Kaygı bozukluğu
Uzm. Kl. Psk. Onur Cansız
Uzm. Kl. Psk. Onur Cansız
İstanbul - Klinik Psikolog
Facebook Twitter Instagram Youtube